Karmakarışık bir kargaşa...
Eskiden okurken beni bulurdu onlarcası, şimdilerde okumakla kalmıyor arıyorum; ama ben onları bulamıyorum. Yıllardır kalemime doladığım söylem bozuklukları eskisi gibi çok değiller artık. Bir şey oldu bu insanlara. Yazmayı mı öğrendiler, düşünmeyi mi, anlamadım gitti. Aramızda yazışıp gidiyorduk ne güzel. Anlaşılan bana yazacak bir şey çıkmayacak denli iyi gidiyor işler. Benim amacım da buydu aslında, talkını ele verenlerin, salkımı kendilerinin yutmasını engellemek. O da olmuş görünüyor. Buradan kendime bir övgü çıkarmaya çalıştığım sanılmasın sakın, salt sıkıntının azaldığını söylemeğe çalışıyorum.
Yine de güvendiğim kaynakların beni boş bırakmadığını ve bırakmayacağını görüyorum. Bana yetecek denli sözü çıkarıp koyuyorlar önüme sağ olsunlar. Geçen hafta Bülend Karpat’ın bir sözüyle girmiştim yazıya bu hafta da onun sevgililer gününden kalma bir deyişiyle başlayayım. “Bir yanlışın üç doğruyu götürdüğü” düşüncesindeki Karpat, kulüplerin gereksiz oyuncu alımından ve aşırı borçlanmalarından söz ettiği yazısında “Kaos kendini baş gösterir ve kötü sonuçlar ortaya çıkar” diye yine yanlışlı bir tümce kurmuştu. Kuşkusuz, kaosun, kendini baş, yani lider, önder ya da reis atadığını söylemek değildi bu sözdeki amaç. Keşke öyle olsaydı diyeceğim; ama onun da gideceği yer çıkmaz sokaktan öte değil. Söylemek istediği “Kaos kendini gösterir” ya da “Kaos baş gösterir” diyerek kargaşanın oluşumuna vurgu yapmaktı. Ama ne kendini; ne de baş sözcüğüne kıyamayınca kısacık tümcede kargaşa yaratmayı başarmış; kargaşanın da nasıl çıkacağını karmakarışık bir biçimde göstermişti.
Yazının sonunda da kendini baş gösteren kargaşanın nedeni olarak milyon dolarlık kulüplerin, amatör yöneticilerce dernekler yasasına göre yönetildiğini söylemesi bir başka kargaşanın hem kendisini, hem başını göstermesine neden oluyordu. Kulüpler milyon dolar harcıyorlardı, bu denli bütçeleri olmasa da. Ama pek çoğu ya da çoğunun ayaktopu takımları tecimsel birer kuruluştular nicedir. İşin garibi, ayaktopu endüstrisinin içindeki bu spor kulüplerinin başında da her biri tecimsel kuruluşların başı, üyesi, çalışanı olan kişiler vardı. Üç, beş büyüklerin yönetiminde ise pek çok iş adamı bulunuyordu. Yani tam profesyonel(!) işverenlerdi onlar. Ama iş verdikleri, ülkeye yön verdikleri o yerlerdeki başarılarını kulüplerde gösteremiyorlar, göstermiyorlardı o başka. Niye başka olduğu da başka bir konu aslında. Yani, sorun buydu ve kargaşa kendini burada böyle baş gösteriyordu.
Bilemiyorum Karpat’ın etkisi mi, yoksa sayfanın genel yapısı mı herkesi ve her şeyi etkiliyordu da kimi yazılarda da bir kargaşa görülüyordu. Karpat’ın yazısının hemen altındaki “En iyi 11’de şampiyon Zambia’dan 4 oyuncu” başlıklı haberde, “Finale kadar gelen ancak penaltı atışları sonunda Fildişi Sahili’ne yenilerek kupayı ikinci olarak tamamlayan Fildişi Sahili’nin başarılı oyuncusu Gosso, Galatasaraylı Emanuel Eboue’nin yokluğunda sağ bek olarak görev yaptığı turnuvada istikrarlı performansı ile otoritelerden tam not aldı” deniliyordu ve Fildişi Sahili’nin Fildişi Sahili’ne yenilerek ikinci olduğu böyle öğreniliyordu. Demek ki öbür Fildişi Sahili de birinci olmuştu, artık o hangisiyse…
Bu kargaşadan sonra en iyi on bir sıralanıyor ve burada ne birinci olan, ne ikincilikte kalan Fildişi Sahili’nden oyuncu bulunmadığı(!) görülüyordu. Buna karşılık katılan takımlar arasında olup olmadığını bilmediğim Fildili Sahili’nden üç oyuncu yer alıyordu bu on birde. İşte, daha önce Fildişi Sahili’nden olduğu söylenen bizim Ordulu Gosso da bunlardan biriydi. Onun ve diğer iki arkadaşının yanında ülkeleri Fildili Sahili olarak gösteriliyordu. Yani, tam üç kez. Bunu özellikle belirtiyorum, çünkü bir kez olsa yanlışlık olduğu düşünülebilirdi de üç kez olunca… Bu nasıl bir yanlışlık diye düşünüyor insan.
Kargaşa orada, burada, şurada değil her yerde hem baş, hem kendini gösterip duruyor görüldüğü ve daha da görüleceği gibi...
İşte güncelinden karmakarışık bir kargaşa. 12 Eylülün mimarları yargılanmaya başladı ya!.. Ağızlara çakmasından bir parmak bal çalındı. Onunla oyalanıp duracağız artık. Ama anayasa, YÖK, Hakimler ve Savcılar Kurulu, Büyükşehir Belediyesi gibi yönetimsel saçmalıklar, enstitülerden türetilmiş gündüz kondu üniversiteler, lise öğretmenlerinden öğretim üyesi yaratma düzeysizlikleri ve benzeri pek çok 12 Eylül ürünü korunacak, 12 Eylülcüler yargılanacak. Astıkları geri getirilemez; ama yıktıkları giderilebilir. Yoksa kargaşanın boyu uzaaar gider...
EVRENSEL'İNMANŞETİ
![Sömürge madenciliği felaketinin yıl dönümünde İliç: Toprak zehirli, halk işsiz](https://staimg.evrensel.net/upload/dosya/284405.jpg)
Sömürge madenciliği felaketinin yıl dönümünde İliç: Toprak zehirli, halk işsiz
İliç siyanür faciasının üzerinden 1 yıl geçti. Hava, toprak ve su zehirlendi; 9 işçi can verdi. Daha fazla altın için kuralsız çalışmanın önünü açanlar aklandı. Halk zehirlenmiş doğa ve işsizlikle baş başa. Facianın ana sorumlularından uluslararası maden tekeli SSR, hisse senedi değerlerinin yükselmesiyle felaket öncesine geri döndü. İliç’teki altın için de “iş birliği içinde olduğu iktidarla” pazarlıkta.
![İliç: Madenciliğimizin fotoğrafı](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/256045.jpg)
İliç: Madenciliğimizin fotoğrafı
![“Üç aya yakın süre geçti, İliç komisyon raporu hâlâ gelmedi”](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/261948.jpg)
“Üç aya yakın süre geçti, İliç komisyon raporu hâlâ gelmedi”
![‘Haklarımızın gasbedilmesine izin vermeyeceğiz’](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284369.jpg)
‘Haklarımızın gasbedilmesine izin vermeyeceğiz’
![KFC ve Pizza Hut işçileri haklarını talep ediyor | Gündem Özel](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/283993.jpg)
Evrensel'i Takip Et