Uzatmaları oynamak
Uzatmaları oynamak aslında bir futbol terimi. Maç içindeki kayıp zamanların maç sonuna ilave edilerek oynanmasını ifade ediyor. Uzatmaların oynanması bazı durumlarda galip gelmek isteyen takım için ek bir umudu ifade ediyor. Ama maç örneğin A takımı lehine 4-0 ise, B takımı için uzatmalar bırakalım durumu tersine çevirmeyi, yenecek yeni goller anlamına geliyor. Yani B takımı için uzatmalar yeni bir umudu değil, kaybedilen bir maçın uzayan azabını ifade ediyor.
Türkiye’yi yöneten egemen sınıfların Kürt Sorunu’nu baskı, terör ve küçük kırıntılarla çözme çabası, yukarıdaki B takımının durumunu ifade etmekten başka bir anlam ifade etmiyor. Kürt ulusal mücadelesinin ulaştığı boyut, ülkeyi yöneten egemen sınıflar açısından kaybedilmiş bir davayı simgelemektedir. Yasaklanan Newroz’da Diyarbakır halkının önlerine dikilen barikatları aşarak yüzbinler halinde Newroz alanına akması, ülkeyi yönetenler açısından kaybedilen bu davanın son bir kez daha ilan edilmesinden başka bir anlam taşımamaktadır. Üstelik bu tablo binlerce Kürt politikacısının cezaevlerine tıkılmasına rağmen ortaya çıkmıştır. Kürtlerin ezici çoğunluğu kendi politik hareketleri etrafında sıkıca kenetlenmiştir. 2012 Newroz’unun ortaya çıkardığı en büyük sonucun hükümet ve devlet politikalarının açık iflası, buna karşın Kürtlerin iradelerinin açık beyanı olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.
Kürtler bu davayı kazanmıştır ve egemen sınıflar uzatmaları oynamaktadırlar. Uzatmalar sonucu değiştirmeyecektir. Elbette bunları yazarken iş bitmiş, talep edilen bütün haklar kolayca verilecek iddiasında değiliz. Ama kesin olan şudur: Kürtler bir ulus olma bilincine ve örgütlülüğüne sahiptirler. Kürtler eski statüleri içinde yaşamak istemediklerini, ne istediklerini açıkça ortaya koymuşlardır. Kürtler açısından bu dava kazanılmıştır. Kürtler açısından bugün bu gelinen noktadan, katedilen aşamadan geriye dönüş düşünülemez. Sorunun çözümünün nasıl olacağı ise Kürt halkının iradesine ve alacağı tutuma bağlıdır. Kürt halkının çoğunluğu bugün neyi çözüm olarak görüyorsa bu sorunun güncel pratik çözümü öyle olacaktır. Bağımsızlık, federasyon, bölgesel, demokratik özerklik, ya da birlikte yaşamının diğer demokratik biçimleri. Açıkçası bu sorunda eskinin devam etme ihtimali kesin olarak kalmamıştır. Bu çözümlere karşı gerici bir barikat örerek direnmeye çalışmak, sonucu belli olan bir karşılaşmada sadece uzatmaları oynamak anlamına gelecektir.
AKP Hükümeti Kürt halkının küçük bir kesiminin, liberal Türk çevrelerinin kendisine verdiği ve üzerinde “Kürt Sorunu’nun çözümünde ilerleme” yazan açık çeki tepe tepe sonuna kadar kullanmıştır. Ama anlaşılmıştır ki, AKP’nin Kürt Sorunu’na ilişkin geçmişte uygulanan gerici, faşist politikaların dışında bir çözümü bulunmamaktadır. ‘Şunları verdik’ dedikleri ise Kürt halkının mücadelesinin sonucunda içeriğini boşaltarak kabul etmek zorunda kaldıkları bazı küçük kırıntılardır. Kürtçe televizyon yayını, seçmeli ders olarak çok kısıtlı Kürtçe’nin öğretilmesinin gündeme gelmesi, Kürtçe dergi gazete vb. gibi adımlar bu türden adımlardır.
Ama unutmamak gerekir ki, bazı kaybedilmiş davalarda umutsuzca gerici çırpınmaların bir süre daha devam etmesi, vahşete yönelinmesi mümkün olabilir. Bu gerici faşist çabaların umutsuzca devam etmesi sonucu değiştirmeyecek, ama çözümün niteliği üzerinde kesin bir etkide bulunacaktır. Önemli olan şudur ki, bu etki sadece ve sadece Kürtlerin taleplerini ve çözüm istemlerini daha ileriye taşımaları yönünde olacaktır. Tarihsel ve toplumsal olarak kaybedilmiş davaların politik olarak bir çözüme kavuşması eş zamanlı olmayabilir. Buna karşın gelişmenin genel yönü artık ortaya çıkmıştır. Bu gerçeğin ışığında 2012 Newroz’unun bir kez daha kanıtladığı ise şu olmuştur: bu sorunun Kürt halkının istekleri doğrultusunda çözülmesi dışında bir çözümü bulunmamaktadır, bunu engellemeye yönelik her gerici çaba yenilmeye mahkumdur.
EVRENSEL'İNMANŞETİ
![Marmaris Turgut Koyu’nu kurtaran mahkeme kararı: “ÇED gerekli değildir” kararı iptal](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284338.jpg)
Marmaris Turgut Koyu’nu kurtaran mahkeme kararı: “ÇED gerekli değildir” kararı iptal
![Kaynak sağlığa, eğitime değil sanayiye aktı](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/254547.jpg)
İletişim Başkanlığı deprem raporu: Kaynak sağlığa, eğitime değil sanayiye aktı
![Çayırhan işçilerinin özelleştirmeye karşı yürüyüşü devam ediyor:](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284233.jpg)
Özelleştirme karşıtı yürüyüş sürüyor: Eylemler üretimi de etkilemeli
![Diyarbakırlı işçiler sürece ilişkin temkinli, iktidardan umutsuz](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/280807.jpg)
Evrensel'i Takip Et