DİĞER YAZILARI
Selçuk Yula 12 Ağustos 2013
Ayaklardan başlara 1 Temmuz 2013
Direnişin aynası 10 Haziran 2013
Züğürdün çenesi 20 Mayıs 2013
Şemsiyenin altı 15 Nisan 2013
Kara para 25 Şubat 2013
Hangi yemeği yemeli?.. 18 Şubat 2013
Hangi suyu içmeli? 11 Şubat 2013
Şahin demokratlar 4 Şubat 2013
YAZI ARŞİVİ

Zonguldak’ın Çaycuma ilçesinde köprü çöktü, can veren 15 yurttaşımızdan sadece beşinin cansız bedenine ulaşıldı, diğerleri ise şu ana kadar bulunamadı.
Devlet, kendi sorumluluğunda yaşanan facialarda ölen yurttaşların yakınlarına bir cenazeyi dahi çok görüyor, yetkililer resmen nal topluyor…
Afşin’deki kömür ocağında bir yıl önce can veren 9 işçinin cesedi, heyelan altında duruyor. Adana’daki baraj faciasında suya kapılarak can veren işçilerden bir kısmının cansız bedenlerine de halen ulaşılamadı. Dirimize sahip çıkmayan devlet, ölümüzü de yok sayıyor; rezalet had safhadadır..
Çaycuma’daki köprünün çöküş nedenleri hakkında aklı başında tek açıklama İnşaat Mühendisleri Odası tarafından yapıldı. Kurumlararası iş birliğinin olmaması nedeniyle  köprünün sahipsiz kaldığı ve periyodik bakımlarının yapılmadığı belirtilen bu açıklamada Filyos çayı üzerinde bulunan HES’lere de göndermeler var..
Bu HES’lerin inşaatı sırasında nehir yatağından kum-çakıl alındığı, bu nedenle nehrin doğal yapısının bozulduğu gibi. Karabük HES barajı kapaklarının açılarak nehrin debisinin artırıldığı ve bu yüzden köprü ayaklarındaki tahkimatın bozulduğu gibi.
Nehirlerin yönetimi, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’na bağlı olan DSİ’nin görevidir. Bu konular onu ilgilendiriyor ama kendisi hiç oralı değil, tek bir laf bile etmedi bu konuda… Sadece, kayıp yakınlarının “Hangi yüzle geldiniz?.”  şeklindeki haklı  tepkisiyle karşılaştığını biliyoruz.
Yandaş medya temsilcilerinin “Suyla çalışan bakan” diye allayıp pulladığı Veysel Eroğlu nehir yönetiminin ve taşkın kontrolünün, kendine bağlı kurumların sorumluluğunda olduğunu ya bilmiyor, ya da bu kurumların görev yapmasını engelliyor. HES sevdalısı bir bakana bağlı kurumların, HES’lerin nehirlere vereceği zararı o bakana anlatabilmesi pek mümkün görünmüyor. Çünkü o bakan, HES’lere karşı çıkan tüm kesimlerin dışarıdan beslendiğini sanıyor, gidip savcılara ihbar ediyor. Böyle bir durumda DSİ’nin müdürleri bakana çıkıp HES’lerin zararlarını nasıl söyleyecek?..
Bakan Veysel Eroğlu bilim insanlarını ihbar etmeyi bırakıp, bu facianın nedenlerini enine boyuna düşünmeli ve sorgulamalıdır. Kendisi sermaye adına konuşuyor ama, mühendislik adına konuşanları da dinleyip uyarılara kulak vermelidir; çünkü artık iş çığırından çıkmıştır.
Akarsularımız üzerinde birbiri ardına HES’lerin yapılmasının acı sonuçlarını görmeye başladık, bu gidişle daha fazla göreceğiz. Doğa dostu denilen HES’lerin nehirleri nasıl tahrip ettiğini, bu tahribatın bir nehir yapısı olan köprülere de yansıdığını bu faciada yaşamamız, mühendislik dışı yöntemlere karşı çıkmamızın haklılığını kanıtlamıştır. Köprü ile birlikte çöken, Veysel Eroğlu’nun zihniyetidir.
HES’lerin bacasının olmadığını herkes biliyor, ama bacasız yapılar da can alabiliyor.

evrensel.net

Evrensel'i Takip Et