Hrant Dink İzmir ve Adana'da anıldı: Mücadele mirasını yaşatacağız
Hrant Dink katledilişinin 18. yılında Adana ve İzmir'de anıldı. Anmada Dink’in mücadelesinin Ermeni gerçeğini aydınlatmadaki rolü vurgulanırken gerçek faillerinin hâlâ yargılanmadığına dikkat çekildi.
Agos gazetesinin kurucusu ve genel yayın yönetmeni Hrant Dink, katledilişinin 18. yılında Anada ve İzmir'de anıldı.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Adana Şubesi’nin düzenlediği etkinlik, İnönü Parkı’nda gerçekleştirildi. Etkinliğe kentteki siyasi parti ve demokratik kitle örgütü üyeleri de destek verdi. Basın açıklamasını İHD Adana Şubesi Üyesi Yaşar Gökoğlu okudu.
Fotoğraf: Evrensel
Gökoğlu, Hrant Dink’in öldürülmesinin arkasındaki gerçek faillerin hâlâ yargılanmadığını vurguladı. 1915’ten bu yana Türkiye’de devletin suç örgütleriyle işbirliği içinde olduğunu belirten Gökoğlu, Hrant Dink cinayetini “ırkçı bir cinayet” olarak nitelendirdi ve Dink’in Türkiye’nin demokratikleşmesi gerektiği çağrılarını hatırlattı.
HRANT DİNK'İN MİRASI VE AGOS GAZETESİNİN ROLÜ
Gökoğlu, Hrant Dink’in Agos gazetesini yöneterek Türkiye’deki Ermeni gerçeğini aydınlattığını ve toplumun bilinçlenmesine katkı sağladığını anlattı. Agos’un, Türkiye’deki Ermenilerin tarihini ve karşılaştıkları ayrımcılığı anlatarak önemli bir rol oynadığını vurgulayan Gökoğlu, şunları söyledi: "Agos bir çığır açtı. Türkiye’de Ermenilerin tarihini, Türkiye’de bir Ermeni olmanın hayâl edemeyeceğimiz gerçeklerini anlattı. Yalnızca bilgimizi geliştirmedi, yalnızca aklımıza hitap etmedi, kalbimize de seslendi duygumuzu olgunlaştırdı, hissetme yeteneğimizi keskinleştirdi. Televizyon kanallarında katıldığı tartışma programları onu görünür kıldı. Daha çok insan Ermenilerin varlığı ve yaşadıkları ayrımcılığı ilk defa ondan duydu. Bu görünürlük de onun hedef tahtasına konulmasında önemli bir rol oynadı."
"GERÇEK FAİLLER YARGILANMADI"
Gerçek faillerin hâlâ yargılanmadığını dile getiren Gökoğlu, "Türkiye’nin en baştan beri ve hâlâ demirbaşı olan cezasızlık zırhı tarafından korundular ve korunuyorlar. Ayrıca, bu katliamda tetikçi olarak kullanılan Ogün Samast da geçtiğimiz günlerde tahliye edildi" dedi.
"MÜCADELE MİRASINI YAŞATACAĞIZ"
Hrant Dink’in insan hakları ve ırkçılıkla mücadeleye olan katkılarının her zaman hatırlanacağına ve onun mücadelesinin her ırkçılık örneği, ayrımcılık ve nefret vakasında devam edeceğine dikkat çeken Gökoğlu, ırkçılık ve nefretin karşısında, adaletin ve hakkın yanında olan biri olarak Tanınan Dink’in mücadele mirasıyla devam edeceklerini söyledi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Urfa Şubesi de dernek binasında Dink için anma programı düzenledi. Anmaya, DEM Parti Urfa İl Örgütü, Urfa Emek ve Demokrasi Platformu birleşenleri de katıldı. Toplantının yapıldığı salona "Hrant Dink'i unutmadık unutmayacağız" pankartı asıldı. Toplantıda, ortak açıklamayı İHD Urfa Şube Yöneticisi Songül Arpa yaptı. (Adana/EVRENSEL)
İZMİR: GÖSTERE GÖSTERE GELEN SİYASİ CİNAYETTİ
Fotoğraf: Bahar Emreoğlu/Evrensel
İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, Hrant Dink’in ölüm yıldönümünde Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Sıklıkla “Faşizme inat kardeşimsin Hrant”, “Katil devlet hesap verecek”, “Karanlığa teslim olmayacağız” sloganlarının atıldığı açıklamada basın metnini İzmir Barosu Genel Sekreteri Zöhre Dalkıran okudu.
Hrant Dink’in göz göre göre öldürüldüğünü belirten Dalkıran, “Birçok siyasi cinayette olduğu gibi Dink suikastında da birtakım güç odakları Dink’i önce hedef tahtasına koydular, yalnızlaştırdılar, düşmanlaştırdılar ve ardından da faşist bir tetikçiye tetiği çektirerek Hrant’ımızı katlettiler. Bu göstere göstere gerçekleştirilen bir siyasi cinayetti. Cinayetin ardından yakalanan katile düzülen methiyeler, cinayeti meşrulaştırmaya çalışan propaganda ve hatta cani ile sanki bir pop yıldızıymışçasına birlikte fotoğraf çektiren, sırtını sıvazlayan, onu cesaretlendirici sözler söyleyen polislerin varlığı ve tavrı bile bu cinayetin sorumlusunun sadece 17 yaşındaki cahil ve faşist bir tetikçi olmadığını gün gibi ortaya koymuştur" dedi.
Cinayetin üstünden yıllar geçmesine rağmen olayın siyasi yönünün araştırılmadığını vurgulayan Dalkıran, "Ne cinayet emrini verenler, ne onların bağlı olduğu güç odakları ne de aylarca hedef gösterilmiş bir gazeteciyi korumayan devletin sorumluluğu ne tartışılmış ne de adalet huzuruna çıkarılmıştır. Yakın tarihimizdeki devrimci, sosyalist, muhalif birçok aydın insanımızın katillerinin bulunmaması, tetiği çekenler bulunsa bile bunun arkasındaki örgütlü güç ve siyasi kuvvetin asla tespit edilip cezalandırılmaması, Dink cinayetinin de diğer siyasi cinayetlerle birlikte ele alınması gerekliliğini ortaya koymaktadır” ifadelerini kullandı.
"TOPLUMSAL TEPKİ VE BASKIYI BÜYÜTMELİYİZ"
Ülkede yaşanan politik cinayetlerin egemen sınıfların çıkarlarına çomak sokulmadan aydınlatılamayacağını söyleyen Dalkıran, “Hiçbir siyasi cinayet kamuoyunun vicdanı rahat bir şekilde yargılanmamış, cezalandırılmamıştır. Kameraların gözü önünde katledilen Diyarbakır Barosu Başkanı Av. Tahir Elçi’nin dosyasında tüm sanıklara beraat kararı verilmiş, dava bin türlü usulsüzlükler ile alelacele kapatılmıştır. Örnekleri çoğaltmak mümkündür. O yüzden toplumsal tepki ve baskı olmaksızın ne siyasi cinayetler önlenebilir ne de işlenen cinayetler aydınlatılabilir. Bunu sağlamak da toplumun demokratik tepkisini birleşerek ve en güçlü ve kararlı şekilde ortaya koymasıyla mümkün olabilir” diye konuştu. Son olarak Türkiye’nin tüm emekçi ve işçilerine seslenen Dalkıran, “Hrant’ı düştüğü yerden kaldırın. Ne onu, ne de diğer Hrantları bir daha yere düşürmeyin. Bu ülkeyi canilerin, katillerin, faşistlerin at koşturduğu bir yer olmaktan çıkarın. İnsanların sokak ortalarında infaz edildiği, ekmek almaya giden çocukların katledildiği bir ülke yerine Berkin’le Hrant’ın el ele çocuk parkına gidebildiği bir ülke yaratın. Yaratın, çünkü bundan başka hiçbir çaremiz yok. Savaşmaktan, düşmanlıktan, vahşetten para kazanan, beslenen karanlık güçlerden kurtulmadıkça bu ülkenin çocuklarına gün yüzü ne yazık ki yok" diye konuştu. (İzmir/EVRENSEL)
Evrensel'i Takip Et