Tek alternatif olmaktan çıktı

Tek alternatif olmaktan çıkan kapitalizmdir. 1980’lerin sonuna doğru Doğu Bloku yıkılmış, duvarlar çökmüştü. Oysa başta Sovyetler Birliği olmak üzere Doğu Bloku ülkeleri sosyalizmle ilişkilerini Kruşçev’le birlikte adım adım kesmişlerdi. Sistem devlet kapitalizmi ile sosyalizm kalıntılarının her türden bir bileşimi üzerinde can çekişiyordu. Bu duruma Gorbaçov “paydos” dedi. Çöküntü gürültülü ve trajik oldu. Dünya halklarının gözünde çöken sosyalizmdi. Halklar doğal olarak sorunun özü ile, çökenin aslında ne olduğu ile ilgilenmiyorlardı. Onların gözünde görüntü her şeyi açıklamaya yetiyordu.
Sosyalizm “iflas ettiğine” göre geriye tek alternatif kalıyordu. Bu alternatif de ortalıkta başka bir sistem görünmediğine göre elbette ki kapitalizm idi! Böylece kapitalizm ebedi ve ezeli bir sistem olarak kutsandı. İnsan doğasına daha uygun başka bir sistem yoktu vb. Burjuva liberalizmi kılığındaki kapitalizm büyük bir moral ve ideolojik üstünlüğe sahip olmuştu. Kapitalist sistemin başındaki güç de ABD idi. Buna “yeni dünya düzeni” dendi. Bu düzen ABD’nin yüzünün işgal ve yıkımlarla çok çabuk açığa çıkması ile kurulamadan iflas etti, teşhir oldu. Ancak kapitalizmin iflas ettiğine ilişkin henüz güçlü belirtiler bulunmuyordu. Ya da şöyle de ifade edilebilir; dünya halkları ABD’nin şahsında iflas eden düzenin kapitalist-emperyalizmle olan bağlantısını henüz anlayamamıştı.
Bu durumun anlaşılması için dünyanın büyük, genel bir ekonomik kriz yaşaması, sonra da bir diğerine doğru yol alması gerekti. 2007 ortalarında belirtileri açıkça ortaya çıkan 2008 genel krizi kapitalist ekonomileri tepeden tırnağa sarstı. Eğer kapitalist devletler duruma acilen müdahale etmeseydi çöken ve biten kapitalizm olacaktı. Ancak kapitalizmi kurtarmak için yapılan müdahaleler umutsuz hastayı eski yaşamına döndüremedi. Atılan her adım bir sonraki krizin tohumlarını serpmek anlamına geldi. Kapitalist ekonomi bir önceki krizin etkilerini bütünüyle atamadan bugün yeni bir krize doğru yol almaya başladı.Yunanistan gibi bazı ülkeler ise çoktan krizin içine yuvarlanmış durumda.
Bugün ABD’den AB’ye, Tokyo’dan Moskova’ya, oradan Pekin’e kadar pek çok yerde kapitalizmin yeni bir çöküntüye düşmesini engellemek üzere toplantılar yapılıyor, umutsuz hastaya “çareler” aranıyor. Ancak tarihsel deneyimler kapitalizmin böyle dönemlerde daha fazla yıkım ve tahribat yaparak çıkmayı deneme dışında bir alternatife sahip olmadığını açıkça gösteriyor. Bu arada kapitalizmin ideologları büyük bir gürültüyle sosyalizmin alternatif olamayacağını yeniden yeniden ilan ediyorlar. Kuşkusuz onlar bunu yakın bir sosyalizm tehlikesini görmüş olduklarından yapmıyorlar. Durumun henüz o aşamada olmadığını pekala çok iyi biliyorlar.
Onların asıl korkusu ve kaygısı, kapitalizmin dünya halklarının gözünde bir çare ve umut olmaktan çıkmaya başlamasıdır. Duvarların yıkılmasının ardından kapitalizmin elde ettiği moral ve ideolojik üstünlük kesinlikle bitmiştir. Artık kapitalizm tek alternatif olarak görülmüyor. Kapitalist-emperyalist sistem 2008 krizinin tüm yükünü işsizlik ve açlık tehdidi ile işçi ve emekçilerin üzerine yıktı. Ama emekçi kitlelerin gerileyecek yeri neredeyse kalmadı. Kapitalizmin krizler, savaşlar, yıkımlar getirdiği daha açık görülmeye başlandı. Kapitalizme alternatif arayanların ise mücadele içerisinde doğru yolu bulması kaçınılmaz. Şimdi onların sorunu var olanın yıkılması. Yeniyi nasıl kuracaklarını ise eskiyi gömdükten sonra karar verecekler. Yani işçi ve emekçiler için, pratik eylemin ve ilerlemenin teorik tartışmalardan çok daha değerli olduğu bir sürece doğru adımlar atılıyor. Mücadeleye atılan, atılacak olan işçi ve emekçilere, gençlere doğru yolu bulacakları konusunda güvenmek gerekiyor.
Bugün kapitalizme, onun uygulamalarına karşı, başta kapitalizmin merkezleri olmak üzere dünyanın pek çok yerinde gösteriler ve protestolar yapılıyor. Ama işin asıl sahibi, yani uluslararası işçi sınıfı henüz tek tek ülkelerde açıkça sahneye çıkmış değil. Bunun için bugün Yunanistan gibi ülkeleri kasıp kavuran krizin, kapitalist sistemin belli başlı ülkelerini pençesine alması gerekiyor. Er ya da geç bu da olacak. Gidişatın bu yöne doğru olduğunu kapitalizmin yönetici karargahları açıkça görüyorlar ve önlem almaya çalışıyorlar.
Böylesi bir dönemde Marx’a, Marksizm’e ve sosyalizme ilginin artması kaçınılmaz. Böyle olduğu içindir ki ortalığa Marksizm düşmanları tarafından Marksizm ve sosyalizm “açıklamaları”, çarpıtılmış fikirler, hurafeler atılıyor. Amaç, yeni bir uyanışa girmesi kaçınılmaz olan işçi, emekçi ve gençlerin bilinçlerini bulandırmak, kapitalizmin tek alternatif olduğu düşüncesini egemen kılmak. Bu gerici çabaların olumlu bir sonuç veremeyeceği bilinmelidir. İşçi ve emekçi kitleler, yeni bir dünya arayışındaki gençlik yığınları eski dünyayı gömmeyi başarmadan yenisini kurmanın olanaklı olmayacağını anlıyorlar ve süreç bu anlamanın giderek hızlanacağını gösteriyor.

evrensel.net

Evrensel'i Takip Et