23 Mayıs 2013 10:50
Zeynep Gizem Şenel

1960’ların plaj partili, California tarzı filmleri, bikinili kızların ve kaslı erkeklerin dünyasında vuku bulan heyecanlı olaylarla doluydu. Toplumun sosyal ve seksüel eğilimlerini değiştirmeye yönelik kayda değer ve gerçekçi yorumlar yapan bu yapımlar, Harmony Korine’in 32. İstanbul  Film Festivali’nde ve şimdilerde vizyonda gösterilen Bahar Tatili ile benzerlikler gösteriyor. Kasıtlı olarak çirkin planlara yer veren bu film, dünyaya kirli bir camın arkasından bakıyormuş hissi yaratıyor.
Florida’ya tatile giden dört üniversite öğrencisi, kafeleri soyarak çalıntı bir arabayla büyük bir maceraya doğru yol alırlar. Renkli yaz memleketine geldiklerinde ise bir daha buradan çıkamazlar. Alkolün su gibi, uyuşturucunun kum gibi tüketildiği, seks ve eğlencenin çılgın bir şekilde yaşandığı film boyunca, arka plandaki disko müziğiyle birlikte aşırı dozda bir iğrenme duygusu oluşuyor.
Altın dişli mafya Alien (James Franco) ile kanlı baskınlara imza atan ergen kızlar, Amerikan kültürünün yüzeysel, bayağı ve histerik yanlarını ortaya seriyor. Karanlık bir öldürme alemine sürüklenen grup, hayli açık seçik sahnelerde rahatsız edici eylemlere girişiyor. Yönetmen ise, bazı eleştirmenlerce tecavüz kültürünü güçlendirmekle suçlanıyor.
Bahar Tatili, ‘Mezuniyet Gecesi’ veya ‘Şükran Günü’ filmlerinde sıkça görülen klişe bir olguyu da gündemine dahil ediyor: Popüler kültür içinde sıkça tükettiğimiz Amerikan kurumu -Hollywood- bütün bu olayları sanki, burada sakin hayatlarımızda deneyimliyormuşuz gibi, sinsice ve cüretkar bir tonda dikte ediyor bizlere. Glasgow’lu Karikatürist Kevin Bridges, lise filmleriyle pompalanan Amerikanlaştırma dalgasına karşı çıkılması gerektiğini söylüyor. Ve ekliyor: “Bizim bahar tatillerimiz yoktu. Paskalya bayramlarımız vardı. Aynı Aralıkta bir yılbaşı filmi gibi bu film, tam da doğru zamanlamayla vizyonda yerini aldı. Ve yoz bir kültürü eğlence diye sunmaktan öteye gitmedi. Ben bu filmde bir eleştiri göremiyorum.”
Yönetmen Korine seyirciye, adi, vahşi bir gerçek aşk hikayesi sunarken, aslında Tarantino ve Rodriguez’in adımlarını da takip ediyor.

PEKİ NEDEN HEPSİNDEN TİKSİNİYORUZ?

Kolej öğrencileri sıkıcı buldukları hayatlarından sıyrılmak için, savaş sonrası Amerika’da Afro-Amerikan deneyimleri hakkındaki bir derste, birbirlerine müstehcen şakalar yapıp kaytararak bu akademik konuyu ruhsuz bir aşağılamayla karşılıyorlar. Bu durumu da filmin bütününe yayarak, Amerikan toplumun parçası haline gelmiş ırkçılık olgusuyla bağdaştırıyor Korine. Diğer bir bahar tatili klasiği Piranha (2010) gibi, Bahar Tatili’de, yarı çıplak kadın ve erkekler göstermek için doğal bir bahane bulmuş oluyor. Seyircinin gözüne sokulan yakın plan bikini-mayo çekimleri de oldukça irite edici bir atmosfer yaratıyor. Alien sürekli dört kızın ne kadar güzel olduğundan bahsediyor; elleriyle hayali bir kadraja sokmaya çalışıyor onları -ki filmdeki bütün kadınlar ve erkekler iyi görünümlü zaten. Peki neden hepsinden tiksiniyoruz? Kornie bizlere, kendince yorumladığı gençlik ve güzellik kavramlarını tasvir ediyor açık seçik sahneler boyunca. Bir süre sonra da iyi nitelikleri, erdem ve kararlılıkla, düzene bağlı kalmakla özdeşleştiren o kalıplaşmış duvara saldırıyor. Fiziksel güzelliği, toplum tarafından ruhsal güzellik olarak nitelenen özelliklerle özdeşleştirdiğimiz gerçeğini vuruyor yüzümüze.
Bütün absürtlüğüne ve röntgenciliğine rağmen, Korine filmi karakter sahibi bir tarza ilerletmeyi başarıyor. Kameranın kadın karakterleri arzulaması, yönetmenin diğer tarafta da -kurbanın yanında- yer almadığını göstermiyor. Büyük parti sahneleri -havuzda, sahilde, otel odasında, balkonda- zekice bir koreografi ile montajlanmış. 7/24 açık dükkanlarda geçen röportajvari planlar boyunca daha ıssız, daha karanlık bir dünya yükseliyor geri planda. Bahar Tatili, her ne kadar dejenere bir alternatif sunuyor gibi görünse de, yönetmenin ipi sükunetle göğüslediği inkar edilemez. Amerikan toplumunu yerden yere vurmak yerine, iplikleri pazara çıkarmayı seçiyor Kornie. Haykırmak, dövünmektense, “Daha vurmaya  gerek yok arkadaş, eşyanın tabiatı neyse geleceği de odur” diye mırıldanıyor sadece.

[email protected]

Bahar Tatili (Spring Breakers)
Yönetmen: Harmony Korine
Oyuncular: Selena Gomez, Vanessa Hudgens, JamesFranco
94 dakika

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Çocukları öğüten çark

Çocukları öğüten çark

Yoksulluğun pençesindeki ailelerin çocukları tüm dünyada acımasızca emek piyasasına çekilirken, Türkiye kapitalizmi bu konuda en önde koşuyor. Çarklar köle koşullarında dönsün diye devlet gücünü seferber etmekten geri durmayan iktidar, milyon milyon işçileştirdiği çocukların da uzun ve ağır çalıştırılmasına, onlarcasının ölüme sürüklenmesine göz yumuyor.

2.3 milyon çocuk MESEM kapsamında günde 8-10 saat çalışıp ustalık belgesi aldı

15-17 yaş grubundaki neredeyse her 4 çocuktan biri çalışma hayatında

71 çocuk 2024'te çalışırken hayatını kaybetti

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
16 Şubat 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et