22 Mayıs 2012

Fotoğraf makinesi bile delil sayıldı!

“Basın komitesi KCK/PKK lehine yayın yapar, örgütün propaganda organıdır ve illegal eylemleri teşvik eder. Basın komitesi içerisinde Türkiye’de; Azadiye Welat, Özgür Gündem, Özgür Halk, Dicle Haber Ajansı, Gün TV isimli basın yayın organları faaliyet yürütmektedir. Avrupa’da ise; Fırat News, ROJ TV, Yeni Özgür Politika isimli yayın organları faaliyet göstermektedir. Ayrıca şu an ismini hatırlayamadığım kadın ve gençlik konusunda yazıların çıktığı örgütsel dergiler de yayınlanmaktadır.”
Bu ifadeler, ‘Bahar’ mahlaslı bir gizli tanık ifadesine dayandırılarak şu an 36’sı tutuklu 44 gazeteci hakkında açılmış olan ‘KCK davası’ iddianamesinde bulunuyor.
İddianamenin başka bir bölümlerinde ise, “Cengiz KAPMAZ tarafından düzenlenen raporda;  
güphelinin  “14:Nurettin  FIRAT”  olarak gösterildiği...” deniliyor. Son iki yıldır gazetemiz muhabiri olarak çalışan ve yaklaşık 5 yıl önce Özgür Gündem gazetesinden ayrılmış olan Hüseyin Deniz hakkında öne sürülmüş olan iddiaların bir bölümü de yine “Cengiz Kapmaz’dan elde edilen dokümanlarda bulunan not ve raporlardan da bu tespit doğrulanmıştır” biçiminde temellendirilmeye çalışılıyor.
Ve Hüseyin Deniz’in evinde yapılan aramadan sonra, “şüphelinin ikametinde yapılan aramada elde edilen deliller;” denilerek şöyle devam ediyor:
   “-(2) adet Cruzer Micro yazılı 2GB Flash bellek,
  -(1) adet Toshiba marka 2GB 7192193556BM8K yazılı Flash Bellek,
  -(1) adet Toshiba marka 4GB 7067J98564BM8K1 yazılı Flash bellek,
  -(1) adet Kingston marka 512 MB gri Flash bellek,
  -(1) adet PNY E128MB gri Flash bellek,
  -(1)  adet  Panasonic  DMC-F27  marka  LUMIX  yazılı  siyah  fotoğraf  makinesi”
Bir fotoğraf makinesinin delil başlığı altında bir iddianamede yer almış olması bir hayli ilginç. Acaba başka bir örneği “dünya iddianameler tarihi”nde var mıdır?
Hüseyin’in evinden alınan ‘deliller’ arasında kitapçılarda bulunan kitaplar bile yer alıyor. Bunlarda biri şöyle: “  -(1)  adet  Entituya  Kurdi  ya  Amede  tarafından  yayınlanan Ferhenge  Aborıya  Tirki-İngilizi-Kurdi yazılı Türkçe-Kürtçe-İngilizce yazılı koyu renkli kitap,”
Bu “koyu renk” vurgusu kitaba bir şaibelilik hali ya da militan üniformasını çağrıştıran bir özellik mi yüklüyor bilemiyoruz ama iddianamede özellikle vurgulanmış.
Ve yine iddianamenin bir yerinde “Bahar” mahlaslı gizli tanık (belki de sözde tanık) şunları ifade ediyor:  “…  Ben,  KCK  ya  bağlı ideolojik  alan  altında,  basın  komitesinin  faaliyet  yürüttüğünü  biliyorum.  Türkiye’de  bu komite  içerisinde  Nuri  FIRAT,  Tayyip  TEMEL,  Mikail  BARUT,  Yüksel  GENÇ  üst  düzey faaliyet  yürütmektedir.  Basın  komitesi  KCK/PKK  lehine  yayın  yapar,  örgütün  propaganda organıdır  ve  illegal  eylemleri  teşvik  eder.”
Bu nasıl bir tanıklık? Demek Nuri, Yüksel ve diğer sayılan isimler “Biz sadece legal eylemleri değil illegal eylemleri de teşvik edelim” diye düşünerek hareket etmişler (!)
Özgür Gündem’in köşe yazarlarından Yüksel Genç’in, Sevgi isimli kişi ile yaptığı telefon görüşmesi de yine iddianamede ayrıntılı biçimde yer alıyor:
“SEVGİ   : He Yüksel birazcık yüksek sesle konuşsana ya çok zor duyuyorum seni  
YÜKSEL  : Tamam tamam  
SEVGİ   : Haah şimdi daha iyi  
YÜKSEL  : Ben şey diyeceğim dün barış mitingi oldu ya zaten tertip komitesindeydin  
değil mi sende  
SEVGİ   : Hım hım  
YÜKSEL  : O BARIŞ MİTİNGİ ile ilgili bize bir yazı yaz diyecektim  
SEVGİ   : Barış mitingi ile ilgili bir yazı yazıyım ondan sonra ben artık düzenli yazmaya  
geri başlıyım olur mu  
YÜKSEL  : Sana zaten ulaşamiyoruz ki yazını yaz diyemilm sana ben haber göndermiştim
ama herhalde  
…….
SEVGİ   : Yarın tamam kaç vuruş istiyorsun  
YÜKSEL  : Yani bir köşe formatıyla istersen başla  
SEVGİ   : Hı hı  
YÜKSEL  : Uzunda olabilir biraz tartışalım miting olayını dedik çünkü önemli bir  
miting  
SEVGİ   : Hı hım  
YÜKSEL  : Sen artık formatını kendin ayarla ama 4000 vuruş falan olur.”
Evet, yasal bir barış mitingine dair bir köşe yazısı talep edilmesi bir suç delili havasında iddianamede bu biçimiyle yer alıyor. Yukarıda ‘gizli tanık’ –belki de sözde tanık- ifadesinde Yüksel Genç’e atfedilmiş olan ‘basın yoluyla örgütsel faaliyet’ iddiasının altı da böyle şeylerle doldurulmuş oluyor.
Görüldüğü gibi şişirme ve her tarafından dökülen bir iddianameye dayalı olarak 36 meslektaşımız halen cezaevinde tutuluyor ve bir kısmı örgüt yöneticiliği, bir kısmı da örgüt üyeliği ile suçlanıyor.  
Başlı başına bu zorlama iddianame bile, gerekli tepki gösterilmediği durumda tutuklu gazeteci arkadaşlarımızın kolay kolay bırakılamayacağının teyidi sayılabilir.

Not: Alıntılardaki dil bilgisi hataları tamamen iddianameye aittir ve dolayısıyla yazan polislerin ya da savcının marifetidir.

evrensel.net

Evrensel'i Takip Et