31 Mayıs 2013 03:56
Cumhur Daş

PATRONLARDEN BÖLGE’YE YAKIN TAKİP

Çözüm süreciyle beraber en çok konuşulan konulardan biri bölgeye yapılacak yatırımlar. Kürt illeri şimdi sermayenin yakın takibinde. Öte yandan Diyarbakır’daki sermaye grupları da bölgedeki ekonomik yapının yeniden dizaynında etkin rol oynama çabasında. Bu durum en çok da DTSO seçimlerine yansıdı. Diyarbakır’ın bölgenin tamamını etkilediği düşünüldüğünde bu çaba sermaye açısından daha anlaşılır oluyor. Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesinde şu anda aktif olan 120 fabrikada 4 bin işçi çalışıyor. OSB’de gıda, tekstil, mermer, mobilya, taş, toprak sektörleri bulunuyor. Önümüzdeki dönemde bu alanların daha da geliştirilmesi, tarım, yer altı kaynakları ve turizm potansiyelinin açığa çıkartılması ön görülüyor. Ayrıca büyük bir genç nüfusun işsiz olduğu bölgeye ucuz iş gücü deposu olarak da bakılıyor. Daha önce hükümet kanadından bölgenin Çinleştirilmesi ve bölgesel asgari ücret uygulaması söylemleri de sermaye çevrelerinin gündeminde.

DTK’DEN EKONOMİ ÇALIŞTAYI

Çözüm sürecinde atılacak adımlar Diyarbakır’da herkes tarafından dikkatle izlenirken ‘ekonominin yeniden yapılandırılması’ konusu da herkesin gündeminde. Demokratik Toplum Kongresi daha önce yaptığı ekonomi çalıştaylarının yanı sıra bu hafta üç gün süren ‘ekonomi atölyesi’ gerçekleştirdi. Bölge Ekonomisinde Sektörel Gelecekler Kurgulanırken Alternatif Modeller’ adı verilen çalışmada tekstil sanayi, tarım-hayvancılık, enerji-maden sektörleri ele alındı. Çalışmanın açılış konuşmasını yapan BDP Diyarbakır milletvekili Emine Ayna, çözüm süreciyle beraber sermayenin gözünü bölgeye diktiğini belirterek, “Bölge’de vahşi bir talana izin vermeyeceğiz. Sermaye buraya geldiği zaman ne yapacak? Doğayı, ekolojik dengeyi, insanların yaşam kalitesini gözetecek mi? Buradaki insanların görüşleri alınacak mı? Biz rant ekonomisini kabul etmiyoruz. Biz bu çalışma ile bir tartışma başlatmak istiyoruz. Katılımcı bir ekonomik model ön görüyoruz” demişti.

LİSTE SAVAŞI

DTSO seçimlerine ilişkin görüştüğümüz, BDP’nin de desteklediğini açıkladığı Mavi Liste’nin adayı DTK Daimi Meclis Divan Üyesi Filiz Bedirhanoğlu, toplumsal uzlaşıdan sonra bir inşa süreci yaşandığını belirterek, “Ekonomik alanda da yeniden yapılanma kaçınılmaz. Ticaret ve Sanayi Odası’nın bundan sonra daha büyük bir önemi olacak. Yerel kalkınmasını, idaresini, statüsünü, ekonomisini gerçekleştiren toplum daha özgür olacak” dedi.

Sarı Listenin başkan adayı ve Dicle Toplumsal Araştırmalar Merkezi Başkanı Mehmet Kaya da ekonominin siyasetle pareler ilerlediğini belirterek, “Barış süreciyle beraber yörenin yoksulluğu, ekonomik geri kalmışlığı daha da ortaya çıkacak. Abdullah Öcalan’da Newroz mesajında ekonomin önemli bir rol oynayacağını ifade etti. Ticaret ve Sanayi Odaları Kürt sorunun çözümünden sonra bölgedeki ekonomik yapının şekillenmesinde önemli görev üstlenecek. Ama siyasi partilerin buraya direk müdahale etmesi doğru değil” dedi. Kaya, geniş bir katılımla yapılacak olan ‘Ekonomik Kalkınma Konferansı’nın da önemli olduğunu ifade etti.

Bu iki listenin söylemlerinde ‘özerk ekonomi’ talebi öne çıkarken, bölgenin potansiyelinin açığa çıkartılması için özgünlüklerin göz önüne alınması gerektiği ifade ediliyor. Seçim sürecinde ifade edilen ‘4 parça Kürdistan’ın ekonomisinin birleştirilmesi’ söylemi ise gerçekçi bir yaklaşım olarak kabul görmüyor.

Kendilerini ‘bağımsız’ olarak ifade eden Beyaz Liste’nin başkan adayı ise DYP’nin  eski milletvekillerinden Salim Ensarioğlu’nun oğlu Siraç Ensarioğlu.


‘ÖNÜMÜZDEKİ SÜREÇ KAPIŞMALI GEÇECEK’

Bölge’yi iyi tanıyan gazetecilerden Yerel Özgür Haber gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Naci Sapan ise şunları ifade ediyor: “Herkes bu sürece müdahil olmak istiyor. Kürt burjuvazisi kendini var etmeye çalışırken, Kürt siyasi hareketi burayı da şekillendirmek istiyor. Ne olursa olsun önümüzdeki süreç ekonomik anlamda da kapışmalı geçecek. Tabi bu süreçte sendikalar, emek örgütleri de kendilerini gözden geçirmeli.” (Diyarbakır/EVRENSEL)

Evrensel'i Takip Et