Başka Sinema’da Eylül filmleri
‘Bize Her Gün Festival’ sloganıyla yola çıkan Başka Sinema’nın Eylül programı belli oldu.
‘Bize Her Gün Festival’ sloganıyla yola çıkan Başka Sinema’nın eylül ayı programı belli oldu.
Farklı bir sinema deneyimi yaşatmak için bağımsız sinemaseverler için alternatif bir yol sunan Başka Sinema, eylül ayı filmleri 12 farklı sinema salonunda gösteriliyor. Salonlarda bu ay; Eskil Vogt yönetmenliğindeki Körlük, Raphaël Frydman imzalı komedi filmi Kim Takar!, Iain Forsyth ve Jane Pollard’ın iş birliği ile ortaya çıkan Nick Cave belgeseli Dünyada 20.000 Gün, Tayfun Pirselimoglu’nun İstanbul Film Festivali’nde En İyi Senaryo, En İyi Film, En İyi Müzik ödülü, Roma Film Festivali En İyi Senaryo ödüllerini kazanmış filmi Ben O Değilim ve Sundance seçkisinde de yer alan Jim Mickle imzalı Cold in July perdede olacak.
ESKİL VOGT’UN İLK FİLMİ KÖRLÜK
Joachim Trier’in Reprise / Tekrar ve Oslo, 31 Ağustos gibi birçok ödüllü filminin senaryosunda imzası bulunan Norveçli Yönetmen Eskil Vogt’un ilk uzun metrajlı filmi Körlük, görme duyusunu kaybedince eve kapanan bir kadın yazarın aklını da kaybetmemek için gerçekliğe sıkı sıkı sarılma mücadelesini işleyen, gerilimli olduğu kadar mizah unsurlarını da kullanan bir dram. Görüntü yönetmenliğini Thimios Bakatakis’in yaptığı ve yalnızca görme değil yazma ve yalnızlık üzerine de bir film olan Körlük, gerçeküstü atmosferi, seyrek diyalogları ve sürprizli mizahıyla son derece özgün. Eskil Vogt, “Filmde körlük nasıl gösterilir?” sorusuna, “En bariz yöntem ekranı karartmak, izleyiciyi sesle yönlendirmek olacaktır. (…) Bense çokça, bir ayrıntıyı soyutlama ya da bir görüntüyü daha fazla tutma yoluyla görsel beslemeyi kısıtladım. Filmin biçimi ve biçeminin kilidi bu oldu. Ve körlük, çelişkili de olsa, çok sinemasal aslında; sinemanın en temel yanlarını içeriyor: görmek, görülmek, aydınlık, karanlık…” diyor.
DÜNYADA 20.000 GÜN
40 yıldır müzik yapan Şarkıcı, Söz Yazarı ve Besteci Nick Cave’in bir efsane olduğu kesin. Dahası, o bir kültür ikonu, senarist ve tarihin en ilginç sanatçılarından birisi. Iain Forsyth - Jane Pollard ikilisinin bu ilk uzun metrajlı filmi bizi, Nick Cave’in alameti farikasına şahit olmamız için yaşamındaki 20.000. günü izlemeye davet ediyor.
Cave’in sözlerini yazdığı ve ilk melodilerini oluşturduğu bestelerini nasıl canlı bir şova dönüştürdüğüne şahitlik ettiğimiz filmde; sanatçının Kylie Minogue, Warren Ellis ve Ray Winstone gibi isimlerle yaşadığı anlardan samimi ve şık kesitler izliyoruz.
33. İstanbul Film Festivali’nden FIPRESCI Ödülü kazanan film, Sundance Film Festivali’nden de En İyi Yönetmen ve En İyi Kurgu ödülleri ile dönmüştü.
BEN O DEĞİLİM
“Sen neysen osun, ta ki başka birisi olana dek... Onun da bir bedeli var, tabii.”
İstanbul Film Festivali’nde en son Saç filmiyle Altın Lale En İyi Film ve En İyi Yönetmen ödüllerini kazanan Tayfun Pirselimoğlu, yeni filmi “Ben O Değilim”de kimlik değiştirmeye çalışan bir adamın hikayesini anlatıyor. Nihat, bir hastanenin yemekhanesinde çalışan orta yaşlarda birisidir. Aynı yerde işe yeni başlayan Ayşe’nin aşikar ilgisi karşısında bocalar ve sonunda onun daveti üzerine evine gider. Orada tuhaf bir sür prizle karşılaşacak ve hayatı tamamen değişecektir. Pirselimoğlu filmiyle ilgili “Biriyken başkası olma, ‘öteki’ haline gelme konusu hep ilgimi çekmiş, yaptığım işlere bir yerlerinden sızmıştır. Ben O Değilim ise tamamen bunun üzerine kurulu bir hikaye; farklı okumalarla değişik menzillere ulaşabilecek bir yapısı var” diyor.
TEMMUZ SOĞUĞU
Film, Doğu Texas’ta küçük bir kasabanın sakinlerinden Richard Dane’in nefsi müdafaa için bir cinayet işlemek zorunda kalışının hikayesi. Başına gelen korkunç olaydan sonra Dane, eski bir suçlu ve vurduğu adamın babası olan Ben Russel’la tanışır.
Ancak küçük kasabadaki yozlaşma ve paranoya bu iki can düşmanın arasında beklenmedik bir iş birliğine sebep olur. Suçun canlarını yaktığı iki adama, Dane’in inatçı karısı ve Houston’ın kıraç arazilerinde domuz yetiştiren garip bir dedektif yardımcı olur. Her şey bitmeden önce bu garip ekip, hayal bile edemeyecekleri kadar büyük, karanlık ve tehlikeli bir sırrı açığa çıkarırlar.
Jim Mickle’nın yönettiği filmin başrollerini Michael C. Hall, Sam Shepard, Vinessa Shaw ve Don Johnson paylaşıyor.
ARABANİ
“Arabani” Arapça ve İbranice karışımı bir dildir. İsrailli Araplar ve Dürzi halkları bu dili kullanır.
40 yaşındaki Dürzi Joseph 17 yıl sonra, 16 yaşındaki kızı Smadar ve 14 yaşındaki oğlu Eli ile birlikte doğduğu köye geri döner.
Joseph’in köyünden ayrılma sebebi Dürzi din kurallarına aykırı olan Yahudi bir kadınla evlenmesidir. Joseph eşinden ayrılmasından sonra Dürzi kabul edilmeyen iki çocuğuyla beraber annesiyle yaşamak için köyüne geri döner. Joseph’in geri dönüşü kavgalara neden olur. Başta annesi Afifa onları kabul etmez ancak daha sonra fikrini değiştirir ve bütün köyün geleneksel kurallarına ve dini liderlerine karşı çıkar. Bu karşılaşma köyün sakinleri ve yeni gelenler arasında çatışmalara sebep olur.
Yönetmenliğini Adi Adwan’ın yaptığı filmde Eyad Sheety, Daniella Niddam, Tom Kelrich, Zuhaira Sabbagh, Shadi Mari ve Lucy Aharish rol alıyor.
WTF / KİM TAKAR!
10 yılı aşkın süredir devam eden Rémi Gaillard ve eşek şakaları, tüm dünyada üne kavuşmuştur. Kim takar diyerek çıkılan bu yolda skeçler, gizli kameralar ve türlü numaralarla Rémi ve takımı, 1.4 milyar tıklanmayla artık bir yıldızdır. Ancak gerçekte durum biraz daha farklıdır. 38 yaşında, küçük bir apartman dairesinde yaşayan Rémi’nin tüm arkadaşları evlenmiş ve iş sahibidir. Rémi, gün geçtikçe kendini sorgulamaya başlar ve bir gün her şeyden vazgeçer. 6 aylık hamile olan kız arkadaşıyla evlenir, kayınpederi ona iş bulur ve kentin dışında bir eve taşınır. Fakat işler 16 yaşındaki bir çocuğun onu taklit ederken geçirdiği trajik kaza ile değişecektir. Hasta yatağındaki en büyük hayranına verdiği sözle Rémi, kim olursa ve ne olursa olsun, eskisinden de daha güçlü bağıracaktır: “Kim Takar!”. Rémi Gaillard’ın rekorlar kıran skeçleri ve kendi hikayesinin anlatıldığı “Kim Takar!”, 12 Eylül’de vizyonda. (KÜLTÜR SERVİSİ)