Evet ama hakikaten yetmez

Sevgili Günlük;
 Günlük tutmadığımı, bu yüzden beni tanımadığını, içinden de “Bu da kim” diye seslendiğini biliyorum! Lakin kişi başına düşen sorun sayısının, kişi başına düşen mili gelir miktarından çok daha fazla olduğu bir ülkede günlük tutmanın ne kadar zor olduğunu anlayacağını umuyorum! Anlayamazsan da canın cehenneme!
***

Sevgili Günlük;
 Nereden başlayacağımı bilmiyorum! Bu yüzden de tarih, yer ve saat belirtmeden konulara balıklama dalacağım! Zaman zaman gün, hafta veya ay dışına da çıkabilirim! Beni anlayışla karşılayacağını düşünüyorum! Karşılamazsan da yine canın cehenneme! Sen de hak ettin ama!
***
Sevgili Günlük;
 2011 bütçesi ile eski cumhurbaşkanlarının maaşı artırılmış ve Kenan Evren’in aylık maaşı net 11 bin 400 liradan 12 bin 300 liraya çıkartılmıştı! Her ne kadar kendisine devlet tarafından 12 bin lira maaş verilenen bir kişinin yine aynı devlet tarafından “32 sene önce darbe yapmaya utanmıyor musun” der gibi usulden yargılamaya çalışması bir çelişki gibi görünüyorsa da başta AKP’liler ve onların yakın destekçileri bu yargılama sürecini “İleri demokrasiye geçişin önemli bir adımı” olarak göstermeye çalışıyorlar! Öte taraftan bizim “Yetmez ama evet’çi” dostlarımız ise sanki sloganlarını “Evet ama hakikaten yetmez” olarak değiştirecekler gibi! Zira Genel Yayın Yönetmenimiz İhsan Çaralan ağabeyin de söylediği gibi “Yargılama sembolik bir hesaplaşma olmasın” diyerek endişelerini dile getirenlerin sayıları hiç de az değil!
***
Sevgili Günlük;
 Geçtiğimiz haftanın en önemli gündem maddelerinden biri de eğitim sisteminde yapılan değişiklikti! Adına 4+4+4 denilen bu sistem ile birlikte İmam Hatip Liselerinin orta bölümü tekrardan açılacak! Öte taraftan daha şimdiden müfredata yeni konulan “Kuran-ı Kerim ve Peygamberin Hayatı” isimli derste kız öğrencilerin başının örtülüp örtülmeyeceği tartışılıyor! Taraflar ikiye ayrılmış durumda! Alt tarafı bu bir ders, kız öğrencilerin başlarını örtmesine gerek yok diyenler de var, Kuran-ı Kerim başörtüsüz ve abdestsiz okunmaz, madem bunu sadece bir ders olarak görüyorsunuz o halde beden eğitimi dersinde de öğrencilere eşofman ya da spor ayakkabısı giydirmeyin diyenler de! Lakin görünen o ki artık çocuklar beslenme çantasının yanı sıra bir de içerisine eşarp veya tülbent koyabilecekleri küçük bir el çantası da alacaklar yanlarına! Erkek öğrenciler ile ilgili fes tartışmaları ne zaman yapılacak merakla bekleniyor!   
***
Sevgili Günlük;
Canın cehenneme! İçimden geldi!
***
Sevgili Günlük;
Tüm bu tartışmalar sürerken Manisa’nın Turgutlu ilçesinde bulunan Gazi İlköğretim Okulunda, din bilgisi öğretmeninin isteği üzerine Caferi İmam Bayram Dalga’nın öğrencilere ders verdiği anlaşıldı! Caferi İmam Bayram Dalga, her ne kadar üzerinde ki Cübbe ve Sarıkları “Hatıra fotoğrafı çektirdik” diye açıklamaya çalışsa da bu durum bana daha da hayra geçecek bir fikri hatırlattı! Madem öyle malum gazeteciler başta olmak üzere kimi yandaş yazar ve çizerler de öğretmenlerden izin alarak “Her devrin adamı nasıl olunur, hiç muhalefete düşmeden nasıl gazetecilik yapılır” gibi önemli konularda da öğrencilere brifing verebilirler! Örneğin daha dün yerel televizyonlarda iki kelimeyi bir araya getiremezken bugün TRT Televizyonlarında programdan programa koşan ve paraya para demeyen gazeteciler ilkokul öğrencilerine bu durumu nasıl becerdiklerini anlatabilirler!
***
Sevgili Günlük;
 Alevi örgütleri, Sivas Katliamı davasında zaman aşımı kararını protesto etmek için Kadıköy’de geniş katılımlı bir miting gerçekleştirdiler. Başbakan Erdoğan “Sivas davasında zaman aşımı diye bir şey yok” diyor! Bizi de mi kendi seçmenine benzetiyor anlamak mümkün değil!
***
Sevgili Günlük;
 Bir süre önce, gazete ve televizyonlarda çıkan haberlere göre adına insan denen kimi hayvanlar, sokak köpeklerine olmadık işkenceler yaparak diri diri yakmışlar ya da üzerlerine kızgın yağ dökerek öldürmüşler! Aynı hayvanlar insanlıklarından utanmadan bir de köpeklere tecavüz etmişler! Canları cehenneme!
***
Sevgili Günlük;
 Bu hafta ki yazının da sonuna gelmişiz! Oysa yazılacak daha ne çok şey vardı! Mademki sona gelmişiz öyleyse son cümlemiz en çok ihtiyaç duyulan şeye, yani halkların kardeşçe bir arada yaşadığı bir Türkiye mücadelesi üzerine olsun. Yok bu da olmayacaksa eğer kusura kalma ama senin de canın cehenneme!