Sanat fotoğrafı fotoğraf sanatı
Sanatın gücünü bildiğimiz içindir ki,
Sorumluluğumuz bu denli büyük”
ANNA SEGHERS
enelde yazılarımın sonunda “ fotoğraflarınızı, düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi beklediğimi” yazarım. Bu hafta değişiklik yapıp baştan yazdım:)) Bu köşeyi takip edip, fotoğraf ve düşüncelerini yollama zahmetine katılan herkese merhaba demekle başlayayım. Gelen soru ve eleştirilere genel bir yanıt vermem gerektiğini düşünerek bu haftaki yazının girişini kendime ayırdım. Yaklaşık dört yıldır bu köşede fotoğraf üzerine yazıp, fotoğraf örnekleriyle huzurlarınıza çıkıyorum. Sizlerin de katkılarıyla her hafta hem yazı hem görsel hazırlayarak 170. haftayı doldurmuş olduk. Köşeyi takip edenler bilir ki fotoğraf gündemini günlük hayat, politika ve sanat ilişkisi üzerinden kurmaya ve örneklendirmeye çalışıyorum. Fakat bu köşeyi yeni okumaya başlayanlar ya da ara sıra okuyanlar diyorlar ki; “Daha fazla fotoğraf felsefesine yer verebilir misiniz? -Sizce fotoğraf sanat mıdır? -Fotoğraflar ideolojik olmak zorunda mı? -Dijital fotoğraf mı Analog fotoğraf mı? -Fotoğrafla uğraşıyorum ama benim çektiklerim çiçek ve hayvanlar yollayabilir miyim, illa siyasi mi olmalı ? -Hep fotoğrafçı diyorsunuz, neden fotoğraf sanatçısı demiyorsunuz? “ gibi eleştiri ya da düşünce paylaşımları alıyorum. Benim önerim Evrensel gazetesinin İnternet arşivine girip geriye doğru araştırmaları. Tüm bu konularda yazdığımı hatta tartışmalar yürüttüğümü göreceksiniz. Gazete günlük bir yayın organıdır. Dolayısı ile aynı yazıları tekrar yazmanın anlamı kalmıyor. Ama yeri geldiğinde fotoğraf felsefesinden. Sanata yine düşüncelerimi bir başka açıdan bakarak sizlerle paylaşacağım. Belki bir kitap da toplamanın zamanı gelmiştir:))
Bu gün ‘Sanat Fotoğrafı’ konusunu ele alalım istedim.
Her fotoğraf sanat olmayabilir ama sanat için fotoğraf üretilebiliyor. Genel algı üzerinden baktığımızda, sanat fotoğrafı dendiğinde; Anlaşılmayan, suya sabuna dokunmayan, galerilerde satışa yönelik sergilenen, Fotoğraf teknolojisinin en üst düzeyde kullanıldığı, çok estetik veya çok güzel, diye nitelendirilen fotoğraflardır sanat fotoğrafları. Bu algıya göre kendine “sanatçı” unvanı veren yada meslek bölümlerine “fotoğraf sanatçısı” diye yazanlar ayrıcalıklı ve korunaklı bir alanda elit olduklarını düşünürler. Hatta şöyle söyleyenlere de rastlarız. “Ben sanatçıyım, siyasetle ilgilenmiyorum (!)” Dedik ya ‘genel algıya’ göre diye o vakit sormak gerek genel algı ne? Genel algı; sanat dünyasının mevcut yapısı yani sanatın ticarileştirilmesinin ayrıcalıklı dünyası. Kendilerini sanat dünyasının karar vericileri olarak gören kişi, kurum ve hakim iktidarın ‘sanat anlayışı’
Peki ‘genel algı’yı bir kenara bırakırsak ‘sanat fotoğrafı ‘ nedir? Sanatçı duyarlılığı ve kaygısıyla üretilmiş olan soyutlama yeteneğinin, fotoğraf aracılığı ile sunulmasıdır. Soyutlamadan kastım anlaşılmaz şeyler yapmak olmayıp, hayatın yorumlanmasından çıkarılan detaylardır. Yani bakmakla-görmek arasındaki farktır. Çok sıradan basit bir konudan da olabilir, düşünülerek hazırlanmış bir tasarımdan da olabilir. Düşüncenin estetize edilerek fotoğraf aracılığıyla sunulmasıdır. Büyük ölçüde fotoğrafın içeriğinin sunuluş biçimidir. Bu özelliklere sahip fotoğraflar da fotoğraf sanatı kavramı içinde değerlendirilir. Fotoğraf her şeyden önce ‘fotoğraf’ olmalıdır. O fotoğrafın tarihsel ve toplumsal kalite kazanması ‘sanat’la olan bağını kurar. Belgesel fotoğraf, Basın fotoğrafı, Enstantene fotoğraf, Manzara/Doğa fotoğrafı, Haber fotoğrafı isterse Kurgu fotoğraf olsun.
Daha detaylı incelemek isteyenler için: Evrensel arşiv: (3.5.2009-hayat-zenaat ve sanat 14-10.5.2009-zenaat ve sanat 2 / 25-7-2010 fotoğraf ve sanata dair-1-2-3)
Bu konuda Fransız fotoğrafçı JEANLOUP SİEFF fotoğraf sanatçılığını şöyle tarif etmektedir.
“Ama hayır! Fotoğraf sanat değil, ama Kertesz bir sanatçıdır.
Resim bir sanat değil, ama Bonnard bir sanatçıydı.
Müzik bir sanat değil, ama Erik Satie bir sanatçı olarak kalmaya devam edecek.
”Sanatçı kavramı” bir meslek değil, bir kalite göstergesidir. Eğer bir insan bir şeye tutkuluysa ve yeteneklerinin farkındaysa bu kişi kendini nasıl tanımlarsa tanımlasın benim gözümde taşıdığı ve hizmet ettiği sıfattan çok daha önemlidir. Fotoğraf çekiyor ya da heykel yapıyor olsun, bu önemli değil. “( İlker Maga, Fotoğrafçıya fısıltılar kitabından)
Eğer devam edecek olursak;
Ara Güler “Fotoğraf Sanat değil diyor” doğrudur. Ama bence ve bir çok kişi tarafından bir fotoğraf sanatçısıdır.
Henri Cartier-Bresson bir belgesel fotoğrafçıdır. Ama bir fotoğraf sanatçısıdır.
Sabastio Salgado bir Belgesel Fotoğrafçıdır Ama bir fotoğraf sanatçısıdır.
Bu ve benzeri örnekleri çoğaltmak mümkündür.
Her sanat dalı özünde zanaattır. O zanaat dalında kültürel birikimin tarihsel ve toplumsal birikime kattığı kalite/nitelik sanatçı unvanını kazandırır. Bu unvanı hak eden de o sanat dalının sanatçısı olur.
Demem o ki; “Sanat Fotoğrafı” diye üretilenler fotoğrafı içeriğinden kopararak, sahte bir gerçeklik algısı yaratılarak, mekanların tasarım ve renklerine göre aksesuarlar olarak üretilen fotoğraflardır ‘sanat fotoğrafları’. Toplumda, sanatın reklam şeklinde algılanmasını sağlayarak kültürel yozlaşmayı estetize etme çabalarıdır. Bu durum sanat eserleri alıcılarının oluşturduğu piyasa şartlarında gerçekleşir. İktidarın tiyatrodan başlayarak gündeme getirdiği de bu bağlamda sanatın ve sanat kültürünün özelleştirilmesi girişimidir. Onlara göre sanat paradır. Parası olan sanatla ilgilenir. Sanatçının para kazanması da sanat fotoğrafı (yada resmi, heykeli, müziği...) üretmekle gerçekleşebilir. Bu anlamda sanat sorunu sınıfsal bir niteliğe sahiptir. Sanatın dili de sınıfsal bir bakış açısıyla ele alınabilir. Kavramları sınıfsal bir bakış açısıyla ele alarak yorumlamak ve sunmak-göstermek bir zorunluluktur. Fotoğrafın sanat eseri olmasının yol ve yöntemlerini araştırıp uygulamaya çalışalım yeter. Sonuç olarak fotoğraf gibi fotoğraf çekelim, yapalım. Sanatsal niteliğini toplum ve tarih verir.
Fikret Başkaya’nın “Neden kapitalizmde ahlâk istisna, ahlâksızlık kuraldır?”
yazısından alıntıyla noktalayalım:
“...Metalaşma, paralılaşma, çürüme sürecinin hızlandığı, derinleştiği, her şeyi kapsar hale geldiği neoliberal küreselleşme çağında, sanatın, bir bütün olarak estetik etkinliğin de bu sürecin dışında kalması mümkün değildir. Zaten gerçek anlamda estetik yaratıcılığın, metalaşma/paralılaşma mantığıyla uyuşması mümkün değildir. Sanatçı kendi etiğine ve varlık nedenine yabancılaşmadan, kendi misyonuna ihânet etmeden kapitalizmin dayattığı hıza uyum sağlaması kolay değildir. Kaldı ki, ve unutmamak gerekir ki, kaptalizmle estetik etkinliğin uyuşmamasının bir nedeni de sanatın kaliteyi [niteliği] esas alması, kapitalizm için ise nicelliğin kural olmasıdır.
Kapitalizm doğası, ve temel eğilimlerinin ve dinamiklerinin zorunlu bir sonucu olarak, kendine özgü bir ahlaka sahip olamazdı ama geçmiş uygarlıklardan miras kalanı aşındırabilirdi. İnsan emeğinden başlayarak her şeyi metalaştıran, ticarileştiren, alınıp-satılan nesnelere dönüştüren, insanı üreten ve tüketen bir araca bir tür ‘makineye’ indirgeyen, maddi zenginliği yaşamın biricik ereği mertebesine çıkaran, bencilliği, egoizmi ve gücü yücelten, parayı tam bir tapınma aracına dönüştüren, iş bitiriciliğin kural olduğu burjuva uygarlığının bir ahlakı olabilir mi? Böyle bir toplumsal düzen, sözünü ettiğimiz tüm diğer olumsuzluklar ve kötülükler bir yana, iyiyle kötü, doğruyla yanlış, gerçek yalan ayrımını da yok ediyor. Değer ölçüsü sahneden çekiliyor, nîrengi noktası [point de repère] yok oluyor... İnsanın bunca değersizleştiği, anlam kaybının artık kural haline geldiği bir toplum düzeni sürdürülebilir mi? Ya da daha ne zamana kadar?”
EVRENSEL'İNMANŞETİ
![Kadın işçiler devlere karşı](https://staimg.evrensel.net/upload/dosya/284311.jpg)
Kadın işçiler devlere karşı
Chinatool grevi, ücretleri eriten Şimşek programının arkasında dizilenleri gözler önüne seriyor: Programın uygulayıcısı iktidar, programdan güç alıp %25 zam dayatan Chinatool ile Şimşek’in kapısını aşındırdığı Chinatool’un ortağı uluslararası finans tekeli HSBC... Küçük parçaların üretimi için küçük elleri kullanılan kadın işçiler, bu dev ittifaka sendikalarıyla kafa tutuyor.
![Darwin 216 yaşında: Yaşamı bugüne de ışık tutabilir mi?](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/173500.jpg)
Darwin 216 yaşında: Yaşamı bugüne de ışık tutabilir mi?
![Foçalılar taş ocakları için ayağa kalktı: Mahkeme kararlarını uygulayın](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284291.jpg)
Foçalılar taş ocakları için ayağa kalktı: Mahkeme kararlarını uygulayın
![“Türk futbolunda satılan tek şey, düşmanlık”](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284078.jpg)
“Türk futbolunda satılan tek şey, düşmanlık”
![Danıştay 4. Dairesi Kaz Dağı’ndaki doğa talanın yolunu açtı](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284249.jpg)
Evrensel'i Takip Et