6 Şubat 2025 15:55
/
Güncelleme: 17:25

Cumhurbaşkanlığının deprem videosu gerçekleri hatırlattı

Cumhurbaşkanlığı tarafından hazırlanan depremlerle ilgili propaganda videosu, 6 Şubat sonrası yaşananları bir kez daha hatırlattı.

Cumhurbaşkanlığının deprem videosu gerçekleri hatırlattı

Fotoğraf: Volkan Pekal/Evrensel 

Gözde TÜZER

“Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı” tarafından “Bir oluruz, yarınlara sapasağlam bir söz oluruz” sloganıyla hazırlanan; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, TOKİ, Emlak Konut ve AFAD’ın yer aldığı bir video 6 Şubat 2023’de Maraş’ta gerçekleşen ve 11 ili etkileyen depremde yaşanan gerçeklerin nasıl çarpıtıldığını gözler önüne serdi. 

OKUTULAN SALA, KESİLEN MEDYA, MİLLİ YAS

Cumhurbaşkanlığı tarafından hazırlanan video sala okunması ile başlıyor. Bu durum oldukça manidar zira depremin üzerinden çok da vakit geçmeden hatta insanlar henüz enkaz altındayken ve sessizliğe en çok ihtiyaç duyulduğu anlarda 6 Şubat saat 22.00’de camilerden selalar okunmuştu. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş “Deprem nedeniyle vefat eden kardeşlerimiz için ülkemizin dört bir yanındaki tüm camilerimizde yatsı ezanından yarım saat önce sala verilecek ve akabinde "Kur'an-ı Kerim ve Dua Programı" icra edilecek” demişti.

Depremi TRT Haber’den öğrenen bir vatandaş yer alıyor videoda. Bu durum gerçek. Çünkü insanların enkazlardan nerede olduklarını paylaştıkları saatlerde BTK 10 saatlik 'bant daraltması' uyguladı. Halk sosyal medyaya ulaşamadı.  Videonun devamında bayrakların yarıya indirilmesi ise o dönem ilan edilen 7 günlük Milli Yas ilanına dikkat çekiyor. Milli Yas döneminde ne yapıldığı sorusu ise havada kaldı. 

TIR’LARI DURDURAN AFAD

“Bir oluruz, sarsılsak da derinden biz birbirimize tutunuruz” deniliyor videoda. Bu durum çok gerçek. Zira Türkiye’nin tamamından depremin ilk gününden itibaren onlarca yardım toplandı, binlerce kişi depremzedelere yardımcı olmak için yola çıktı. Videoda “Sarıldık mı ne de güçlü dururuz” denilen bölümünde TIR’larla, gemilerle, uçaklarla gönderilen AFAD gösteriliyor. Ancak tam da depremden bir gün sonra AFAD, gönderilen yardım TIR’ları durdurmasıyla gündeme gelmişti. Örneğin HDP’nin Ergani’den yola çıkan erzak dolu tırları polis noktasında engellendi ve geri gönderildi. Elazığ Valiliği yardımların AFAD’a yapılmasının zorunlu olduğunu aksi taktirde yardımların alınmaması gerektiğini söyledi. 

Yardım tırlarına akp'liler kendi pankartını astı

Fotoğraflar @CHPMuratBakan'ın paylaşımından alınmıştır

KENDİ İMKANLARIYLA KEPÇE BULDULAR

Videoda kepçelerin karların içinden götürülmesi görüntüsü ise insanların kendi imkanlarıyla bulmaya çalıştıkları kepçeleri hatırlatıyor. Örneğin CHP Adıyaman Milletvekili Abdurrahman Tutdere 6 Şubat akşam saatlerinde, Evrensel'e yaptığı açıklamada “Adıyaman’ın en acil olarak arama kurtarma ekiplerine ihtiyacı var. Göçük altında kalan insanların yardım çığlıklarını duyuyoruz” demişti. BBC Türkçe’nin 7 Şubat’ta Adıyaman’daki gözlemlerine göre ise “Kepçenin biri enkazı kaldırmaya çalışıyor. Onu da insanlar kendi imkanıyla kiralayıp getirmiş. Şehre giriş yapan ve üzerinde kepçe olan bir TIR'ı gören mahalleli, yolu kapatıp kamyonun önünü kesiyor. İnsiyatifi ele alıp kepçeyi indirip enkaza götürüyorlar…” 

Enkaz kaldıran kepçe

Fotoğraf: MA 

İMAR AFFI MİMARI: MURAT KURUM

Cumhurbaşkanlığı videosuna dönecek olursak… Videoda deprem yardımlarının AFAD dışında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından da gönderildiğini görüyoruz. Bu arada Bakan Murat Kurum ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın görüntüleri ekrana geliyor. Murat Kurum deprem sonrası en tartışmalı isimlerden birisi… Kurum, 50 bini aşkın insanın hayatını kaybettiği Maraş merkezli depremde yıkım ve ölümlerin artışına sebep olan imar aflarının uygulayıcısı. Murat Kurum, imar barışı kapsamında Türkiye genelinde toplam 7 milyon 85 bin 969 adet yapı kayıt belgesi verilirken, bunların 5 milyon 848 bin 927’sini konutların oluşturduğunu söylemişti. Maraş depremlerinin etkilediği 10 ilde imar affı kapsamında verilen yapı kayıt belgesi sayısı ise 294 bin 166 oldu. Kurum’un açıkladığı verilere göre İstanbul’da ise 318 bin binanın imar affından yararlanması sağlanmıştı. Her ne kadar Kurum bunu “imar affı” değil “imar barışı” olarak tanımlasa da binalardaki kaçak katlara verilen imarlar büyük yıkımlara sebep olmuştu. 

ÇŞİDB Murat Kurum

Fotoğraf: ÇŞİDB

MADENCİLER 3 GÜN BEKLETİLDİ

Depremzedeler tarafından “kahraman” ilan edilen madencilere de videoda özel önem atfedilmiş durumda. Ancak madenciler ilk günden itibaren deprem bölgesine gitmeye çalışmış ancak bürokrasiyi aşmaları 3 gün sürmüştü. Evrensel’de yer alan habere göre; madenciler AKP Hükümeti döneminde kamu iktisadi teşebbüslerinin (KİT) afet bölgesine direk müdahale yetkisini tırpanlamasının daha fazla canın kurtarılmasını engellediğini söyledi. Madenciler engeller nedeniyle ancak 3. gün deprem bölgesine gidebilmişler. “Biz vardığımızda hiç canlı kalmamıştı göçük altında” diyor, “Hep cenaze çıkardık. Daha erken gitseydik daha çok can kurtarırdık. Özel madenlerden de gelenler vardı. Kurtarırdık.” 

Madenciler deprem bölgesinde

Fotoğraf: Evrensel 

IBAN DEVLETİ YA DA ‘DEPREM VERGİLERİ NEREDE?​’

Cumhurbaşkanlığı videosunda “Yeri gelir birimizin tırnağı için binimiz seferber oluruz” deniyor ve kadınların köylerinden hazırladıkları malzemeleri TIR’lara yüklediği görülüyor. Halkın seferber olduğu bir gerçek ancak bu arada “Devlet nerede?​” sorusu var haliyle.

En büyük tartışmalardan biri de deprem sonrası devletin vatandaşlardan para istemesi oldu. İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), “Depremden etkilenen illerimizde yürütülen çalışmalara destek vermek isteyen vatandaşlarımızdan yoğun talep gelmektedir. Yardımda bulunmak isteyen vatandaşlarımız ‘DEPREM’ yazarak 1866’ya SMS (20 TL) gönderebileceği gibi banka hesap numaraları üzerinden de bağış yapabilecektir” dedi. Peki 17 Ağustos 1999'daki depremin ardından “dayanışma vergisi” adıyla toplanan “deprem vergileri” neredeydi? CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da bunu sordu: “Depremin maliyetini en aza indirgemek için her ay vergi veriyoruz. Ama nereye harcandığını bilmiyoruz. Maalesef böyle bir ülkede yaşıyoruz.” 

Urfa'da saat 04:17'de depremde yaşamını yitirenler anıldı

Fotoğraf: MA

YOLLAR, HAVALİMANLARI, HASTANELER ÇÖKTÜ

Propaganda videosunda Türk Hava Yolları’nın uçakları ile yardım taşındığı gösterilirken, akıllara uçakların nereye ineceği sorusu geldi. Zira depremlerde; uzmanların uyarılarına rağmen Amik Ovası’na inşa edilen Hatay Havalimanı’nın zeminde çatlaklar oluşmuş ve kullanılamaz hale gelmişti. Depremden sonra ise Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, ikinci kez aynı hata yapılarak havalimanının aynı yere yeniden yapılacağını duyurdu.

Videoda deprem bölgesine giren araçların yönlendirilmesinin güvenlik görevlileri tarafından yapıldığı gösterilirken hiç de gerçekçi gözükmüyor. Zira yolların da depremde yıkılması, yardımların geç ulaşması ve deprem sonrası organizasyon eksikliği göze çarpmıştı. Deprem sonrası kamu binaları adeta moloz yığınına döndü. Otoyollar ikiye ayrıldı, hastaneler çöktü. Tarsus-Adana-Gaziantep (TAG) Otoyolu yıkıldı. Yol ulaşıma kapatılırken trafik D-400 devlet yoluna bağlandı. Kahramanmaraş ile Pazarcık ilçesi arasındaki yol deprem sonrası ikiye ayrıldı. Yol boyunca derin yarıklar oluştu. Araçlar kaza yaptı. Hatay’ın İskenderun ilçesinde İskenderun Devlet Hastanesi’nin yoğun bakım ünitesin, Hatay merkez Antakya Hastanesi, Adıyaman’daki Belediye Başkanlığı binası ve Hatay’daki polis evi yıkıldı.

Havalimanı yolu çöktü

Fotoğraf: DHA

İDDİA: SOYLU ORDU’YU İSTEMEDİ

Videoda askeri uçaklara yüklenen yardımlar ve askerlerin bölgeye gönderilmesi yer alsa da 6 Şubat sonrası insanlar enkazlardan “yardım” isterken ordu bölgeye sevk edilmemişti. Arama kurtarma çalışmalarına katılmaları için askeri güçlerin bölgeye geç gönderilmesi büyük tartışmalara sebep olmuştu. Askerin ilk günden itibaren etkin ve yaygın bir şekilde sahaya çıkarılamaması ve depremin ardından başlatılması gereken yardımları planlayıp organize etmekten sorumlu olan AFAD'ın bölgedeki çalışmalarda yetersiz kalması dikkat çekiciydi. T24’ten Tolga Şardan’ın 24 Şubat 2023’teki yazısına göre; İçişleri Bakanı Soylu, askerin sahaya çıkmasına tepki gösterdi. Kulislere yansıyan iddialara göre, "Askeri niye karıştırıyorsunuz, AFAD'ın sorumlusu benim" dedi. Yaşanan trafiğin sonrasında AFAD sahaya çıkarken, TSK, göreve hazır halde ilk gün, sadece bekledi. Depremin yarattığı tahribatla birlikte AFAD'ın ilk müdahalede yetersiz kalmasının verdiği sıkıntı sebebiyle deprem bölgesinden ve kamuoyundan başlayan sert eleştirilerin akabinde TSK, ikinci gün sahaya çıktı.”

Askerler depremzedelere yardım ediyor

Fotoğraf: MSB

KIZILAY ÇADIR SATTI

Videonun bir bölümünde ise Kızılay çadırlarında kan veren vatandaşları görüyoruz. 6 Şubat’tan sonra Kızılay en tartışmalı kurumlardan biriydi. Çadır fabrikaları olduğu halde depremzedelerin çadır ihtiyacını karşılayamadığı gerekçesiyle eleştirilen Kızılay'ın, bölgede ilk günden beri yardım faaliyeti yürüten Ahbap'a depremin üçüncü günü 46 milyon TL karşılığında çadır sattığı ortaya çıkmıştı. Üstelik Kızılay, Gazeteci Murat Ağırel'e verdiği yanıtta para aldığını da kabul etmiş, Ahbap 2050 adet çadır aldığını açıklamıştı.

AHBAP kurucusu Haluk Levent “Arkadaşlarımız, Kızılay’ın iştirakinde olan Kızılay Çadır ve Tekstil A.Ş ile görüşme gerçekleştirdiler. Ellerinde 2050 adet olduğunu öğrendiğimiz çadırların sözleşmesini hemen yaptık ve ertesi sabah 2050 tane çadırı deprem bölgesine gönderdik” dedi.

Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık sosyal medyadan “Kızılay Çadır&Tekstil AŞ de Ahbap Derneğinden aldığı kaynağı çadır hammadde tedariği için ayırmış ve üretilecek çadırları da Kızılay aracılığı ile ücretsiz olarak depremzedelerin istifadesi için planlamıştır. Ahbap ve Kızılay'ın iş birliği ahlakidir, akılcıdır, yasaldır. Aksini iddia eden ise ya meseleyi anlamamış ya da kötü niyetlidir” ifadelerini kullanmıştı.

Kızılay çadırları

Fotoğraf: Kızılay.org

TOKİ VE TESLİM EDİLMEYEN KONUTLAR

Videonun sonuna doğru ise iktidarın en sevdiği işlerden olan “inşaat”ları ve TOKİ’leri görüyoruz. Ancak Evrensel’in 6 Şubat 2025 günkü manşetinde yer alan ve Dilek Omaklılar’ın hazırladığı habere göre; Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Daire Başkanlığının hazırladığı rapora göre; depremin ardından 518 bin 9 konut acil yıkılacak, yıkık, ağır hasarlı kategorisindeydi. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan pazartesi günü kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamada 201 bin 431 bağımsız bölüm (konuta ek olarak iş yeri ve köy evleri de dahil) teslim edildiğini açıkladı. Bunun içindeki konut sayısı ise 169 bin 171. Yani depremin ikinci senesinde teslim edilen konut sayısı, ihtiyacın üçte biri dahi değil. 

Konteyner Kent

Fotoğraf: ANKA

VİDEO BİTERKEN, SORUNLAR ÇOĞALIYOR

Video Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Allah’ın izniyle depremin yıktığı şehirlerin tamamını ayağa kaldırmadan durup dinlenmeyeceğiz” sözleri ile kapanırken, 2 yılın sonunda deprem bölgesinde yurttaşlar konteyner kentlerde yaşamaya, sağlık ve eğitim gibi kamusal hizmetlere ulaşmakta hala zorlanıyor. Hasarsız ya da az hasarlı evlerinin rezerv alana alınmasıyla mücadele ediyor. Barınma, beslenme, sağlık, eğitim, deprem davalarında tüm sorumluların yargılanmaması başlıca sorunlar.

Barınma koşulları açısından; konutların teslim durumu, konutu teslim edilen depremzedelerin sorunları, kira yardımları, ulaşım sorunu, rezerv alan uygulamasının sonuçları, mücbir sebep uygulamasının kaldırılmasının sonuçları, elektrik ve suya ulaşım gibi sorunlar başta geliyor.

Çocuklar eğitim alamıyor. Okulların durumu, eğitim emekçilerinin ve öğrencilerin sorunları, sağlık alanında sorunlar başlığında ise hastanelerin yeterliliği, sağlık emekçilerinin durumu, halkın sağlığa erişimi vb. konular hala büyük bir problem.

Bölgede sermayenin ayağa kaldırılması için ise devlet ve sermaye seferber oluyor. 

Bir Oluruz videosundan bir görsel

Görsel:  Cumhurbaşkanlığı videosundan alınmıştır

Evrensel'i Takip Et