Google'ı beklerken
Tartışma, İstanbul Şehir Tiyatroları’nda repertuvarı belirleme yetkisinin genel sanat yönetmeninden alınarak, ikisi bürokrat yedi kişilik bir kurula verilmesi düşüncesinden sonra çıktı! Durumu şöyle de açıklayabiliriz aslında! Alınan bu kararla İstanbul Şehir Tiyatrolarında Yönetim sanatçılardan alınarak belediyenin bürokratlarına verilmiş oluyor! Tam bir “sen çal sen oyna” durumu yani! Zaten Başbakan da öyle demiyor mu:
-Buyurun istediğiniz gibi oynayın!
Buradan yola çıkarak diyebiliriz ki her hangi bir tiyatro oyununun afişi şöyle hazırlanacak bundan böyle! Ya da oluşturulması düşünülen yeni yönetim, örneğin “Aptallar da Pişman Olur” isimli bir tiyatro oyununu şöyle afişe edecek billboardlarda:
Yazan: Belediye Reisi ve Yardımcıları
Yönetmen: Fen İşleri Müdürü
Müzik: Kültür ve Sosyal İşler Müdürü
Dekor Tasarım: Park ve Bahçeler Müdürü
Kostüm: Çevre Koruma ve Kontrol Müdürü
Işık: Etüd Proje Müdürü
Sahneye Uyarlayan: Emlak İstimlak Müdürü
İzleyiciler: Temizlik İşçileri ve Yakınları
Oyuncular: Mali Hizmetler Müdürlüğü ve Ruhsat ve Denetim Müdürlüğünde çalışan tiyatroya meraklı personel
Alkışlayanlar: Başbakan, Bakanlar Kurulu ve medyanın bir kısmı!
Öyle ya Başbakan Erdoğan, Şehir Tiyatrolarında repertuvar belirleme yetkisinin sanatçılardan alınıp bürokratlara verilmesini “Ben Kadir Bey’i tebrik ediyorum” diyerek onaylamamış mıydı? Kaldı ki bununla da yetinmemiş “Gelişmiş ülkelerin hemen tamamında devlet eliyle tiyatroculuk olmadığını” belirterek esas kafasındaki projeyi açıklamıştı:
-Tiyatroları özelleştirmeye götürüyorum. Bunu teklif edeceğim. Özelleştirmek suretiyle buyurun istediğiniz gibi tiyatrolarınızı oynayın!
Dikkat edin! Başbakan Erdoğan “Gelişmiş ülkelerin hemen tamamında” diyor! Yani sağ olsun kendileri böylelikle bizi gelişmiş ülkeler sınıfına sokmuş oluyor! Bakın öyleyse bu gelişmiş ülkede daha birkaç gün önce neler yaşandı ve neler oldu ona bir göz atalım!
Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının projesi ile birçok ilde okullara süt dağıtıldı! Lakin binlerce çocuk süt zehirlenmesinden hastanelere akın etti! Aslına bakılırsa buraya kadar önemli bir şey yok! Lakin her gelişmiş ülkede okullara süt dağıtılır ve her gelişmiş ülkede binlerce öğrenci süt zehirlenmesinden dolayı hastanelere akın eder! Gelişmiş olmanın bedelidir bu! Fakat gelin görün ki konuya ilişkin açıklamalar tam bir komedi!
Devlet ve hükümet yetkilileri topyekün, bazı yandaş medya gruplarını da yanlarına alarak olmuş bir zehirlenme olayını nasıl olur da olmamış gibi gösteririzin gayretine düştüler! İşte söz konusu yetkililerin açıklamaları:
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç: Çocuklar sütü ilk kez içtiğinden aşırı doz nedeniyle rahatsızlanmış olabilir!
Tarım Bakanı Mehdi Eker: Şikayetlerin bünyeleri süte hassas olan çocuklardan geldiği dikkat çekmiştir!
Milli Eğitim Bakanı Dinçer: Zehirlenme vakası yok. Çocukların bazıları süt içince midesi bulanmış!
Dikkat edin binlerce öğrenci içtikleri sütten dolayı hastanelere akın ediyor lakin devlet erkanı durumu nasıl kurtarırız peşinde! Sadece Bakanlar mı bunu yapıyor? Elbette ki hayır! Bakın Sivas Valisi hastanede çocukları ziyaret ettikten sonra gazetecilere neler diyor:
-Zehirlenme demeyelim de bozuk sütün, bozuk gıdanın verdiği biraz kısmen psikolojik rahatsızlık diyelim!
Gelelim asıl konuya! Hani Başbakan Erdoğan Şehir Tiyatrolarını “Özelleştirelim” demişti ya! Bakın bu özelleştirmeden sonra neler olur!
Öncelikle Şehir Tiyatrolarına bağlı sahnelerin isimleri bir bir değiştirilir! Örneğin Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi belki de satın alan kişinin dedesinin ismini alır:
-Hariciye Naziri İsmail Efendi Sahnesi
Küçükçekmece Sefaköy Sahnesi Orta Çekmece Sefam Olsun Sahnesi olur! Gaziosman Paşa Sahnesi Kasımpaşalıyız Eli Maşalıyız Sahnesi olur! Olur da olur!
Ya oyunların isimleri! Kuşkusuz onlarda bu özelleştirmeden nasiplerini alırlar! Örneğin Samuel Beckett’in o meşhur “Godot’yu Beklerken” isimli oyunu bir anda iletişim çağına yenik düşer ve dünyanın en çok kullanılan arama motorunun ismini alarak “Google’u Beklerken” olur! Parasıyla değil mi kardeşim! Bakarsınız Haldun Taner’in yıllara meydan okuyan “Keşanlı Ali Destanı” bir anda “Keşanlı Muhtalip Destanı” olur! Ve Vasıf Öngören’in “Asiye Nasıl Kurtulur” isimli oyunu da “Memleket Nasıl Kurtulur” olarak değiştirilir! Böylelikle ışıklar söner, perdeler kapanır ve yeni sezon belediye reisinin yeni oyunu ile sezona merhaba der!
EVRENSEL'İNMANŞETİ
![Sömürge madenciliği felaketinin yıl dönümünde İliç: Toprak zehirli, halk işsiz](https://staimg.evrensel.net/upload/dosya/284405.jpg)
Sömürge madenciliği felaketinin yıl dönümünde İliç: Toprak zehirli, halk işsiz
İliç siyanür faciasının üzerinden 1 yıl geçti. Hava, toprak ve su zehirlendi; 9 işçi can verdi. Daha fazla altın için kuralsız çalışmanın önünü açanlar aklandı. Halk zehirlenmiş doğa ve işsizlikle baş başa. Facianın ana sorumlularından uluslararası maden tekeli SSR, hisse senedi değerlerinin yükselmesiyle felaket öncesine geri döndü. İliç’teki altın için de “iş birliği içinde olduğu iktidarla” pazarlıkta.
![İliç: Madenciliğimizin fotoğrafı](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/256045.jpg)
İliç: Madenciliğimizin fotoğrafı
![“Üç aya yakın süre geçti, İliç komisyon raporu hâlâ gelmedi”](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/261948.jpg)
“Üç aya yakın süre geçti, İliç komisyon raporu hâlâ gelmedi”
![‘Haklarımızın gasbedilmesine izin vermeyeceğiz’](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284369.jpg)
‘Haklarımızın gasbedilmesine izin vermeyeceğiz’
![KFC ve Pizza Hut işçileri haklarını talep ediyor | Gündem Özel](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/283993.jpg)
Evrensel'i Takip Et