Ya yap ya iflas et!
Ya denileni yapacaksın, ya da iflas edeceksin. Atadıkları Yunan Hükümetine söyledikleri bu. Bu resti çekenler ise Avrupa Birliği (AB), Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve Uluslararası Para Fonu (IMF) yetkililerinden oluşan ve Troyka olarak adlandırılan heyet. Bu heyet Yunan Hükümetine, 16 sayfalık yeni bir plan sunarak, ‘Ya kabul et ya da reddet’ resti çekiyor. İki alternatifli gibi görünen bu rest aslında tek alternatifli ve senden istenilenleri tıpış tıpış kabul edip, uygulayacaksın anlamını taşıyor. Çünkü AB’ye ve uluslararası finans kurumlarına teslim olmuş olan Yunan Hükümetinin önünde başka bir yol bulunmuyor.
Ama yunan işçileri ve emekçileri ise ülkenin önünde farklı bir yol olduğuna inanıyor ve Hükümete “Yeni yardımlar için başınızı öne eğmeyin” çağrısı yaparak grev ve gösteriler yapıyorlar. Yunanistan’dan gelen haberler, işçi ve emekçiler için yaşamı daha da zorlaştıran kararları içeren pakete karşı sokakları dolduran göstericilerin Alman bayraklarını yaktıkları haberlerini veriyorlar. Almanya AB’nin büyük patronu ve büyük alman sermayesinin mevcut durumdan en fazla yararlanmasının koşullarını hazırlıyor. Tam anlamıyla ölü soyucu. Ama işçi ve emekçiler biz henüz ölmedik, yöneticiler ülkeyi satsalar da biz onurlu bir yol izleyeceğiz diyorlar.
Yunanistan’ın içine düşürüldüğü durum ve buradan çıkış yolu mitolojik çağrışımları da gündeme getiriyor. Örneğin Troyka ile müzakereleri yürütenlerden birisi olan Ekonomi Bakanı Evangelos Venizelos, müzakereleri mitolojide ‘çok başlı yılan’ olarak yer alan Lernea Hydra’ya benzetiyor ve “Bu azmanı tek başına yenmek için Herkül olmak gerek. Herkül de olmadığına göre, ancak hep birlikte yenebiliriz.” diyor. Peki ama Yunanistan’ın yeni Herkül’ü kim olacak? Atanmış hükümetin ve onu destekleyen PASOK, Yeni Demokrasi Partisi (ND) Ortodoks Halk Partisi (LAOS) gibi siyasi partilerin Herkül’ün sahip olduğu güç ve cesarete sahip olmadıkları ortada.
Yunan mitolojisine göre Herkül’ün gücünün kaynağı tanrılardı. Günümüzün tanrıları ise dev şirketler ve en büyük devletler. Onların gücünün kaynağı ise bugünkü ekonomik sistem. Zavallı Herkül çok başlı yılanı öldürmek için ecel terleri döküyordu ama günümüzde tek bir bomba ile binlerce yılan öldürmek mümkün. Dev şirketler ve devletlerin yılan olarak gördükleri ise işçi ve emekçi halk. Yunan bakan “Yılanı hep birlikte yenebiliriz” derken, Yunan halkına karşı oluşmuş partiler koalisyonunu ve onun desteklediği hükümeti birliğe çağırıyor.
Oysa mitolojinin ve kendisinde doğaüstü güçler barındıran bireysel kahramanlığın devri çoktan kapandı. Geçmişteki, günümüzdeki sınıflı toplumların kahramanları halklardır. Bütün büyük tarihsel sorunlar halkların kahramanlığı ile çözüldü. Eğer halkların kahramanlığı olmasaydı Alman Kayzeri, Osmanlı Padişahı, Fransız İmparatoru, Rus Çarı, Yunan Kralı hâlâ tahtlarında oturuyor, pek çok ülke ise ABD işgali altında olacaktı. Günümüz kayzerleri, imparatorları, kralları dev şirketlerin karar mekanizmalarıdır. Bunlar kendi devletlerini, bağımlı ülkeleri yönetmekte, onların kaderlerini belirlemektedirler.
Elis Kralı Augias ahırlarını temizlemeyi ihmal etmiş, ahırlarda dağ gibi yığılan gübreyi ve pisliği Herkül bir günde temizlemişti. Yunan mitolojisinin boy verdiği topraklar şimdi yeniden kapitalizm tarafından dev bir ahıra dönüştürüldü. Bugün Herkül’den medet ummak boşuna olacak. Günümüzün Herkülleri işçi ve emekçilerdir ve onların bu pisliği kendilerinin temizlemesi gerekiyor. Herkül’ün zayıf noktası topuğuydu ve Aşil topuğu denilen politik terim buradan türedi. Paris Herkül’ü topuğundan vurdu. İşçi ve emekçilerin Aşil topuğu ise birlik olamamak, birlikte mücadele edememektir. Kapitalist emperyalist sistemin Aşil topuğu ise işçi ve emekçilerin kendi içinde birliğini sağlamış olan örgütlü mücadelesidir. Milyonlarca Yunan Herkül’ü bugünün Zeuslarını devirmek için yola çıktı. Mücadele eden kazanacaktır.
Evrensel'i Takip Et