22 Kasım 2011 09:57

Kıvılcım çakıldı!

Kıvılcım çakıldı!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Dün İstanbul’da sağlıkçıların grevi vardı.
İstanbul Üniversitesi’nin Tıp Fakültesi’nin en büyük iki hastanesi, Çapa ve Cerrahpaşa hastaneleri ile Kardiyoloji Enstitüsü’ndeki sağlık çalışanları (öğretim üyeleri, hekimler, hemşireler ve öteki sağlık hizmetlileri), hastalar ve öğrenciler bir günlük bir greve çıktılar.
Bu yazının yazıldığı saatlerde gelen haberler, grevin ve acil ve zorunlu çalışan servisler dışında yüzde yüz başarılı biçimde sürdüğü biçimindeydi. Grevcilerin yürüyüşünün de son derece coşkulu ve yüksek katılımlı olduğu belirtiliyor.
Bu gelişmelerin ayrıntılarını, yankılarını, gazetemizin bugün ve bugünden sonraki sayılarında okuyacaksınız elbette. Ama bugün bu köşede, bu grevin önemi üstünde sıcağı sıcağına durmakta fayda var.
Şöyle ki;
1-) Sağlıkçılar mücadeleleri içinde bugüne kadar da bu türden, hastaneler ve SES’e bağlı şubelerin özelinde eylemlerde bulunmuşlardır. Ancak bu sefer durum farklıdır. SES Aksaray şube yöneticileri ve bu şubede örgütlü sağlık emekçileri, “Bir kıvılcım çakmak şiarıyla” bu eyleme geçmişlerdir. Ve talepleri sadece kendi talepleri değil, tüm sağlıkçıların, tüm hastaların hatta tüm halkın talepleridir.
2-) Greve ve yürüyüşe, farklı sendikalardan; olağan olarak bu tür eylemeler karşı çıkan Memur-Sen ve Kamu-Sen’e bağlı sağlık sendikalarının üyeleri de tereddütsüz katılmışlardır. Ayrıca greve tıp öğrencilerinin ve hastaların bugüne kadar görülmedik düzeyde katkı yaptıkları gözlenmiştir. Katılımın boyutu ve coşkusu, taleplerin sağlık emekçileri içinde derinden kavrandığını ve dünden farklı olarak sadece “uyarmak” için değil kazanmak için mücadele etmek gerektiğini farkına varıldığı anlaşılmaktadır.
3-) Daha eylemin ilk etkileri, çakılan kıvılcımın İstanbul’daki diğer üniversite hastanelerini de saracağına dair işaretler ortaya çıkarmıştır. Ve çakan kıvılcımın tüm sağlıkçıları sarabileceği duygusu güçlenmiştir. Hata daha ileri giderek diyebiliriz ki, çakan kıvılcımın arkasındaki gerilim öylesine yüksektir ki; tüm emek güçlerini Aksaray’dan çakılan kıvılcım, uzun olmayan bir zaman içinde tüm emek güçlerin mücadelesin tutuşturabilir.
Bu bir günlük grevin ortaya çıkardığı dinamizm, böyle bir mücadelenin dayanaklarının sağlıkçılar içinde oluştuğunu göstermektedir. Çünkü Türkiye’nin her yerinde en eylemci sağlıkçılar Çapa’da, Cerrahpaşa’da, Kardiyoloji Enstitüsü’nde toplamadığına göre aynı taleplerin sahibi olan sağlıkçılar Aksaray’daki sağlıkçılara yaklaşık olarak aynı düşünce ve duygulara sahiptir. Ve Aksaray’da ortaya çıkan bu dinamizmin bütün bir sağlık alanında çıkmasını sağlamak, TTB ve SES başta olmak üzere sağlık alanındaki örgütlü sendikalara ve çeşitli türden sağlıkçı örgütlerine düşmektedir. Bu saatten sonra herhalde, “Şu olsun, bu da geçsin de ondan sonra bir değerlendirelim!” tarzında bir yaklaşım, “eski” (eskimiş) masa başında eylem hazırlama anlayışına dönüş olur ki; bu bürokrat tarzın sağlık emekçileri tarafından pek itibar görmediği herkesin malumudur.
Aksaraylı öğretim üyeleri, sağlıkçılar, hastalar, tıp öğrencileri; tüm sağlıkçıların, tüm emekçilerin (her işkolundan sendikaların ve emek örgütlerinin) yürüyebilecekleri bir yol açmışlardır. Bu açılan yolun önemini anlamak; tüm emek güçlerinin de talebi olan bu talepler etrafında yürütülecek mücadelenin etrafında 74 milyonu birleştirmek son derece önemlidir.
İstanbul Aksaraylı sağlıkçıların çaktığı kıvılcıma yanıt vermek zamanıdır şimdi.

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa