Kulüplerin atılacak adımlarda ortaklaşması, ortaya koyulan mücadelenin sürdürülebilmesi ve başarıya ulaşmasının temel koşulu haline geliyor.
“Genç işsizliğin yaygın, üniversiteli işsizliğinin yoğun olduğu bir ülkede hiç de hoş bir gelecek vaat etmiyor OVP.”
Seçilmişlerin görev süreleri boyunca denetlendikleri ve seçimden seçime değil, her an halk tarafından görevden alınabildikleri bir demokrasi her türden bürokrasinin sınırlandırılmasının baş koşuludur.
Kurulan ve yürütülen bu sistem yüzünden daha 16 yaşında Zekai Dikici iş cinayetine kurban gitti.
Sağlığın bir “endüstri” hâline gelmiş olması nedeniyle sağlık ticareti ülke içerisinde de sınırlı kalmıyor. Sağlığın piyasalaşması, global hedeflerle beraber ilerliyor.
Bizlerden bu doyurucu olmayan, sağlıksız yemeklere günlük 85 lira vermemiz isteniyor. 1250 lira bursumuz yurda mı, yemeğe mi, kitaplarımıza mı, yoksa sosyalleşmemize mi yetsin?
Yönetimlerin öğrenci ihtiyaçlarına yönelik adım atması için, bütçe planlamasından üniversite yaşamına kadar her alanda söz sahibi olmak gerek. Yani bize demokratik üniversite gerek.
Fakat bugün hükümetin politikalarının sonucu olarak erişemediklerimiz yalnızca gıda ve barınma değil. Gençliğin kültür ve sanata erişiminin de önü kesiliyor.
Parasız eğitim mücadelesinin bir parçası, kantin fiyatlarının geri çekilmesi için bir toplu dilekçe de olabilir. Bu çözümleri ancak birlikte arayarak bulabiliriz.
Devletin okulunda bu kadar fahiş fiyatlar ile yiyecek satmak serbest, her öğrenciye 1 öğün ücretsiz ve sağlıklı yemek istiyoruz diye sokağa çıkmak yasak.
Geleceğimize dair verilen hiçbir vaadin karşılanmaması, attığımız her adımın boşluğa düşmesi bizleri şaşırtmıyor olsa da bizim için normalleşmesi söz konusu bile değil.
Geçinebilmenin hayatta kalmanın eşitlendiği, kültürel etkinliklere katılımı yok denecek kadar sınırlı, bir kafede vakit geçirmenin dahi lüks olarak kabul görülen bir yaklaşım hakim.
Derslerde inşaat seslerinden dolayı odak kaybı yasamamız yetmezmiş gibi, 70 dakikalık blok ders düzeni ile derslerde hiç denecek kadar az verim alabildiğimiz bir dönem yaşıyoruz.
En azından #1ÖğünÜcretsizSağlıklıYemek kampanyası hayata geçebilse 17 yaşında bir gencin gün içerisinde karnını nasıl doyuracağı hakkında endişe etmesi gerekmezdi.
Barış içinde bir geleceğin inşası için Kürt sorununun barışçıl, demokratik ve eşit haklar temelinde çözümünün aciliyeti açık.
Yurt kapasiteleri artırılmasına rağmen birçok öğrenci yurtsuz kalmaya devam ediyor, üstelik yurtlar bu kapasiteyi kaldıramıyor.
Proletaryanın entelektüel düzeye yükselmesi için; burjuva eğitim ayrıcalığının yok edilmesi birinci koşuldur.
“Okul dışında bile her hareketimizi takip eden ve cezalandıran baskılarla yaşamak zorunda kalıyoruz. Bu durumdan sadece ben değil diğer sıra arkadaşlarımda oldukça şikâyetçi.”
Yığınların siyasete müdahalesi için...
Yeni çözüm sürecinde tarihe düşülmesi gereken not
Ford ve Renault’nun tasarruf tedbirleri hukuka aykırı
ABD'nin 'Alaycı ve acımasız' demokrasisi
Evrensel'le dayanışmaya çağrı!
DEM Parti İmralı Heyeti, Abdullah Öcalan ile görüşmek için yarın Adalet Bakanlığına başvuracak.
Hamas, sahadaki teknik nedenlerden dolayı İsrailli esirlerin isimlerinin verilmesinde gecikme yaşandığını belirtti.
2025 ‘aile yılı’ ilan edildi. Hedef nüfus artışı; çocuk doğurana nakit, evleneceklere kredi desteği! Projenin amacı aileyi sermayenin kuluçkasına, iktidarın yapı taşına çevirmek!
Gerici-neoliberal emek rejimi, kadınların iş yerlerinde ve iş yeri dışında ürettiği toplumsal ilişkileri, iktisadi, siyasi ve ideolojik yapılarla birlikte anlamayı mümkün kılıyor.
İktidar kapitalistlerin planını bir bir hayata geçiriyor ve bu plan insanı doğumundan ölümüne kadar kapitalistlere yem etmeyi hedefliyor. 12. kalkınma planında yer alan veriler de bunu ortaya koyuyor.
Koska’da işçilere dağıtılan erzakların içinden tarihi geçmiş ürünler çıktığı iddia edildi. İşçiler, bozuk ürünlerin ‘yardım’ diye dağıtıldığını söyleyerek bozuk erzakları deponun önüne bıraktı.
Türkiye’de ortalama kiralar 20 bin TL. Haftalık pazar alışverişi en az 1000 TL iken Cumhurbaşkanı Erdoğan 22 bin 104 liralık asgari ücretle geçinen milyonlara üç çocuk çağrısı yapıyor.
“5 bin liraya güvenip çocuk mu getirilir dünyaya? Devlet bazı aşıları karşılamıyor, üç tane yaptırması gereken özel aşısı var çocuğun. Bu aşılar toplamda 10 bini geçiyor.”