Zamanı belgeleyen fotoğraflar

Bu yazı Evrensel’de 20 ve 21 Mart günlerinde 2 gün ‘Polisin Newroz Ateşi’ ve ‘ Dehak 2012’ olarak, manşetten yayınlanan fotoğrafçı Pınar İriz Encü’nün fotoğraflarının bendeki çağrışımları üzerine yazıldı.

Fotoğrafçının fotoğrafı çekerken yaşadığı, bir ‘soğuma anı’dır. Aynı kurşun yiyen biri gibi, fotoğrafçı da olayın verdiği şokla, ilk anda hiç bir şey hissedemez. Fotoğrafın çekildiği anda, psikolojik bir duyarsızlık anı vardır. İlk hissedilen, o anı yakalayabilmiş olmanın verdiği bir zafer sarhoşluğudur. Ancak fotoğraf yerine ulaştıktan sonra fotoğrafçı yaşadığı anı sorgular; ‘keşke’ler gündeme gelir. Aynı Kevin Carter’ın yaşadığı gibi...” sonra fotoğrafçı geri döner ve çocuğun akbaba tarafından yendiğini görür. Üç ay sonra intihar eder...

Örneğin 1 Mayıs 2008 dendiğinde bir “orantılı güç” hikayesi anlatılırdı. Devlet kendini aklamaya çabalamış ve İstanbul’da terör estirerek, gazlayarak orantılı olarak(!) yüce devletin kendini koruduğunu iddia etmişti. İşte o sırada Evrensel’ de yayınlanan Uğraş Vatandaş’ın çektiği ‘Teslim ol yoksa kurşunu yersin’ fotoğrafı devleti yalanlamıştı.

Tarih halkla oynanamayacağının örnekleriyle doluyken yarına kalan bu günü belgeleyen fotoğraflar olacak ve bu zulümleri yapanlar hiç de hayırla anılmayacaklar. Ama Pınar’ın fotoğrafları hep bu gerçekleri göstermeyi sürdürecek.
Sahi fotoğraf neydi? Bu sorunun yanıtıdır Evrensel’in manşetten yayınladığı Pınar’ın fotoğrafları. Emeğine sağlık Pınar. Yazıyı sonlandırırken Fotoğraflarınızı ve düşüncelerinizi/haberlerinizi beklediğimi anımsatır, Bol fotoğraflı hafta dilerim...

(1) http://arkapencere.blogspot.com/2010/11/tarihten-bir-fotograf-napalm-attack.html)
(2) http://www.fotografya.gen.tr/issue-12/fotoetik/fotoetik.html