Yükü kadına kârı patrona
Söz konusu çalışmanın üzerinde dört bakanlığın çalıştığı söyleniyor; Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ile Kalkınma Bakanlığı. Temel hedef ise yüzde 2 dolayında olan doğurganlık oranını, yüzde 3’e çıkarmak. Bunun içinde özellikle çalışan kadınların çocuk yapmasını teşvik edecek çeşitli düzenlemeler gerçekleştirmek. Aslında kadın istihdamını ve çocuk sayısını artırmaya yönelik projeler ve tartışmalar yılbaşından beri sürüyor. Henüz üç ay önce çalışan kadınlara doğum izninin 6 aya çıkarılacağı duyurulmuş ve bu epeyce tartışılmıştı. Sonuçta bu kadar “fazla” bir süre doğum izninin, kadınları istihdamdan uzaklaştıracağına karar verilmiş. Yeni düzenlemeye göre, doğum izni 16 haftadan 18 haftaya çıkacak. 2 hafta uzatılacak olan iznin doğum öncesi ve sonrası kullanımı çalışan kadının tercihine bırakılacak.
PAKETTEN ESNEK ÇALIŞMA ÇIKTI
Çocuk teşviki paketindeki temel değişiklikler bundan sonra başlıyor dersek yeridir. Çünkü kadınlara doğum ile birlikte zamansal ve mekansal esnek çalışma modeli uygulanacak. Yani kadınlar ya işyerinde ya da evlerinde yarım gün çalışacaklar. Kadınlara üç doğuma kadar kademeli şekilde yarı zamanlı çalışma getirilecek. İlk doğumda çalışan kadın 2 ay, ikinci doğumda 4 ay ve üçüncü doğumda 6 ay yarı zamanlı istihdam edilecek. Yani üç çocuk yapan bir kadın toplamda bir yıl part time çalışacak. Ancak şunu da belirtelim; bu uygulama yalnızca sigortalı, düzenli bir işe sahip kadınları kapsıyor. Paketin en dikkat çekici noktalarından biri yarı zamanlı çalışan kadın işçinin ücreti, tam zamanlı ücret üzerinden ödenecek. Anlaşıldığı kadarıyla İstanbul ile Ankara Sanayi Odası Başkanları tam da bu duruma sinirlenmişler. İkisinden de peşin peşin kendi işyerlerinde artık kadın işçi çalıştırmayacaklarına yönelik açıklamalar geldi. Sanayi Odasına göre, doğum izninin artırılmasına paralel gerçekleştirilmek istenilen bu düzenlemeler kadın istihdamını zorlaştıracak. Yarı zamanlı çalışıp tam zamanlı ücret alacak bir kadın işçi maliyeti yükseltecek, buna karşın yeteri kadar verimli olamayacak.
İŞVERENLERE SIFIR MALİYET
İşin ilginç yanı ise işverenler, yarı zamanlı çalıştırdıkları kadınların ücretini yalnızca çalıştırdıkları saat üzerinden ödeyecekler. Ücretin geri kalanı işsizlik sigortası fonundan karşılanacak. Dahası kadınların sigorta primi de devlet tarafından karşılanacak. Buradan bakıldığında işverenlere kadın emeğini yarı zamanlı olarak maliyetsiz bir şekilde sömürü olanağı sunulduğu görülüyor. Çok gerçekçi görünmeyen işverenlerin tepkisi ise olsa olsa yarı zamanlı çalışmadan “yeterince” kar edemeyecekleri düşüncesi olabilir.
KADIN DEDİĞİN YEDEK İŞ GÜCÜ!
Doğumdan sonra kadını eve gönderen Hükümet, çocuğun tüm bakımını kadına yüklediği gibi işverenleri birçok sorumluluktan azade ediyor. Türkiye’nin bilinen bir gerçeği, çalışan her iki kadından biri kayıt dışı istihdam ediliyor. Yani herhangi bir sosyal güvenceden yoksun. Öyle ya da böyle sosyal güvenceye sahip diğer yarı ise erkek işçilere oranla daha az ücret alıyor, işyerinde mevki değişiminde ayrımcılığa uğruyor. Yarı zamanlı çalışmayla ise çocuk da yaparım kariyer de sözü gerçekten bir şarkıdan ötesi olamayacak. Çünkü bu düzenlemeyle kadının istihdamdaki rolü iyice netleşiyor. Buna göre kadın, çalışma yaşamının asli unsurlarından biri değil yalnızca yedek ve ucuz işgücü. Kadınlar ilk olarak yarının ucuz işgücü olacak çocukları doğuracak ve bakımını üstelenecekler. İkinci olarak da bu sırada geçen sürede emeğini ucuz işgücü olarak sermayenin hizmetine sunacaklar.
Kadınlar geleneksel rollerini yerine getirirken bir yandan da esnek çalışma sistemi içerisinde yer alacak. Bu haliyle müjde olarak sunulan düzenlemelerin kadın hariç “her şey” gözetilerek yapıldığı görülüyor. Dahası kadını ayrı bir birey olarak değil de ikincil iş gücü, ailenin bir parçası, ev ekonomisine katkı sunan gibi bir rol üstlenecek. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğini artıracak bu durum muhafazakarlaşmanın da bir göstergesi.
Kadın istihdamının kadını birey olarak güçlendirecek, güvenceli, düzenli, sosyal haklara sahip bir istihdam olması ihtiyacının ve talebinin daha çok hissedildiği günlerden geçiyoruz. İnsanlık dışı koşullarda kayıt dışı çalışan kadınların sayısını artıracak, çalışma hayatına içine türlü zorluklarla giren kadınları da eve gönderecek bu değişimi durdurma gücü de yine kadınlar ve emek örgütlerinde.
İSTİHDAM BÜROLARI KİLİT NOKTADA
Yeni düzenleme doğum iznine ayrılan kadın işçi yerine geçici süre işçi istihdam edilebileceğini öngörüyor. Görünen o ki özel istihdam büroları kadın istihdamının temel belirleyenlerinden biri haline gelecek. Kadınlar esnek çalışma sistemi içerisinde var olan temel haklarını da yitirerek istihdamda olacaklar. Zira yarı zamanlı çalışacak sigortalı kadının süt izni/emzirme izni gibi temel hakları da ortadan kalkmış olacak. Zaten işverenlerin çoğunlukla ihlal ettiği kreş hakkına ulaşmak ise imkânsızlaşacak. Geçtiğimiz ay gebe ya da emziren kadınların çalışma koşullarına ilişkin yönetmelik yayımlandı. Neredeyse bir önceki yönetmeliğin tekrarı olan düzenlemelerde kadınların temel talepleri görmezden gelindiği söylenebilir. İşyerlerine kreş açma zorunluluğu yine 150’den fazla kadın işçi çalıştırılan yerler için geçerli olacak. Dolayısıyla var olan haliyle kreşten kaçan işverenlerin yarı zamanlı çalışması uygun görülen kadınlar için kreş açmasını beklemek hayal gibi görünüyor.
KADIN EVE GÖNDERİLİYOR
Yapılması planlanan düzenlemeye göre, eşlerin ikisi de çalışıyorsa yarı zamanlı istihdam biri tarafından kullanılabilecek. Kimin esnek çalışacağına ise eşler karar verecek. Oysa birçok Avrupa ülkesinde birbirine devredilemeyen ebeveyn izni hakkı bulunuyor. Çocuk bakımının kadınların asli işi olarak görüldüğü ülkemizde ise eşler arasında tercihin kimin tarafında olacağı şimdiden o kadar açık ki. Yine kadınlar her çocuk için 2 sene olmak şartıyla borçlanabilecek ve bu borçlanma için doğumun ilk sigorta tescilinden sonra olması şartı aranmayacak. 5 çocuğu olan kadın yalnızca doğum borçlanması yoluyla yaşı geldiğinde yaşlılık aylığından yararlanabilecek. Yapılan açıklamalar düzenlemeler bu şekliyle yasalaşırsa, çocuk ilkokula başlayana kadar kadınların yarı zamanlı çalışabileceğini gösteriyor.
AB ÜLKELERİNDE UYGULAMA NASIL?
Aslında doğum izninde süreye ilişkin düzenleme AB ortalamasını yakalamaya yönelik. Gerçekten de AB ülke uygulamaları farklı olmakla birlikte doğum izni ortalama 18 hafta. Öte yandan Avrupa’da izin sonrası çocuk bakımı kadınların istihdama katılımını kolaylaştıracak şekilde kapsamlı olarak düzenleniyor. Mahalle kreşleri, anaokulları, gündüz bakım evleri, işyeri kreşleri, ücretsiz yarı zamanlı bakım evleri hizmetler bulunuyor. Devredilmez babalık izni, kısa süreli babalık izni, ebeveyn izni gibi düzenlemelere sahip. Örneğin Fransa’da 16 hafta ücretli annelik izni, 11 gün ücretli babalık izni, 3 yıla kadar ücretsiz ebeveyn izni, devlet tarafından asgari ücretin yarısı kadar ödenek ile veriliyor. İspanya’da ise 6 hafta annelik izni, 15 gün babalık izni, ücretsiz üç yıl ebeveyn izni bulunuyor. Görünen o ki, Türkiye yalnızca AB ortalamasında doğum izni süresini yakalamış olacak.
SERMAYE: ÜZERİMİZE YÜK BİNİYOR / HÜKÜMET: TÜM YÜK DEVLETİN ÜSTÜNDE
Ekim ayında Meclise gelmesi planlanan ve çalışan kadına dönük yasa taslağını Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tamamladı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı onayladı. Taslak, doğum öncesi ve sonrası uzun süreli izin, yarı zamanlı çalışma, sigorta priminin devlet tarafından karşılanması, nakit desteği gibi düzenlemeler getiriyor.
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan Hükümetin paketine ilişkin şunları söylemişti: “Adeta kadın istihdamını caydırmaya yönelik bir düzenlemeye doğru gidiliyor. İşveren zamanla pozitif ayrımcılık noktasına gelebilir. Kadınlarımızın bu konuda duyarlı olması gerekir. Son dönemdeki düzenlemeler kadınların lehine gibi görünüyor ama bence yanlış bir etkisi olabilir. Genişletilen haklar, kadın istihdamını zorlaştıran adımlardır. Bence buna kadınlar karşı çıkmalı. Böyle giderse, işverenler işe eleman alırken ‘kadın mı erkek mi’ diye düşününce, erkekten yana bir ayrıma gelebilirler”.
Bu açıklamanın hemen arkasından Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir de bir açıklama yaptı: “Yapısal reformlar işgücü piyasasını esnetmek yerine katılaştırıyor. Kadınların istihdamını zorlaştıracak önlemler alıyoruz. İş alemi buna tepkisiz kalamaz. Bir sanayicimiz, önümüzdeki dönem kadın çalıştırmama talimatı verdiğini söyledi. Bu sadece ona özgü değil, hepimiz için geçerli. Kaş yapayım derken göz çıkarmamak lazım. Kadın istihdamını artırmak gerekirken, onu engelleyecek adımlar atıyoruz. Zaten düşük olan kadın katılım oranını daha da aşağı çekecek.”
Bu açıklamaların üstüne Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin şunları söyledi: “Biz… özellikle özel sektörün üzerindeki yükü artıracak hiçbir çalışma yapmadık… Devletin üzerine birtakım yükler geliyor. Asla özel sektör üzerinden bir artı yük gelmiyor. Bu bir ekonomi ve kalkınma politikası. Şimdi nüfus projeksiyonuna göre eğer siz eğitimli genç nüfusu yeterince kalkınmanın parçası yapamazsanız, o zaman başkanın çocukları çalıştıracak erkek bile bulamayacaklar. Dolayısıyla burada kısa vadeli hissi duygulardan çıkıp uzun vadeli bir devlet politikasını, bir akıllı ekonomi politikasını düşünmemiz lazım.
Ben özel sektörden gelen birisiyim. Ne kadar zor şartlarda rekabet yapıldığını biliyorum. Asla onların üzerine ekstra bir yük değil. Tamamen onların işini kolaylaştıracak, katı çalışma hayatından esnek çalışmaya geçecek bir model üzerinde bunu çalıştık…İş dünyasının önündeki engelleri yıllardır kaldırıyoruz. Ama aynı zamanda kadının yaşamını kolaylaştırmak ve bu ülkenin geleceğine dair beşeri sermayesini güçlendirmek de bizim görevimiz.”
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz tartışmaya şu sözlerle katıldı: “Paketi hazırlarken temel kalkış noktalarımızın başında nüfusu artırmak hem aile hayatını hem de çalışma hayatını desteklemek geliyor. Kadının bütün bu alanlardaki faaliyetlerini desteklemek, bizim için ilkelerden biri o. İkinci temel yük, işletmelere ilave yük getirmemek. Bir şey yapılması gerekiyorsa bunu da kamu yapsın dedik. Kadınlara iyilik olsun diye yaptığımız birtakım olumlu adımların aleyhlerine sonuçlanabileceğini biz de değerlendirdik. İşletmelere yük getirirseniz daha az kadın istihdam ederler. Bunu da dikkate alarak işletmelere yük getiren hiçbir tedbire yük vermedik”.
Evrensel'i Takip Et