Siyaset Bilimci Yücel Demirer: Yargıyla müdahalede üst aşamaya geçildi
Kürsüden inmeden başlayan soruşturmalar, “eski defterler”den suç yaratma çabası ve önce tutuklayıp sonra delil aramalar... Siyaset Bilimci Doç. Dr. Yücel Demirer son gelişmeleri değerlendirdi.
İLGİLİ HABERLER
63 baro: Son gözaltı ve tutuklamalar ifade özgürlüğü açısından ciddi endişe yaratıyor
Dilan TEMİZ
İstanbul
İktidarın, muhalefete parti yönetiminden belediyelere kadar, barolara, gazetecilere, menajerlere kadar uzanan baskı politikasını devreye koymasını konuştuğumuz Siyaset Bilimci Doç. Dr. Yücel Demirer, “10-12 yıl önceki defterlerin açılması ihtiyacı, bir dönüm noktasını, yargı üzerinden kurulan baskıda bir üst aşamaya geçildiğini, mantık kurallarından ve hukukun evrensel kurallarından kopuşu gösteriyor. Bundan da vahim olan, defterlerin artık hiç eskimediği, her an her konunun siyasal gerekçelerle istismar edilebileceğinin hayatımızın bir parçası olması” dedi.
Bu dönemin yoksulluktan çok açlık haliyle açıklanabileceğini anlatan Demirer, güvenilmeyen resmi enflasyon oranlarının, devletin verdiği hizmetlere uyguladığı artışın bile çok altında kalan 2025 maaş zamlarının bu durumu değişmeyeceğini gösterdiğini söyledi. Demirer, “Nüfusun küçük bir bölümünde gözlenen müthiş oranlardaki servet artışı, bu sefaletin boşuna yaşanmadığını, bir kesimin sermaye birikiminin zirveye çıkarılmasının iktidarın önceliği olduğunu bize gösteriyor. Öte yandan kamuoyu yoklamalarında yargının bağımsızlığına ilişkin sorulan soruların cevapları uzunca bir süredir merak uyandırmıyor. Çünkü Cumhur İttifakına oy verenler dahil olmak üzere halkın ezici bir çoğunluğu, yargının bağımsızlığını yitirdiğini ve yürütmenin gölgesi altında faaliyet gösterdiğini söylüyor” dedi.
GEÇİM ZORLUĞUNUN SİYASAL SONUÇLARINI ENGELLEME NİYETİ
Bu iki veri bir arada düşünüldüğünde, iktidarın halkın çözülmeyen sorunlarını bastırmayı çıkış olarak gördüğünü vurgulayan Demirer, “Verilen gözdağının arkasında halkın yaşadığı, Türkiye tarihinde eşine az rastlanan zor yaşam koşullarının siyasal sonuçlarını engelleme niyeti yatıyor” dedi.
"BU TEHDİTLER ASLINDA HEPİMİZE"
Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’e 12 yıl önceki mektuptan, Menajer Ayşe Barım’a “Gezi’ye katılma” gerekçesine kadar birçok soruşturmada eski defterlerin açılmasına dair konuşan Demirer, “10-12 yıl önceki defterlerin açılması ihtiyacı, bir dönüm noktasını, yargı üzerinden kurulan baskıda bir üst aşamaya geçildiğini, mantık kurallarından ve hukukun evrensel kurallarından kopuşu gösteriyor. Bundan da vahim olan, defterlerin artık hiç eskimediği, her an her konunun siyasal gerekçelerle istismar edilebileceği durumların artık ihtimal değil, bir gerçeklik olarak hayatımızın bir parçası olması hali. Defterlerin eskidiği, eskiyebildiği normallikleri geride bıraktığımız, defterlerin ‘eskitilmediği’ bir baskı döneminde Barım ya da Özer üzerinden yapılan tehditler aslında hepimiz için” diye konuştu.
İKTİDARIN SAVUNDUKLARI İLE HALK ARASINDAKİ UÇURUM
Son yıllarda iktidarın çıkarını savunduğu kesimler ile halkın arasındaki ekonomik uçurum açıldığı gibi, kavramların anlamı ve kurumların işlevi konusundaki mutabakatın da ortadan kalktığını söyleyen Demirer, “Sadece son bir ay içinde tanık olduğumuz gelişmelere bakıldığında, Türkiye’de yargının bir reform planı ile düzeltilebileceğini düşünmek mümkün değil. Bu adımın yeni bir halkla ilişkiler faaliyeti olmaktan öte bir anlamı yok” dedi.
Evrensel'i Takip Et