Kadınlar ne istiyor?
Ankara Etimesgut’un bir mahallesinde bir okulda taşeron temizlik işçisi olarak çalışan Emine, Sevda ve Ayşegül’le iş yoğunluklarının arasında çalışma koşulları, yaşamları ve yerel yönetimlerden beklentileri üzerine sohbet ettik.
Gönül MUTLU
Ankara
Biz kadınların içinde yaşadıkları semtlerle ilgili, insani ihtiyaçlardan yola çıkılmadan oluşturulmuş kaldırımlarından tutun, pazar arabasıyla otobüse binememeye, dil bilememek dolayısıyla ihtiyaçlarını karşılayamamaktan, evimizin dört duvarından ya da dar mahallemizden dışarı çıkamamaktan, parklardan, sokaklardan, sosyal olanaklardan yararlanamamaya varana dek bir dolu sorunu var. Ankara Etimesgut’un bir mahallesinde bir okulda taşeron temizlik işçisi olarak çalışan Emine, Sevda ve Ayşegül’le işte tam da bunları konuştuk. İş yoğunluklarının arasında çalışma koşulları, yaşamları ve yerel yönetimlerden beklentileri üzerine sohbet ettik.
‘KIZ KARDEŞİM OKUSUN EN AZINDAN’
Emine daha 21 yaşında ve iki çocuğu var; biri 5, diğeri 3 yaşında. 15 yaşında evlenmiş Emine. Neden bu kadar erken evlendin diye sorduğumda “Aslında ben de bilmiyorum, ne isteyip istemediğimi bilmiyordum ki” diyor. Daha önce köydeymiş ve evlenip şehre gelmiş. Eşi bir sitede kapıcı. Asgari ücretle çalışıyor. “Kira vermiyoruz, harcadığımız elektrik ve suyun yarısını, doğalgazın tamamını biz ödüyoruz.” Daha önce hiç çalışmamış, işe başlayalı birkaç hafta oluyor ve asgari ücret alıyor. “Neden çalışmak istedin?” diye merak ediyorum, “Yetmiyor” diyor, “çocuklar birinde bir şey görünce istiyor. Yok diyorum ama yoktan anlamıyor, ‘niye yok’ diyor. Geçinmek için çalışmak zorunda kaldım. Çocuklara köyden gelen kayınvalidem bakıyor. Kışları kayınvalidemler bizim yanımızda kalıyor. Ayrıca kız kardeşim de yanımızda. Ben okuyamadım ama kız kardeşimin okumasını istiyorum. Bu yüzden onu köyden getirdim, lise son sınıfa gidiyor. Teyzem ‘niye okutuyorsunuz evlensin’ dedi; hatta birini bile buldu ama kız kardeşim ‘o kadar iyiyse sen kızını ver’ deyince teyzem bizle küstü. Kendi kızını okutuyor öğretmen olacak, ama benim kız kardeşimin okumasına karışıyor.” Emine kız kardeşi için, ”Okuyup iş sahibi olsun istiyorum” diyor. Geçinmek için asgari ücretin en az 1500 lira olması gerektiğini söylüyor.
YAŞLILAR, ÇOCUKLAR VE KADINLAR İÇİN
Ayşegül 36 yaşında ve 8 yıldır çalışıyor. Eşi de asgari ücretle çalışıyor. 2 çocuğu var. Biri ortaokula biri üniversiteye gidiyor. Asgari ücreti o da çok düşük buluyor fakat çok artacağına dair umudu yok. “Belediyeler çalışamayacak durumda olan yoksullara ekmek, makarna versin verecekse de çalışacak durumda olanlara iş olanağı da sağlasın. Meslek edindirme kursları açsın. Yaşlıların birbirleriyle zaman geçirebileceği yerler olsun mahallelerde. Özellikle kadınlar için kütüphaneler, kendilerini ifade edebileceği yerler, psikolojik destek sunan kadınların kolay ulaşabileceği merkezler olmalı. Mesela mahallelerde film gösterimleri olsa herkesin gidebileceği. Kreşler, etüt merkezleri ücretsiz olamasa bile daha düşük ücretli olmalı. Ben ana caddede oturuyorum lambamız yanmıyor. Mahallede biri balkon yıkayınca suyu yola akıyor ve yol ıslanıyor, çamur oluyor. Belediyeler bunlara yönelik de çözümler üretmeli.”
EVDE YALNIZ BIRAKILAN ÇOCUKLAR
Sevda 29 yaşında ve 5 senedir aynı işyerinde çalışıyor. “Maddi sıkıntılardan dolayı çalışmaya başladım. Eşimle birbirimize düşüyorduk. Öyle zaman oluyordu ki, 1 lira bile bulamıyorduk” diyor. 2 çocuğu var. Biri 6. diğeri 4. sınıf. Büyük öğlenci, küçük sabahçı.” Küçük öğleden sonra evde Allah’a emanet. Küçüğü etüt merkezine vermeyi düşündüm ama fiyatı 400 lira, pahalı olduğu için gönderemedim. Ben günde 12 bazen 14 saat çalışıyorum. Büyük akşam gelince kardeşine ödevlerinde yardımcı oluyor. Eşim 900 liraya çalışıyor. Akşam 5’te eve geliyor ama bütün işler bana bakıyor.”
“Hafta sonları nasıl geçiyor” diye soruyorum. “Öyle güzel geçiyor ki!” diye gülüyor. “Cumartesi akşam 5- 6’ya kadar temizlik. Pazar banyo, ütü, yemek… Cumartesi günü nadir gezmeye gidiyoruz.” Asgari ücreti geçinmek için çok az buluyor. “Kendime kıyafet bile almam. Üstümdekiler başkalarının verdiği giysiler. Çok yakınımın bir düğünü olursa ele güne karşı, ancak o zaman alıyorum.” Hayattan fazla bir beklentisi olmadığını, tek mutluluk kaynağının çocukları olduğunu söylüyor. “Belediyeler her mahallede çocuklarımızı emanet edebileceğimiz ücretsiz ve güvenilir kreşler ve etüt merkezleri açmalı. Ayrıca Pazar günleri mahallelerde kadınlar için sinema, tiyatro, konserler vs. gibi sosyal etkinlikler olmalı. Çünkü kadınlar genellikle mahalleden dışarıya çıkamıyor. Ayrıca çocukların da güzel zaman geçireceği yerler olmalı” diyor.