Munzur Üniversitesinin 'adrese teslim' kadro ilanına tepki
Munzur Üniversitesinin 63 kişilik kadro ilanı tepki çekti. Eğitim Sen Dersim Şube Başkanı, belirli kişilere her türlü kolaylığın sağlandığını ancak muhaliflerin dışlandığını söyledi.
Fotoğraf: MA
Orhan KURUL
Dersim
Resmi Gazete'de 27 Aralık tarihinde yayımlanan bir ilanda Munzur Üniversitesi Rektörlüğünün öğretim üyeleri alacağı açıklandı. İlanda çeşitli branşlara göre 63 kadro alımı yer alıyor. Söz konusu ilana hem akademisyenler hem de Eğitim Sen Dersim Şubesi tepki gösterdi. Eğitim Sen Dersim Şube Başkanı Mehmet Aşkın, belirli kişilere her türlü kolaylığın sağlandığını ancak muhalif akademisyenlerin dışlandığını söyledi.
"YILLARDIR KADRO BEKLEYEN AKADEMİSYENLER VAR"
Munzur Üniversitesinde çalışan ve yıllardır kadro bekleyenler olduğunu ifade eden bir akademisyen, “Rektörlük sürekli tasarruf tedbirlerine vurgu yapmasına rağmen içeriden kadro bekleyenler yerine dışarıdan alım yapmayı tercih ediyor. Üniversitede 30'un üzerinde akademisyen, doçentlik ve bir o kadar da doktor öğretim üyeliği beklerken hatta bazılarında bekleme süresi iki yıldan fazla iken, dışarıdan kadro getiriliyor. Kadrolar çeşitli özel kriterlerle çıkarılarak kadro bekleyen akademisyenlerin başvurmaları engelleniyor” dedi.
"REKTÖRÜN EŞİ DE BURAYA GÖREVLENDİRİLDİ"
Rektör Kenan Peker’in eşinin Fırat Üniversitesinden Munzur Üniversitesine görevlendirildiğini söyleyen başka bir çalışan, görevlendirilme daha çıkmadan en az 3 dersin Peker’in eşine tahsis edildiğini belirtti. “Dönemin ilk 5-6 haftası rektörün eşi bu derslere girmedi ve dersler yapılmamış oldu” dedi.
"HANGİ KADRONUN KİMİN İÇİN AÇILDIĞINI HERKES BİLİYOR"
Eğitim Sen Dersim Şube Başkanı Mehmet Aşkın ise üniversitenin bilimsel üretimi ve nitelikli eğitimi öncelemek yerine nicel büyüme hedeflerine odaklandığını söyledi. Aşkın, “Akademik kadro alımları, bilimsel yeterlilik ve başarıdan çok, siyasi bağlantılar ve kişisel çıkarlar doğrultusunda şekillendirilmektedir. Özellikle ‘kişiye özel başvuru şartları’ ile hazırlanan kadro ilanları, hukuki ve etik değerleri açıkça yok saymakta, üniversitenin akademik itibarını yerle bir etmektedir. Bu kadar bariz bir keyfiyetin sonucu olarak, hangi kadronun kimin için açıldığı üniversite içinde herkes tarafından bilinmekte ve bu yozlaşma adeta normalleştirilmeye çalışılmaktadır” dedi.
"LİYAKAT HİÇE SAYILIYOR, KAYIRMACILIK HÜKÜM SÜRÜYOR"
Aşkın konuşmasını şöyle sürdürdü: “Üniversitelerin kendi akademisyenlerine unvan yükseltme fırsatları sunması doğal bir uygulama ancak Munzur Üniversitesinde bu süreçler dahi kişisel ve siyasi etkilerin gölgesinde yürütülmektedir. Belirli kişilere her türlü kolaylık sağlanırken, muhalif akademisyenler sistematik bir şekilde dışlanmakta, yükselme süreçleri kasıtlı olarak engellenmekte ve uzatılmaktadır. Akademik liyakatin hiçe sayıldığı, keyfiyetin ve adam kayırmacılığın alenen hüküm sürdüğü bu düzen, Munzur Üniversitesini bilimsel üretimden koparmış, nitelikli eğitimi ise imkânsız hâle getirmiştir. Bu sistem, üniversiteyi vasatlığın sembolü haline getiren temel nedenlerden biridir.”