Sal

Türkiye’nin bugünkü ve gelecekteki enerji sorunları Elektrik Mühendisleri Odası’nın değişik tarihlerde ülkemizin bir çok bölgesinde düzenlediği Bölgesel Enerji Forumları ile sürüyor. Her iki yıllık dönemlerde düzenli olarak yapılan bu forumlarda konunun tüm tarafları görüş ve önerilerini dile getirme fırsatı buluyorlar. Bu dönemin sonuncu enerji forumu Diyarbakır’da yapıldı ve 2 gün boyunca hem bölgenin enerji potansiyeli hem enerji sorunları dile getirildi.
Toplantı Diyarbakır’da olduğu için tabi olarak gündemin en önemli konusunu Hasankeyf’e yapılan Ilısu Barajı oluşturdu. Gerçi bu konuda yapılmayan, yazılmayan kalmadı ama Ilısu Barajı’nın enerji üretmekten çok, siyasi bir tercih olduğunu bilen bizler devlet yetkililerinden (?) her zamanki sözleri dinlemek zorunda kaldık. Yetkilinin yanına soru işareti koymamın nedeni enerji işinde kimin yetkili olduğunu bilemememden kaynaklanıyor. Çünkü enerjinin olduğu yerde kirli siyasetin olduğunu televizyondan Irak’ı, Libya’yı izleyen beşikteki bebek bile öğrendi. Uluslararası sermaye ile yeteri kadar halvet olmayan devletlilerin başına neler geldiğini insanlık adına üzülerek izliyoruz.
Türkiye’nin toplam kurulu gücünün belki 1-1 buçuk kadarını karşılayabilecek olan Ilısu barajının, hem de bu işi çok daha küçük alan işgali ile karşılayabilecek bir güneş potansiyeli bölgeyi aydınlatırken yapılacak olmasının teknikle filan bir ilgisi yok. Amaç 1071 öncesi Anadolu tarihini ülke topraklarından silmek değilse, ancak cahillik olarak tanımlanabilir.
Ancak iş Ilısu ile kalmayacak gibi görünüyor. Şimdi bölgede, özellikle sınır bölgelerinde irili ufaklı su birikintileri oluşturularak yeni bir güvenlik (?) uygulaması gündemde. “Enerji üretimi” adı altında uygulamaya konulmak istenen ve enerji üretimi ile ilgili kararın güvenlik kurulunca (Enerji Bakanlığınca değil) desteklendiği ve önerildiği boyasıyla kamuoyuna sunulan bu uygulama ile doğa bir daha geri dönülmez biçimde tahrip edilecek. “Toprak Dede” erozyona karşı beyhude toprak kurtarma çabası içinde olsun, Türkiye’nin iki bin beş yüzde biri Ilısu’nun altında kalacak. Hem de dünya mirası eserler ile birlikte. Şimdi sınırda oluşturulacak bataklıklarla bir o kadar daha toprak tarım dışına çıkartılacak.
Bu gidişle çocuklarımıza, utanmadan, TOKİ binalarının arasında sal ile gezdikleri bir ülke bırakacağız.