Ekşi, kedi, özgürlük
Taraf tayfasının başının altından çıkan son kampanya çok başarılı gerçekten. Gazetesinin gözbebeği, parlayan yıldızı Mehmet Baransu, yanına Rasih Yılmaz’ı da almış, “Ekşi sözlük kapatılsın” buyurmuşlar. Nedenmiş derseniz, mesele çok derin. Oradakiler üzerinize afiyet, dinsizmiş. Neler neler yazarlarmış da, hiç bana mısın demezlermiş.
Birileri bir kenara dinsiz dinsiz şeyler yazarsa, halimiz n’olur dersiniz? Tutuklayıcılar, zamcılar, özürcüler, bedelciler, baskıncılar, depremciler kusura bakmasın, memleketin en önemli sorunu olur. Göz yumulabilemez.
Diyorlar ki, bunların derdi başkaymış, asıl orada kendi haklarında yazanlardan kurtulmaya çalışırlarmış. Varsın öyle olsun. Senin hakkında beğenmediğin bir laf edeni susturma özgürlüğüne ne oldu? Onlar vatana millete hizmet için çırpınacaklar, ama ne idüğü belirsiz birileri çıkıp ileri geri yazacak, haşa huzurdan, bu insan evlatlarını eleştirecek, öyle mi?
Burası dağ başı mı kardeşim? Bu adam, kendini eleştirenin ağzını güzelce kapatamayacaksa, o demokraside yanlış giden bir şeyler var demektir.
Ben size doğrusunu anlatayım. Herkes önüne geleni yazıyor o sitelerde zaten, kimsenin kontrol edebildiği yok. Ama biri çıkar da, her şeyi herkesten daha iyi bilirmiş gibi, “Din bence şöyledir böyledir” diye yazarsa, şimdi teferruatı lazım değil, ona davasını açarsın. Öyle kulak çekme davası değil, bayağı hapisle yargılarsın. Öyle yap ki, haddini bilsin, izbe evinin kapısını penceresini kapatıp, kara gözlüklerini takıp bilgisayar başına oturduğunda, her aklına eseni yazamasın.
Hatta, iyisi mi İnternet’i toptan filtrelersin, oldu da bitti maşallah. En demokratiği böyledir, bunu da biliniz.
Demokrasinin ölçütü nedir ki? Sen istediğini yapabilirsin, sadece bu memleketin yararlı evlatlarını kızdırmayacaksın. Çok mu zor?
Yoksa bizde özgürlükler o kadar geniş ki, özgürlükten ne yapacağımızı şaşırıyoruz. Misal, bir herif var, her gün televizyonlarda, rahat rahat karıya kıza bile sarkıyor. Neden? Çünkü özgürlük var. Üstelik, adamın ne olduğu bile belli değil, hoca diyorlar, kitap da yazıyor, her şeyi buna soruyorlar, çok biliyormuş gibi anlatıyor. Yanında da mutlaka en güzel, en bakımlı, en genç hatunlar, “İnşallah hocam”, “Maşallah hocam” diyor. Bu da onları “kedi canını” diye diye, hepimize göstere göstere, seviyor.
Eskilerin tabiriyle, “70 milyonun gözü önünde” bir iletişim. Başkası yapsa sarkıntılık olur. Bu da serbest mesela. Çünkü adam doğru tarafta, olması gereken tarafta. Evrim teorisi denen safsatayla en mükemmel kavgayı verecek kadar bilgili bir insan. “Bak şu fosil kaç milyon yıllık, demek ki evrim yok” diye, herkesin anlayacağı kadar basit, açıklayıcı, ikna edici dersleri var. Maşallah.
Yani demem o ki, sen böyle hizmetlerde bulun, sonra istersen aç kendine bir televizyon stüdyosu, doldur kadınları, teker teker ne kadar tatlı olduklarını söyle, seni ne kadar sevdiklerini sor. Yapılamayacak şey yok. Vizyonun büyük olsun.
Vizyon demişken, medyanın yeteneğini küçümseme. Sen bunu yap, o bile normalleşir. Kimse “70 milyonun gözü önünde sapıklık yapıyorlar yetişin” demez. Denmez o. Dokunulmazsındır artık. Ama kendini bilmez bir genç çıkar da bir kenara bir şey karalar, işte onun hesabı sorulur, tantanası yapılır.
Bu dediğimi evrimcilerin lafıyla bir tutmayın ama, insan dediğin nelere uyum sağlıyor, nelere alışıyor, neleri kanıksıyor, bilemezsin. Çünkü kanıksamışsındır, neyi kanıksadığını nasıl fark edeceksin? Sapığın birinin kendine televizyon açıp, kitaplar yazıp, adam yerine konmasını, kimsenin de “Kimsin sen” dememesini normal karşılayıp şaşırmıyorsak, o iş olmuş bitmiş demektir.
Ama bir sözlükte yazılana dava açılınca, “Hmm acaba ne demiş de dava açmışlar” diye bakıyor muyuz? Bakıyoruz. Alışmışız çünkü, bazı şeylere dava açılır, bazılarına açılmaz, ceza alacak laflar var, almayacaklar var, bunu biliyoruz. Tutuklanırlarmış, haberlerini okuyunca hemen bakarız, acaba kimmiş tutuklanan, neler yapmış, çünkü biliriz, tutuklamanın bir gerekçesi olur, hak etmiş olabilir belki de der içimizden bir ses. Alışmışız bir kere.
Demem o ki, tarafını doğru seçeceksin. Ondan sonra, sana her yer stüdyon.
Evrensel'i Takip Et