Taleplerin çeşitliliği 1 Mayıs’a damgasını vurdu
“Bizler, kar hırsı-denetimsizlik nedeniyle canlarını iş cinayetlerinde kaybedenlerin aileleri olarak 1 Mayıs’tayız. Sorumluların yargılanması için adalet mücadelemize devam etmekteyiz.”
İstanbul’da 1 Mayıs mitinginin yapılacağı Taksim’e yürümeye hazırlanan Şişli’de, Türk-İş içinde Sendikal Güç Birliği’ni oluşturan sendikaların bulunduğu alana giderken elimize bu cümlelerle başlayan bir bildiri tutuşturuluyor. Altında ‘İş Cinayetlerinde Hayatını Kaybedenlerin Aileleri’ imzası bulunuyor.
Bir süre sonra da, büyük bir pankartın üzerinde şu yazıya tanık oluyoruz: “İş Kazası Değil Cinayet”. Ve altında sıralanıyor: İstanbul/Davutpaşa-Ankara/Ostim-Van/Bayram Otel-Adana/Kozan-Afşin Elbistan-İstanbul/Esenyurt-Erzurum/TEDAŞ-İstanbul/BEDAŞ-Tuzla/Tersane-Bursa/Kemalpaşa”
Bir süre sonra da, “Şehir Tiyatroları Yok Edilemez” yazısı ile birlikte tiyatro oyuncuları dikkatimizi çekiyor. Ve daha sonra da, “Taksim’de başrol dayanışmanın” vurgusuna denk geliyoruz.
Sanat, kentsel dönüşüm, çocuk işçiliği, sağlıkta iş güvenliği gibi birçok farklı alana dair talepler pankartlarla bu 1 Mayıs’a yansıdı. Diğer taraftan tutuklu gazetecilerin bırakılması talebi TGS kortejinde, tutuklu Kürt siyasetçilerinin bırakılması talebi BDP kortejinde, tutuklu KESK üyelerine dair talepler KESK kortejinde dikkat çekti. EMEP korteji “İşçilerin Birliği Halkların Kardeşliği” pankartı ile mitinge en kitlesel katılan kortejler arasındaydı. ÖDP kortejinde demokratikleşme ve yoksulluğa dair talepler birlikte dile getirildi.
“Suriye’ye emperyalist müdahaleye hayır”, “TMY ve ÖYM’ler kaldırılsın” sloganlarının da yansıdığı bir 1 Mayıs alanında AKP Hükümeti’nin büyük tepkilere rağmen yasalaştırdığı 4+4+4’e dair tepkiler de dikkat çekti.
İstanbul’daki 1 Mayıs’ta işçi katılımı Sendikal Güç Birliği çatısısı altındaki sendikalar ile DİSK’e bağlı sendikaların oluşturduğu Taksim’e Şişli’den yürüyen kolda dikkat çekiyordu. Bu kolda hatırı sayılır bir işçi katılımı vardı ancak konfederasyonların farklı illerde 1 Mayıs’ı kutlama eğiliminin yolaçtığı bir zayıflamayı da görmezden gelmemek gerekiyor. İstanbul’daki 1 Mayıs’ta bu yıl taleplerin çeşitliliği ve sanatçıların da kendilerini işçi sınıfının yanında ifade etmiş olması gibi olumluluklar belirgin bir biçimde öne çıktı.
Taksim 1 Mayısı’nda iş, barış ve özgürlük taleplerinin yan yana gelmesi ve Hükümetin saldırısı ile karşı karşıya kalan kesimlerin kaderlerini emekçilerle birleştirmesi altı çizilmesi gereken temel bir noktayı oluşturuyordu.
Ancak bu olumlu tablonun yanında bu 1 Mayısın bize söylediği bir başka önemli şey de, taleplerin o konuda canı en çok yanan kesimlerin ‘elinde kaldığı’ bir görüntünün henüz aşılamamış olduğudur. Bu bir açıdan doğaldı ancak, biliyoruz ki bu sınırlılık aşılmadan da Türkiye’nin birikmiş sorunlarının çözümü de kolay olmayacak.
BDP kortejinde dikkati çeken ‘Kürt siyasetçilerine özgürlük’ talebinin örneğin Sendikal Güç Birliği’ni oluşturan sendikalardan birinin saflarında da taşındığı, aynı şekilde iş kazaları ile kar hırsı ve kapitalizm arasındaki bağa işaret eden pankartların ve HES’ler ilgili, çevre sorunuyla ilgili pankartların pekçok farklı kortejde yaygın olarak taşındığı bir 1 Mayıs, bugüne göre daha olumlu bir tabloyu ortaya koyacaktır.
EVRENSEL'İNMANŞETİ
![Ekmek ve hürriyet kavgası!](https://www.evrensel.net/upload/dosya/284534.jpg)
Ekmek ve hürriyet kavgası!
Antep’teki işçi eylemlerine yönelik yasaklar, Türkiye’nin bir süredir sıklıkla gündemine gelen hukuki ve siyasal baskıların neyi amaçladığını da daha net gösterdi. Kayyımlar, soruşturmalar, gözaltı ve tutuklamalar, Saray’a verilen olağanüstü yetkiler, basına ve gazetecilere yönelik baskılar, halkın üstüne çöken ekonomi programına ve tek adam yönetiminin siyasal baskılarına karşı yükselen itirazı bastırmak için…
Evrensel'i Takip Et