Haydi greve!

Bugün, sağlık alanı başta olmak üzere kamu hizmeti üreten alanlarda (vergi daireleri, hastaneler, adliyeler, okullar, yerel hizmetler, ulaşım, ...) grev var!
TTB ve SES’in çağrısıyla harekete geçen sağlıkçılar uzunca bir zamandan beri, son üç haftadan beri de KESK’e bağlı sendikalar bu grevin örgütlenmesi için çalıştılar.
Ve daha grev başlamadan anlaşılmaktadır ki, grevin kendisi etkili bir grev olacak; bundan da çok grev, emek cephesinde yeni bir hareketlenme döneminin açılması bakımından da son derece önemli bir işleve sahip olacaktır.
Çünkü, emekçilere yönelik saldırılar artık can yakıcı bir düzeye gelmiştir. Bu yüzden de hükümet ve sermaye güçlerinin emeğe, emekçilere, onların kazanılmış haklarına yönelik saldırılar geniş emekçi kesimlerce daha derinden hissedilmektedir. Bu yüzden de dün hükümetin alacağı önlemlerle emekçileri koruyacağına olan inanç önemli ölçüde yıkılmıştır. Emekçiler, kendi haklarını ancak birleşerek koruyacaklarına, düne göre daha çok inanmaktadırlar. Hükümetle iş birliği içinde hareket eden sendikaların tabanlarının; işyeri temsilcilerinin grev çalışmasına, yukarıdan kaş çatılıp vücut diliyle yapılan tehditlere karşın aktif katılımı bunu açıkça göstermektedir.
Öte yandan Türk-İş’in de, Türk-İş İstanbul Bölge Temsilcisi Faruk Büyükkucak’ın ağzından “greve desteğini” açıklaması emek cephesindeki duyarlılığın Türk-İş üst yönetimini bile huzursuz ettiğinin işaretidir.
Ve elbette Sendikal Güç Birliği Platformunun greve desteği önemlidir. Demokratik Toplum Kongresi ve Halkların Demokratik Kongresi’nin greve destek açıklamaları da, geç kalmış açıklamalar olmasına karşın önemlidir. Özellikle de grevlere Türkiye’nin en dinamik siyasi odaklarının desteği; demokrasi güçleriyle emek güçlerin mücadelelerini ortaklaştırmasının yolunu açması, önümüzdeki dönem açısından daha anlamlı bir gelişmedir.
Elbette bu grevin etkilerini, önümüzdeki günlerde enine boyuna tartışacağız.
Bugün emekçiler;  
- Grev hakkının yasal teminat altına alındığı bir toplusözleşme düzeni için,
- Kamu hizmetlerinin ticarileştirilmesine son verilmesi için,
- GSS kapsamında sağlık primi dayatmasına ve katkı payı, fark ücreti gibi yollarla ilave ücret alınmasına son verilmesi için,
- “KHK Demokrasisi”ne son verilmesi için,
- Her türlü güvencesiz çalıştırmaya son verilerek tüm çalışanlara kadrolu iş güvencesi sağlanması için,
- Tüm çalışanlara insan onuruna yakışır bir ücret ve sağlıklı çalışma koşullarının sağlanması, çalışma yaşamının demokratikleştirilmesi için,
- Emekçilere dayatılan angarya ve zorunlu fazla mesaiye son verilmesi için,
- Temel ücretlerin arttırılarak, eşit işe, eşit ücretin gerçekten hayata geçirilmesi için,
- Ek ödemelerin tüm emekçiler için eşitlenerek emekliliğe yansıtılması için,
- Net asgari ücretin açlık sınırı olan 1000 TL’ye çıkarılarak tüm ücret ve maaşlarda bu tutarın vergi kesintisi dışında bırakılması için,
- Kıdem tazminatı başta olmak üzere işçi sınıfının kazanılmış haklarına dönük saldırılara dur demek için,
- Hukuksuz, haksız ve mesnetsiz biçimde yapılan gözaltı ve tutuklamalara son verilmesi ve tutukluların serbest bırakılması için greve çıkıyor.
Biz de Evrensel gazetesi çalışanları olarak, grevin başarılı geçmesini, işçi sınıfı ve emekçilerin birlik ve mücadelesinde yeni bir adım olmasını diliyoruz.
Haydi mücadeleye!
Haydi greve!