31 Aralık 2024 04:06

İsviçre’nin bir yılı: Tedirginlik ve emperyalist masada yeniden konumlanış dönemi

İsviçre tipi NATO’culuğun ‘tarafsızlığın’ açık seçik önüne geçmesi bu dönemin alametifarikalarından biri oldu. Savaş tehdidi gerekçesiyle ülke güvenliği de AB’nin gölgesine daha fazla sığındı.

İsviçre’nin bir yılı: Tedirginlik ve emperyalist masada yeniden konumlanış dönemi

Fotoğraf: Pixabay

Haydar SANCAR*

Yılın kavramı ya da yılın en çok popüler olan kelimesi gibi son dönemlerde yaygınlaşan tespit arayışlarını kullanım olarak devralıp uyguladığımızda; 2024 yılının İsviçre’sini tarifte öne çıkacak olan kavramın ‘tedirginlik’ olarak seçilmesinin fazlaca itiraza maruz kalmayacağını görür gibiyiz. Biriken sorunlarının büyük bir itkiyle yayılarak genişlemesi, emperyalistlerin kartların yeniden dağıldığı masada koltuklarını güvence altına almaya çalıştığı bu ilişkiler yumağında İsviçre burjuvazisinin özellikle hem arayışını hem de konumlanışını simgeler olması nedeniyledir itiraz seslerinin zayıflığının göstergeleri.

İSVİÇRE TİPİ NATO’CULUK ‘TARAFSIZLIK’IN ÖNÜNE GEÇTİ

Ancak vurgulamak gerekir ki Avrupa ana karasında birlik olmuş ülkeler arasında ‘ayrıksı’ gibi duran bu ‘küçük’ ülkenin politik ve ekonomik kaderi, 2024 yılı boyunca giderek ve daha fazla bu ayrı duruşun koşullarını da silikleştiren, birbiriyle çok yönlü ilişki içerisinde olan parametrelere bağımlı hale geldi. Yıl boyunca dış politikada yaşanan gelişmeler ve bunların iç politik yansımaları bu yeniden konumlanma sürecinin nasıl olacağına dair hayli ufuk açıcıydı.

Bu yönelimin ilk belirleyenlerinden birinin, ülkenin yürütme organı olan Federal Konseyin İsviçre’nin en önemli partner ülkeleriyle uyumluluk versiyonunu politik güncellemenin ağırlıklı unsuru olarak yürürlüğe koymak zorunda kalması olduğu söylenebilir. Kendine münhasır İsviçre tipi NATO’culuğun İsviçre’nin ‘tarafsızlığının’ açık seçik önüne geçmesi yine bu dönemin alametifarikalarından biri. Öyle ki bu olguların yarattığı politik basınç, bir önceki dönemde ordunun küçültülmesini ve bütçesinin kısıtlanmasını ister görünen ‘sol’ görünümlü burjuva partilerin bile hevesle; silahlanma, dış ülkelere ‘barış’ gücü olarak daha çok asker gönderme, ortak tatbikat yapma, askeri donanımın modernizasyonuna bütçeden daha fazla pay ayırma gibi yönelimleri zorunluluk olarak gösterip, şapka çıkardılar…

İÇ POLİTİKADA BASKI VE AB’NİN GÖLGESİNE SIĞINAN DIŞ POLİTİKA

İstihbarat raporlarıyla desteklenen ‘artan terör saldırısı riski’ propagandası ile iç politikada alınan polisiye önlemlerin ağırlığının neden olduğu atmosfer, İsviçre doğrudan demokrasisini, raporlarında ‘tehlike’ olarak tanımladığı otokrat rejimlerle benzeştirdi. Bunların yanı sıra yükselen milliyetçi dalganın, ABD’de başlayacak olan ikinci Trump döneminin seçimler öncesi göçmen karşıtı vaatlerini devralarak el arttırmaya çalışmasını, 2025’te dış koşullara dayalı göçmen karşıtı istismarcı politikaların daha da güç kazanacağının verisi olarak okumak mümkün.

Bir süredir AB ile yürütülen ikili görüşmelerde AB dayatmaları karşısında kuyruğunu dik tutmaya çalışan ülkenin yürütme organının, ‘Genişlemesi olanaklı görünen’ savaş tehdidi karşısında ülke güvenliğini AB gölgesine sığınarak güvenceye alma gerekçesiyle vitesi geriye takmasının iç politik sonuçlarının da daha etkili olacağı bir dönemin kapılarını açtığı söylenebilir. Bu görüşmelerde dayatılan AB ücretlendirme sistemi, emek mücadelesinin önümüzdeki dönem güncesinde diğer sosyal saldırı ve hak gasbı girişimlerinin yanı sıra liste başı başka bir probleminin de olacağına işaret ediyor.

Sanayide Almanya ile yapılan ticaretin hacminin yüksekliğinin getirdiği riskler ve Alman ekonomisinin içerisinde bulunduğu zorluklar İsviçre sanayi üretiminin karşılaşacağı riskleri de tetikler durumda ve bu risk 2025 için oldukça yüksek. En nihayetinde Almanya sanayisi hapşırdığında İsviçre nezle oluyor. 8 yıllık deflasyon döneminden 2022’de çıkan İsviçre ekonomisinin yeniden aynı sürece girmemesini; sanayide yaşanması muhtemel zorlukları ihracat ekonomisini güçlendirerek nötralize edilmesini sağlamak adına İsviçre Merkez Bankası yılın son ayında yaptığı faiz indirimiyle, yüzde 1.75 ile başladığı yılı yüzde 0.5 ile kapatmış oldu.

MÜCADELE EĞİLİMİ 2025’TE SÜRECEK

2024 yılının ücrete bağımlılar için önemli bir mücadele yılı olduğu söylenebilir. İşten atmalara, düşük ücret baskısına, Çalışma Yasası’nın işçiler aleyhine esnetilmesine, emeklilik özlük haklarının gasbedilmesine karşı yıl boyunca birçok grev, eylem ve direniş gerçekleşti ve az çok görünür olan veriler bu mücadele eğiliminin en azından bu eğilimin güçleneceği olguların, 2025 yılında ivme kazanacağını gösterir nitelikte.

Nihayetinde bugün dünyada yaşanan gelişmeler ve bu gelişmelerin 2024 yılı içerisinde katettiği hız bugüne kadar ‘refahını’ ve ‘konforunu’ önceleyerek politik bir yön çizmeye çalışan İsviçre egemenlerini, var olanı sürdürmede oldukça zorlar hale getirmiş durumda. Ancak ülke burjuvazisinin sürece uyumlu yeniden pozisyon alma girişimlerinin sancısız olmayacağı ne kadar kaçınılmazsa, ülke içi mücadele dinamiklerinin de yeniden pozisyon almaya itileceği ve mücadele dinamiğinin güçleneceği de o kadar gerçekçi.    

*İsviçre Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu (DİDF) Başkanı

Evrensel'i Takip Et