Saçlar... ‘Paralellikler’... ‘Terör’... Devlet ve AKP
Fotoğraf: Envato
Devam ediyoruz. Devletle AKP. Daha somut.
Hopa’da Lokumcu kardeşimizin Erdoğan’ın polislerince öldürülmesini Ankara’da protesto eden öğrenciler 6 aydır cezaevindeydi. “Terör örgütü”ne üye olmaktan.. Evlere şenlik suçlamalarla. Şemsiye, kitap, kartpostal ve pankart gibi günlük hayatta kullanılan ne varsa delil gösterilerek.. Birkaç genç “Kolektif Deniz” yazmışlar bir kağıda, ondan.. Birkaçı da cezaevinde arkadaşlarının saçlarının kazınması protesto amacıyla saçlarını kestirdikleri için “örgüt üyesi” sayılmışlardı.
Zamanında, 12 Eylül günlerinde farklı mıydı? Ya da 90’larda, Çiller-Ağar zamanında? Kitap önde gelen “suç kanıtı”ydı. “İdeolojik halay” çektikleri için içeri atılırdı insanlar. Anlatmıştım: 12 Eylül “adaleti”, Metris’te bir koğuş arkadaşımı katillikten idama mahkum etmiş.. Genç Erhan’ın dosyası Meclis Komisyonu’nda beklemişti. Birkaç haftalık payla idamdan kurtulmuştu. Oysa hiç ilgisi yoktu. “Cinayet” günü başka ildeydi, otobüs biletiyle, tanıklarla kanıtlıyordu. Ama savcı F. Tarımcıoğlu Nuh diyor peygamber demiyordu. Kendisiyle görüşmeye giden ailesine “biliyorum Erhan yapmadı, ama…” demişti. Sonra gerçek fail yakalanmıştı üstelik. Ama Erhan gitti gidecekti! 12 Eylül’dü. Darbe vardı. Devlet faşist cuntanın elindeydi. Peki şimdi? Kimin elinde? Kim kuruluyor devletin doruklarına? Ve kesilen saçları, kitapları falan delil gösteren zamane savcısı kimin emrinde? Saç bu yahu? Böyle savcı mı olur? Ne olacak yatılan 6 ay? Üstelik Deniz Feneri savcıları, uydur kaydır, anında görevden alınırken… “Terör” de, “örgüt” de at “içeri”, yatır! Devlet, evet, budur. Baskı makinesidir. Bu makineyi çalıştıran, devlet olansa, AKP’dir bugün. Bırakalım “derin”iyle demokrasinin sözünün etmeyi!
“Terör”den açılmışken laf.. Bugün “terör” ve “terör örgütü” söylemini, eskiden 12 Eylülcüler ve sonra Çiller-Ağar ekibinin kullandığı gibi, kullanan kimdir? Sadece söylem olsa neyse.. Kim tüm siyaset ve uygulamalarını buradan geliştirmektedir? Hem içerde.. Hem dışarıda. Kim? “PKK terörü”nü diline dolamışken Suriye’de terörü örgütlemeye soyunan kimdir? Kim “Özgür Suriye Ordusu” adlı silahlı örgüte eğitim ve üs imkanı sağlamıştır? 12 Eylülcüler’in bile yapmadığını yapan, AKP’dir! Libya’da da, AKP elinde, Türk devleti, Kaddafi’nin devrilmesi için hava ve kara operasyonları düzenleyen emperyalist koalisyona katılmıştır.
İçeride muhalif siyasetin adını “terör” takan yine AKP’dir. Anayasa Komisyonu üyesini bile tutuklamaktadır! “Terör destekçiliği”nden! “Terör örgütüne yardımcı olmak”tan! Ne yapmış? Ders vermiş! BDP yöneticiliği yapmış! Yüzde yüz olağan olan saç kestirmek, kitap bulundurmak türünden uyduruk “suçlar”dan “terör”le suçlanmıştır Büşra Ersanlı. Ahmet’le Nedim de öyle. Gazeteci değil, “terörcü” dendi! 12 Eylül’ünkilerden sözde farklı savcılarca. Evet, sözde.. 12 Eylül Referandumu’yla “adalet” ya da “hukuk” “demokratikleştirilmiş” ve liberal solcular desteklerken “yetmez ama evet” demişlerdi, ya! Kim işletiyor bu “adaleti” ve kim yeniden düzenlemişti? Hem de demokrasi adını kullanarak?
Devlet olarak devletin yaptığı ne kadar “pis” iş varsa, bugün yapan, artık Kenan Evren değildir.
“Paralel devlet” demektedir KCK’ye Erdoğan ve buradan “terör”le suçlayıp tutuklamaktadır muhaliflerini. Kürtleri özellikle. Peki ama, Erdoğan ve AKP’si yıllardır “paralel hukuk”u savunmamış mıydı? Hâlâ savunmamakta mıdır? Şer’i hukukla medeni hukuk yan yana olsun istememekte midir? Burada “paralel” olmayan, haşa “terör” hiç olmayan, ulusal taleplere gelince nasıl paralel ve terör olmaktadır? Dinsel alanda her şey olabiliyor, ulusal alanda yasak! İyi demokrasi! Dualar ve Kur’andan ayetlerle önüne gelene saldırmış olan Evren’den neresi farklı? Evren’in işlettiği demokratik olmayan aynı devlet mekanizmasını şimdi AKP işletmektedir. Ve farksız işletmektedir!
Savcısı, polisiyle. Hopa protestocusu gençler davasında “15 kişi tutuklanacaksınız, 3-5 ay yatacaksınız, Aklınız başınıza gelecek” diyen TEM amirinin dediği çıkmıştır. AKP devri iktidarında bir kadın karakolda 2 polisten kameraların önünde dayak yemiş, tacize uğramıştır. Ve Adana Emniyet Müdürü, “Molotof atan anında vurulmalı” demiş, ardından Bakanlığı sürüklemiştir. Sözde birey devletten önde gelecekti! 12 Eylül hukuksuzluğu sürmektedir. AKP eliyle…
- Ortadoğu yeniden dizayn edilirken... 10 Aralık 2024 05:08
- Esad’la görüşüp anlaşma mı, kavga mı? Hangisi? 03 Aralık 2024 06:45
- CHP ile Cumhur ve sınama yanılma… 27 Kasım 2024 06:45
- Papatya falı ve havuçla sopa... 19 Kasım 2024 04:58
- İngiltere'de Kasım Gelincikleri ya da 'şehitleri anma' günü 12 Kasım 2024 04:26
- Hoş geliyorsun faşizm… 06 Kasım 2024 04:55
- İşçi sınıfının ekonomik mücadelesinde kendisinden başka güvenecek kimsesi yoktur! 22 Ekim 2024 04:50
- Bahçeli, MHP ve terör... 17 Ekim 2024 05:43
- CHP ile nereye kadar? 15 Ekim 2024 05:11
- Sadece İsrail mi terörist? 08 Ekim 2024 04:51
- İsrail’le uzlaşıp anlaşma mı, mücadele mi? 06 Ekim 2024 03:57
- Haydut başı: Amerikan emperyalizmi 01 Ekim 2024 05:02