Dokunmak!
Dokunmak çok çeşitli anlamlara gelebilecek bir kelime. Temas etmekten, bir yiyeceğin, havanın size dokunmasına kadar pek çok anlamda kullanılabilirsiniz. Bugünlerde en fazla kullanıldığı alan ise herhalde politika. Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ tutuklandı. CHP Genel Başkanı hakkında fezleke düzenlendi, 12 Eylül askeri faşist darbesi dava konusu oldu, beşli çeteden sağ kalan ikisinin, Evren ve Şahinkaya’nın ifadeleri alındı. Pek çok gazeteci içeride. Bu tablo uzatılabilir. Kısacası bütün bunlara dokunuldu. Zaten hükümet ve başbakan da kimsenin dokunulmazlığının olmadığını, hukukun herkese dokunabileceğini ileri sürüyor vb. vb..
Tutuklanmış olan generallerin, subayların sayısını artık hesaplayamıyoruz. Generaller her şeye karışmaya yetkili, ama hiçbir şeyin sorumluluğu altına girmeyen, Zeus’un Olimpos’daki tanrıları gibiydiler. Ülkede hükümetler devriliyor, başbakanlar bakanlar yapılan darbelerin ardından asılabiliyor, cumhurbaşkanları tutuklanabiliyor, sıradan halk ve gençler ise sorgusuz sualsiz zindanlara tıkılıyor, işkence görüyor, onlarcası darağaçlarına gönderiliyordu. Şimdilerde ise bu tablo bazı yönlerden tersine dönmüş görünüyor! Ama sadece görünüyor! Görüntü ile gerçeği birbirine karıştırmamak, olayların ve gelişmelerin ardındaki gerçeği, bütün bunların politik anlamını doğru bir biçimde yerli yerine oturtmak gerekiyor.
Bütün bunları yazarak ne demek istiyoruz? Demek istediğimiz şu: eğer bir ülkede eski veya yeni generallere dokunuluyorsa, başbakan ikide bir çıkıp geçmişte zulüm görmüşler için ağlamaklı konuşuyor, dokunaklı laflar edip, şiirler okuyorsa, hükümetin bir başka bakanı yerli yersiz ağlayıp zırlama maskesini takınıyorsa, o ülkede demokrasinin demokratik değerlerin şaha kalkması gerekir. Ama bugün aklı başında hiç kimse ülkede demokrasinin gelişmekte ve yerleşmekte olduğundan, demokratik, ılımlı bir atmosferin egemen hale gelmeye başladığından söz etmiyor. O çok girilmek istenen, demokratik değerler için standart olan Avrupa Birliği’nin çeşitli kurumları da giderek eleştirilerinin dozajını yükseltiyor vb.
Eğer bir ülkede tek bir bomba ile içlerinde çocuklarında bulunduğu onlarca kişi sorgusuz sualsiz katlediliyorsa, mahkemeler hükümet yargısı gibi çalışıp uzun süreli tutuklamalar yapabiliyorsa, gazeteciler içeri tıkılıp, basılmamış kitaplar ceza konusu olabiliyorsa, Kürt politikacılar yüzer yüzer cezaevlerine tıkılıyor, kendi anadillerinde savunma hakları tanınmıyorsa, bir Kürt çocuğu ilk gün okula adımını atar atmaz Türküm doğruyum diye başlayan bir andı okumak zorunda kalıyorsa, özel görevli mahkemeler 12 Eylül’ün, DGM’lerin yaptıklarına rahmet okutacak işler yapıyorlarsa o ülkede gerçek bir demokrasiden söz etmek olanaklı değildir.
Demokrasiden söz etmemeyi zorunlu kılan nedenler epeyce fazla olmakla birlikte, hükümetin gerici eylemlerini açıklayan, demokrasinin neden olmadığını anlatan neden tektir. Hükümet geçmişteki bütün yanlış işlerle hesaplaşıyor görünüp, gerçekte bu görünümün altında bugün tuttuğu anti-demokratik, gerici yönü gizlemekte, bütün bunları gerici hesaplaşmaların, burjuvazi içerisinde klik mücadelelerinin –ki bunun da sonuna gelinmiştir- bugün devleti ve düzeni daha gerici bir temelde yeniden yapılandırmanın aracı olarak kullanmaktadır. Onun için geçmişin kötülüklerinin yerine iyilikler, olumluluklar değil, yeni kötülükler ve olumsuzluklar konulmaktadır. Politik bir ifade ile söylersek: siyasi gericilik yeniden inşa edilmekte, alanı genişletilmektedir.
Amerikalıların zorda kalmış, halkın öfke muhalefetini bastıramayan hükümetlere zaman zaman şöyle bir tavsiyesi oluyor: gerektiğinde sınırları iyi çizilmiş ve kontrol altına alınmış bir biçimde, bize karşı olduğunuz havasını üfleyebilirsiniz. Böylece halk içinde yaygınlaşmış olan bütün kötülüklerin nedeni amerikancı politikalar olduğu düşüncesini pasifize edilebilir, onları yeniden kontrol altına alabilirsiniz. Bizim hükümet bu aşamayı çoktan geride bıraktı. Şimdi yeni gerici politikalar inşa etmek, halka kabul ettirebilmek için, halkı inim inim inletmiş geçmişin kötülüklerine saldırma, ama onun bütün kurumlarını, üstelikte güçlendirerek ayakta tutma ama ele geçirme aşamasında bulunuyor. Bu konuda epeyce mesafe almış olduğu da bir gerçek.
Ancak politik olayların bazı nesnel sonuçları vardır. Bu sonuçlar politika yapan güçlerin yapmak istedikleri şeylerin ötesinde bir anlama bürünebilirler. Bugünlerde halk eski genelkurmay başkanının aslında çeteci, darbeci ve terörist olduğunu duyuyor, devlet işi yaptıklarını söyleyen üst düzey devlet görevlilerinin, eski hükümetlerin üyelerinin aslında başka kirli işlerin içinde olduğunu öğreniyor. Bütün bunların nesnel sonucu şudur, ne devlet, ne de onun en üst düzeyi de dahil olmak üzere dokunulmaz ve kutsal kurumlar ve kişiler değildir. Bugün devlet işi yaptıklarını söyleyenlerin hangi kirli işlerin içinde olduklarının ortaya çıkması için çok fazla zaman gerekmeyecektir vb..
Sözün özü şudur: Eğer bir ülkede demokrasi olacaksa geniş halk yığınlarının, işçi ve emekçilerin demokrasi isteyen güçlü bir politik hareketinin olması gerekir. Yakın bir zamanda 12 Eylülcülerin yargılanmasına ilişkin olarak, eski hükümet üyesi, şimdiki Meclis Başkanı Çiçek, “Zaten Azrail görevini yapıyor” demişti. O bunu söyleyerek 12 Eylül çetesinin ölen üyelerini kastetmiş, diğerlerinin de vadesinin dolmakta olduğunu anlatmak istemişti. Oysa demokrasi için bu tür hesapların halk tarafından görülmesi gerekir. Kesin çözüm için Azrail’in tırpanı değil, halkın kılıcı gereklidir.
EVRENSEL'İNMANŞETİ
![Marmaris Turgut Koyu’nu kurtaran mahkeme kararı: “ÇED gerekli değildir” kararı iptal](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284338.jpg)
Marmaris Turgut Koyu’nu kurtaran mahkeme kararı: “ÇED gerekli değildir” kararı iptal
![Kaynak sağlığa, eğitime değil sanayiye aktı](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/254547.jpg)
İletişim Başkanlığı deprem raporu: Kaynak sağlığa, eğitime değil sanayiye aktı
![Çayırhan işçilerinin özelleştirmeye karşı yürüyüşü devam ediyor:](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284233.jpg)
Özelleştirme karşıtı yürüyüş sürüyor: Eylemler üretimi de etkilemeli
![Diyarbakırlı işçiler sürece ilişkin temkinli, iktidardan umutsuz](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/280807.jpg)
Evrensel'i Takip Et