29 Aralık 2024 04:20

Asgari ücret hayal kırıklığı yarattı

22 bin 104 TL’lik oran tepkiyle karşılandı. İşçiler o dakikadan sonra birbirlerine AKP’nin kendilerine ihanet ettiğini, “sattığını” bağırış, çağırış içerisinde anlatmaya başladı.

Asgari ücret hayal kırıklığı yarattı

Hilal Tok/Evrensel

Özgür KAYA
Ankara

Asgari ücretin açlık sınırına yakın belirlenmesi Ankara’da Akyurt sanayi bölgesinde çalışan işçiler arasında şok etkisi yarattı desek abartılı olmaz. Salı günü akşam saatlerinde asgari ücretin açıklanacağının belli olmasıyla işçiler arasında başlayan telefon trafiği, ücret açıklandıktan sonra hızlanarak devam etti. Asgari ücret henüz belli olmadan önce işçilerdeki ağırlıklı beklenti 24-25 bin TL arasında iken, televizyonlarda görünen 22 bin 104 TL’lik oran tepkiyle karşılandı. İşçiler o dakikadan sonra birbirlerine AKP’nin kendilerine ihanet ettiğini, “sattığını” bağırış, çağırış içerisinde anlatmaya başladı.

Bu telefon görüşmelerinin birinde işçinin biri yapılanı anlamadığını şöyle ifade ediyor: “Bunlar Allah’tan korkmuyorlar onu anladık. Oydan, seçimden korkuyorlar diye bilirdik o da kalmamış! Neden böyle yapıyorlar valla ben anlamıyorum?​”

Peki bu kavga ve tepki 2 bin lira için mi? Bir yanı gerçekten 2 bin lira. Borç harç içindeki işçilerin artık 2 bin lirası da çok değerli. Ama tepkilerin bu kadar sert olmasındaki daha etkili bir sebep “sattı” diye ifade edilen bu duyguda. Son yerel seçimler dahil yıllarca AKP dışında bir partiye oy vermemiş (Son seçimlerde bir miktar YRP’ye kayma olsa da oylar yine Cumhur İttifakında kalmıştı) bölge insanı kendisini ait hissettiği bir grup tarafından ihanete uğramış görüyor.

İşçiler arasında tartışılan “25 bin TL olur, 24 bin TL olursa da olur ne yapalım” sayıları Türk-İş’in talebinin 29 bin 583 TL olarak açıklanmasından sonra netlik kazanmıştı. Patron tarafının yüzde 25 (yaklaşık 21 bin TL) beklentisi de kasım ayından beri biliniyordu ve 25 bin TL olan beklenti Türk-İş ile patronların tam ortasına denk düşüyordu. 24 bin TL olursa da “Devlet biraz da patronların yanında durur, buna da alışığız” denmiş oluyordu. Ancak açıklanan ücretin patronların talebine çok yakın olması “Ortada duran, her kesime eşit yaklaşan, hepimizin devleti” diye bilinen devletin işçi ve emekçilerden çok patronların devleti olduğu hissini yaratması işçilerin tepkisini büyüten ve sertleştiren bir neden oldu.

İlk gün tepkilerin odağında sadece AKP ve devlet yoktu; işçilerin kendisi de vardı. “Niye kimse sokağa dökülmüyor. Neden kimsenin sesi çıkmıyor” sözleri ile ifade edilen bu tepkiler, “Üç kişi, beş kişi olursak bizi içeri alırlar” yanıtını alıyor. Bu tartışmalara yanıt bir gün sonra işçilerin fabrikalarda yan yana gelerek durumu daha rahat konuşmalarının da etkisiyle Betek/Filli Boya işçilerinin direnişinden geldi. İşçiler direnişin videolarını birbirine atarak “Biz de böyle yapmalıyız” diyerek ikna çalışmalarına başladılar. İkna faaliyeti henüz sonuç vermiş gibi durmuyor. Görünen o ki; ikna çalışmaları, işçilerin bir bölümünün geri kalanını mücadeleye çekene kadar sürecek. İşçi sınıfı hareketi tarihi bu tür çabalar ile dolu. Tarihin hatırlattığı ise başarılı olanların sabır, ısrar ve işçi sınıfının birikimi ile buluşmuş olanlar olduğu.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Sömürge madenciliği felaketinin yıl dönümünde İliç: Toprak zehirli, halk işsiz

Sömürge madenciliği felaketinin yıl dönümünde İliç: Toprak zehirli, halk işsiz

İliç siyanür faciasının üzerinden 1 yıl geçti. Hava, toprak ve su zehirlendi; 9 işçi can verdi. Daha fazla altın için kuralsız çalışmanın önünü açanlar aklandı. Halk zehirlenmiş doğa ve işsizlikle baş başa. Facianın ana sorumlularından uluslararası maden tekeli SSR, hisse senedi değerlerinin yükselmesiyle felaket öncesine geri döndü. İliç’teki altın için de “iş birliği içinde olduğu iktidarla” pazarlıkta.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Grevdeki Çelikaslan Tekstil patronunun kardeşi: "Benim zenginliğimi Allah verdi."

Evrensel'i Takip Et