Evrensel için yeni bir dönem

Cenup* cephesinde yeni bir şey yok!

Barzani’nin Türkiye ile ortak bir askeri operasyona “hayır” demesi konusunda ne düşündüğü sorulan CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Biz başbakanı Barzani konusunda uyarmıştık” yanıtını vermiş. Kılaçdaroğlu, bu yanıtla Kürt sorununun “terörle mücadele” sorunu olarak algılanması bakımından aralarında AKP ile bir fark olmadığını da söylemiş oluyor. Son günlerde özellikle Kazan Vadisi’ne yapılan operasyondan sonra PKK’yi askeri olarak bitirme senaryoları Kılıçdaroğlu’nu da etkilemişe benziyor! Fetullahçı Zaman, kullanılan silahlarla PKK’lilerin yanmış, parçalanmış bedenlerini övünme vesilesi yapıyor; artık operasyonlar daha etkili oluyormuş. Yani yaşanan vahşet ordunun hükümetin emri altına girmesinin kerameti! Başbakan Erdoğan, Ersanlı ve Zarakolu’nun KCK operasyonları kapsamında tutuklanmasını eleştiren köşe yazarlarını “KCK destekçiliği” ile suçlayarak onları “bir kez daha düşünmeye” çağırıyor. Barzani’nin Türkiye ziyareti işte böyle bir siyasi atmosferde gerçekleşti.
Barzani, gazetecilerle yaptığı görüşmede Mehmet Ali Birand’ın “Üç opsiyondan hangisine yakınsınız? “Ya PKK’yi Kuzey Irak’ta siz bitirin ya birlikte bitirmemize yardımcı olun ya da bizim bitirmemizin yolunu açın” sorusuna “Cevabım hiçbiri” demiş. Ama aynı Barzani, “açılım’ı destekliyoruz” açıklamasını da yapmış. Ortada bir sorun var gibi görünüyor ama aslında yok. Çünkü Barzani, ABD’nin Irak’tan çekilme süreciyle eş zamanlı olarak gündeme getirilen ‘açılım’ politikasından anladığını, daha doğrusu kendine düşeni söylüyor sadece. Çünkü aslında ABD-Türkiye ve Irak Kürt yönetimi arasında ‘üçlü mekanizma’ ile işletilmesi planlanan ‘açılım’ politikasından Barzani’ye düşen Türkiye’nin demokratikleşme yönünde atacağı adımlar üzerinden PKK/KCK’ye siyasi baskı yapmak ve bu temelde silahsızlandırılmasını/silah bırakmaya zorlanmasını sağlamaktı. O yüzden Güneyli Kürt yöneticiler ismi olan ama (TRT Şêş’in açılması ötesinde) cismi olamayan ‘açılım’ı her ağızlarını açtıklarında övmekten geri durmuyorlar. Üstelik KCK kapsamında yapılan binlerce tutuklamanın Başbakan Erdoğan tarafından ‘açılım’ın daha iyi işleyebilmesi için yapıldığının söylenmesine rağmen.
Barzani aslında aylar öncesinden “Ben olduğum sürece kimse Kürtler arasında savaş/çatışma beklemesin” demişti. Zaten Barzani’nin (Irak Kürdistan Federe Yönetiminin) herhangi bir askeri seçeneğe “olur” vermesi, her şeyden önce Kürtler arasında kendi meşruiyetini tartışılır hale getirecek, Güney Kürtleri için istikrarsızlık yaratacaktır. Özetle Barzani, Türk yönetimine ancak ‘açılım’ kapsamında kendilerine düşen siyasi rolü oynayabileceğini söylemiştir. Ve elbette bu tutum, askeri ve siyasi operasyonlarla etkisizleştireceği Kürt hareketini meclisteki yeni anayasa görüşmeleri içine hapsederek Kürt sorununda kendi çözümünü dayatmak isteyen AKP’yi memnun etmemiştir. Ancak şimdiki duruma bakarak içeride (Kürt sorunu) ve dışarıda (Suriye-İran) askeri-siyasi müdahale yönelimi içinde olan AKP’nin, Irak Kürt yönetimini askeri operasyonlara destek konusunda sıkıştırmaya devam etmekten vazgeçmesini de beklememek gerekir.
Burada devlet ile PKK arasındaki müzakerenin Barzani üzerinden sürdürüldüğü iddiaları hakkında da birkaç şey söylemek gerekiyor. Bu iddia PJAK ve İran yönetimi arasındaki ateşkeste Neçirvan Barzani’nin rolüne dayandırılıyor. İran’ın PJAK’la çatışma sürecinde, hem Türkiye’nin Suriye ve kendi topraklarına karşı müdahale merkezi olmasının önüne geçmek, hem de ülkedeki en önemli muhalefet odağını etkisizleştirmeyi hedeflediğini daha önce söylemiştik. Ancak Türkiye’ye ABD-NATO üssünün kurulması anlaşması bu hesapları boşa çıkarmış ve İran, PJAK ile ateşkes imzalamak zorunda kalmıştı. Oysa bugün Türkiye’nin İran gibi ‘saldırının hedefi’ değil, aksine ‘saldırının merkezi’ olduğu dikkate alındığında böylesi bir ‘arabuluculuk’ rolünün zor olduğu söylenebilir.
Barzani’nin Türkiye ziyareti bir kez daha Güney Kürtlerinin ABD-Türkiye ekseninden kopabilecek durumda olmadıklarını ama öte yandan da PKK’ye askeri operasyona destek gibi Kürtler arasında bölünme ve çatışmaya yol açabilecek, dolayısıyla kendi varlıklarını tehlikeye sokacak müdahalelere de destek vermeyeceklerini bir kez daha gösterdi.  Uzun lafın kısası, bu ziyaretle malum bir kez daha ilan edilmiş oldu: Cenup cephesinde yeni bir şey yok!
 

*Cenup: Güney

evrensel.net

Evrensel'i Takip Et