19 Temmuz 2013 14:26
Özer Akdemir

ALTIN MADENİ KAHVELERİ BİLE İKİYE BÖLDÜ

Çanakkale Bayramiç’e bağlı Muratlar köyüne altıncıların girdiği hemen belli oluyor. Köyün yan yana iki kahvesi birbirinden ayrılmış. Birbiriyle konuşmuyor aynı köylüler, selamlaşmıyor, kahvelerine dahi gitmiyorlar. İki kahveden birisine altın madeni yanlıları, diğerine karşıtları gidiyor. Köyde altın madeni yanlısı olduğu söylenen köy muhtarı Muharrem Yavaş’la kahvede otururken görüşüyoruz. Köyündeki sulara içilemez raporu verilmesini soruyoruz. Keşke herkes Muhtar kadar rahat olabilse!; “5 sene önceki değerlerle aynıymış sular. Vallaha ben musluktan içiyorum. Öleceksek bundan ölelim!” diyor. Bu arada suların ‘içilemez’ raporu hala köy kahvesindeki panoda asılı. Geçtiğimiz yıl köylülerin yaptığı toplantıda altın madencilerini köye sokmama, köyden kimsenin madende çalışmaması, madenden hiçbir yardım kabul etmeme gibi kararları anımsattığımızda, ‘boşver’ der gibi sallıyor elini Muhtar, “Böyle kararlar alındı ama uygulanmazdı zaten. Madende çalışmak isteyenlere girmeyin diyemem ben”.

‘HOCA MADENCİLERLE GELDİ’

Bu yılın mart ayının sonunda altın madencileri tarafından köyde yapılmak istenen, köylülerin tepki gösterdiği toplantıyı da soruyoruz. Ankara’dan gelen heyetin içindeki profesöre köylüler ‘yevmiyeci hoca’ adını takmışlardı. Prof. Dr. Bülent Gülçubuk’un, bu olayla ilgili altıncıları tanımadığı sözlerine şaşırıyor Muhtar; “Olur mu öyle şey. Madencilerle geldi. Oturduk böyle sohbet ettik işte” diyor. Altın madeni yanlısı olarak bilinmekten rahatsız olduğunu gözlemlediğimiz Muhtar fotoğrafını çekmemize izin vermiyor.

ZMO GENEL BAŞKANI’NA DA ANLATTIK BUNLARI

Maden karşıtlarının kahvesinde bu toplantıyı izleyenlerden Muratlar köylüsü Şerafettin Özkan, Ankara’dan gelen ekiple madencilerin aynı grubun içinde köylerine geldiğini, iki grubun burada buluşmasının kesinlikle tesadüf olmadığını anlatıyor. “Ben altın madeninin zararlarını anlatacaklar diye gittim toplantıya. Oysa onlar, beşer inek verilim, köyü şöyle kalkındıralım gibi şeyler söylediler”. Özkan, bunları geçtiğimiz hafta içinde köylerine gelen Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı ve İstanbul ve Çanakkale Şube Başkanları’na da anlattıklarını söyledi. Kalkarken, oturduğumuz kahvenin yanındaki bakkalı gösteriyor Özkan, “Bu bakkal bu seneye kadar şişe su satmış değildi. Şimdi kamyonlarla damacana su yetiştiremiyor köye…”

‘YANLIŞ YAPMIŞ DA OLABİLİR’

ZMO Genel Başkanı Turhan Tuncer, haberlerimizle ilgili iki şube başkanı ile birlikte Muratlar Köyü’nü ziyaret ettiğini belirterek, “Köyün facebook sitesinde Ziraat Mühendisleri Odasını eleştiren ve ‘Siz kimden yanasınız’ diye soran arkadaşla görüşmek, Odanın mücadele tarihini anlatmak istedim. Yoktu orada. Bu olayda Bülent Gülçubuk yanlış yapmış da olabilir. Kendisiyle konuştum. ‘Madencilerle yan yana görülmem onları savunduğum anlamına gelmez’ dedi. Ben de kendisinin madencilerle herhangi bir ilgisinin olmadığına inanıyorum. Yoksa madenciler kendi reklamları için böyle şeyleri hep yapar tabii ki” dedi. SÜRKAL’dan gelen “Bu etkinlik için Gülçubuk herhangi bir para almamıştır” yazısını aktaran Tuncer, etkinliğin madenciler tarafından düzenlenip düzenlenmediğiyle ilgili bir bilginin kendisine ulaşmadığını ileri sürdü.

HİÇBİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK

Ziraat Mühendisleri Odası Çanakkale Şube Başkanı ve Çanakkale Çevre Platformu Sözcüsü Hicri Nalbant, başka bir konuya daha dikkat çekti: “Gezi olaylarının ardından maden şirketlerinde bir panik ve korku havasının olduğu görülüyor. Sondajlar tamamlandı ama tesis kurma aşamasına geçemiyorlar. İşçilere izin verdiler, şu anda bir çalışma yok. Olayların yatışmasını bekliyor olabilirler. Maden şirketlerine sosyal destek sunduğunu söyleyen bir firmadan arayıp bana Gezi olayları ve sonrası ile ilgili görüşlerimi sordular, ben de ‘Hiçbir şey artık eskisi gibi olmayacak’ dedim.” (Çanakkale/EVRENSEL)

Evrensel'i Takip Et