Diyarbakır’da ortak çağrı: Gün Rojava’yı birlikte koruma günü
Diyarbakır'da ortak açıklama gerçekleştiren Kürt parti ve siyasi oluşumlar, Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik saldırılara karşı ulusal birlik çağrısı yaptı.
Fotoğraf:MA
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Kürdistan Komünist Partisi (KKP), Azadî Partisi, İnsan ve Özgürlük Partisi (PİA), Devrimci Demokrat Kürt Derneği (DDKD), Şêx Sêîd Derneği, Platforma Yekîtiya Jinên Kurd (Kürt Kadın Platformu), Kuzey ve Doğu Suriye'de yaşanan gelişmelere ilişkin ortak açıklama yaptı.
Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti’nde (GGC) yapılan açıklamaya, DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar ve diğer parti ve oluşumların başkan ve temsilcileri katıldı.DBP Diplomasi Komisyonu Eş Sözcüsü Berivan Helen Işık’ın yaptığı ortak açıklamada, dünyada ve bölgede yaşanan gelişmelere dikkat çekildi. Egemen güçler tarafından yüzyıl önce kurulan statükonun ve çizilen sınırların hızla değiştiğine dikkat çekilen açıklamada, yüzyıl önce olduğu gibi bugünde Kürdistan'ın değişimlerin, dönüşümlerin merkezinde yer aldığı vurgulandı.
“HERKESİ KAPSAYAN BİR SİSTEM KURULMALI”
Açıklamada yeni Suriye'de ne iç bir gücün diğer güçler üzerinde otorite kurması ne de dış güçlerin kendi politikalarını empoze etmesinin kabul edilemez olduğu söylenerek ırkçı, tekçi, ret ve inkar politika ve yöntemlerinin tekrarı, mevcut savaşın derinleştirilmesinden başka sonuç getirmeyeceği belirtildi: “Tüm uluslararası güçler ve bölge devletleri, Suriye'de yaşayan halk ve oluşumların iradesine saygı duymalıdır. Suriye'de tüm halkları, inançları, kültürleri, farklılıkları kapsayan bir sistem kurulmalıdır.”
“TÜRKİYE KUZEY VE DOĞU SURİYE'YE YÖNELİK SALDIRILARINI ARTIRDI”
14 yıldır Rojava Kürdistan'ın kazanımlarına ve statüsüne sürekli saldıran Türkiye, Baas rejiminin yenilgiye uğratılmasıyla Rojava’ya yönelik saldırılarını hızlandırdığını belirtilerek, “Bu saldırılar her ne kadar çeteler tarafından yapılsa da Türkiye'nin yardımıyla gerçekleştiriliyor. Türkiye'nin politika ve eylemleri ne Türkiye'de ne de Suriye ve Irak'ta mevcut sorunları çözmüyor, halklar arasındaki düşmanlığı derinleştiriyor” denildi.
“SAHİPLENME GÜNÜDÜR”
Bu bağlamda öncelikle Kürt halkına birliktelik çağrısında bulunuldu: “Kürt halkının yokluğu üzerine kurulan statüko bugün sarsılıyor ve çöküyor. Kuzeydoğu Suriye Rojava halkı, tüm düşmanlığa karşı kadınların öncülüğünde eşit yaşam modelini oluşturdu. Ancak ırkçı ve cinsiyetçi devletler bu modeli yıkmak, yeni yöntemler kullanarak Kürt halkını statüsüz bırakarak, varlığını ortadan kaldırmak istiyor. Kürt halkının artık statüsüzlüğe tahammülü kalmadı. Rojava Kürdistan'ın statüsü bizim için her şeyin üstündedir. Gün Rojava'nın yani Kürdistan'ın bu parçasının statüsünü sahiplenme günüdür. Bu nedenle Kürt halkını ve tüm siyasi yapılarını birlik olmaya ve Rojava'nın statüsünü sağlamak için çaba göstermeye çağırıyoruz.”
ULUSLARARASI KAMUOYUNA ÇAĞRI
İkinci çağrımız uluslararası kamuoyuna olduğu belirtilen açıklamada tüm saldırılara rağmen Kürt halkının bugün istikrarın ve demokrasinin en temel gücü olduğu söylendi. Açılamada “Ortadoğu'daki kaosun çözümü için Kürt halkının haklarının tanınması gerekiyor. Bu nedenle biz Kürt parti, örgüt ve kurumları olarak uluslararası kamuoyunu Rojava Kürdistan'ı desteklemeye, Kürt halkının buradaki statüsünü tanımaya ve desteklemeye çağırıyoruz. Bu insani, ahlaki ve vicdani bir sorumluluktur” denildi.
TÜRKİYE HALKLARINA ÇAĞRI
Son çağrının da Türkiye halkına ve Türk hükümetine yapıldığı açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Kürt halkının statüsünü ve haklarını azaltmayın, zayıflatmayın. Kürt halkının varlığı Türk halkına zarar vermez. Aslında bin yıllık kardeşlikten söz etmek için Türkiye'nin bugün Rojava'daki Kürt halkının kazanımlarına, statülerine saldırmaması, tam tersine temas ve desteği sürdürmesi gerekiyor. Bununla diyoruz ki, bugün Rojava'nın statüsünü koruma günüdür. Rojava'yı birlikte koruyalım." (MA)