Erdoğan bu işi çözer mi?
Kürt sorununun kritik bir aşamaya geldiğini kabullenmeyen yok. Öyle ki ya çözüme yürünecek, makul bir zaman diliminde çözüm amaçlı adımlar atılacak; ya da çözüm, şu son bir iki yılda yaşanan akıl dışılık girdabında yeniden fi tarihine ertelenecek.
İkinci seçenek, daha çok kan, gözyaşı ve ölüm demektir.
Şurası da çok açık: Kürt sorununun bu aşamadaki iki muhatabı, elbet farklı konumlarda olan çeşitli alt birimleri var ama en geniş anlamıyla devlet ve PKK’dir. Sorunun çözümü isteniyorsa dolaylı veya direkt bu iki kesimin, özellikle de silahlı şiddetin sona ermesi için ortak uzlaşı noktalarını bulması gerekir. Uzlaşı noktalarının bulunması için ise şüphesiz gerekli olan, bir dönem yaşanan diyaloğu devam ettirmektir.
Bir şey daha: Bu aşamada devleti temsil eden etkin güç AKP ve lideri Erdoğan’dır.
Yani Erdoğan isterse, çözüme giden yolun taşlarının döşenmesi daha kolay olacaktır.
Son on yıl Türkiye’nin iktidarına damgasını vuran, üçüncü kez iktidara geldiği 2011 seçimlerinden sonra da artık tam anlamıyla hükümet ettiği su götürmeyen Erdoğan, tek sözüyle PKK ile direk temas sağladı ve 3.5 yıla yakın özel temsilcisini PKK ile görüştürdü. Erdoğan bu diyaloğu açıktan savunduğu gibi PKK ile görüşülürken “iyi niyet adımları” atarak PKK gerillaları ile Maxmur göçmenlerinin Habur’dan ülkeye giriş yapmasını sağladı.
Bugünlerde haber yazışmaları, ders notları, kamuya açık panel ve seminerlerdeki söylemleri, müvekkilleri ile görüşmeleri suç unsuru olarak gazetecilerin, akademisyenlerin, yazarların, hukukçuların, bilumum Kürt siyasetçisinin önüne konup KCK’den tutuklanırken, Habur’dan gelenlere özel savcılar gönderilip hiçbiri tutuklanmadan serbest bırakıldılar.
Bu radikal kararları alan da, birden KCK tutuklamaları ile herkesi cezaevine koyan da aynı hükümettir.
Nedeni ne olursa olsun, yaşanan ani değişim sonrasında karşılıklı kılıçlar çekildi ve o gün bugündür kılıçlar henüz kınına konulmuş değil.
Tabii kimse burada “Yargı bağımsızdır, kararları alan yargıdır,” demesin. Aynı yargı Habur’da dağdan gelen gerillaya karşı bağımsız değilken, Büşra Ersanlı da mı bağımsız?
Sorunun bu noktaya gelmesinde hükümetin olduğu kadar PKK’nin de payı var. Örneğin Avni Özgürel’le söyleşisinde Murat Karayılan, bazı olayların nasıl yaşandığını hâlâ çözemediklerini, kendi iradeleri dışında özellikle yerel birimlerden kaynaklı bazı gelişmelere tanık olduklarını söylüyor. DTK’nin Diyarbakır’da Demokratik Özerkliği ilan ettiği gün Silvan’da yaşanan çatışmada 13 askerin yaşamını yitirmesi Murat Karayılan’a göre de “çözülemeyen” olaylardan. Görünen o Silvan olayı, aynı zamanda tüm diyalog sürecini de bitiren gelişmelerin başında geliyor.
Silvan nasıl yaşandı, bilemem. Belki sıradan bir operasyon kapsamında gerilla ile askerin tesadüfi karşılaşmasıdır. Eğer böyle değilse çok ciddi bir provokasyondur ve özellikle PKK’yi zor durumda bırakmak için yine PKK içindeki “güçler” tarafından organize edilmiştir. Çünkü aklı başında hiçbir güç siyaseten önemli bir adım attığı, taleplerini netleştirip kamuoyuna ilan ettiği bir günde, böyle bir çatışmanın gündemi alt üst etmesini istemez, istememeli.
Şu da hep tartışılıyor: PKK gerçekten çözüm istiyor mu?
Kanaatim o çözümü isteyen yegane güç PKK’nin dağ kadrosunun bizzat kendisidir.
Dağda en zor koşullarda yaşayanlar, sürekli ölüm riski altında olanlar, çözümü en fazla isteyenlerdir. Onlarca yıldır dağda yaşayıp hâlâ eline sıcak bir tas çorba almamış, sıcak bir yastığa baş koymamış biri için sorunun çözülmesi kadar can yakıcı ne olabilir?
Hükümet son konseptiyle içerdeki tüm “Kürtleri” tutuklamayı politika olarak önüne koyarken yıllardır dağda olan biri “çözüm adına” gelip teslim olmayı, hele cezaevinde yatmayı niçin yeğlesin?
Daha da ötesi bu devasa savaş, peşinde çok acılar bıraktı/bırakıyor; sayısını bugün bile tam bilemediğimiz, kimilerine göre 50-60 bin, belki de 100 bine yakın insanın ölümüne neden oldu.
O zaman eğri oturup doğru konuşmalıyız: Atılacak tüm adımlar öncelikle ölümlerin durmasına yönelik olmalıdır.
Ölümler durmalı ve çözüm için gerekli adımlar hemen peşinden, vakit geçirilmeden atılmalıdır.
Legal Kürt siyasetinin deneyimli isimlerinden Leyla Zana’nın Hürriyet’e verdiği röportajdan da, Avni Özgürel’e konuşan Murat Karayılan’dan da anladığımız, her ikisinin de sorunun çözümü için hükümetten, özellikle Erdoğan’dan beklenti içinde olmalarıdır.
Bu durum bazılarımızı rahatsız edebilir. Ama reel siyasetin böyle bir sonucu da var. Bazen aklıselime davet ettiğiniz birinin eksilerini görmez, artılarını öne çıkarabilirsiniz. Leyla Zana daha belirgin bir biçimde ama Murat Karayılan da nispeten bunu yapmış, gibime geliyor.
Bu durumu en başta okuması ve değerlendirmesi gereken Erdoğan’dır.
Erdoğan’ın unutmaması gereken bir şey daha var: Üç dönemdir onu iktidarda tutanların büyük bölümü savaşı cidden bitireceğine inandıkları için ona oy verdiler.
Siz bakmayın o efelenen bir avuç insana.
Ana olan biri oğlu askere giderken karalar bağlıyor.
Bir gerilla anasının da karalar bağlayan asker anasından farkı yoktur.
Karalar bağlayan asker anası da, evladını dağdan onurlu bir şekilde ovaya indirmeye çabalayan barış anası da, savaşın bitmesinden yana.
Erdoğan anaların yüreğini de okumalı...
EVRENSEL'İNMANŞETİ
![Kadın işçiler devlere karşı](https://staimg.evrensel.net/upload/dosya/284311.jpg)
Kadın işçiler devlere karşı
Chinatool grevi, ücretleri eriten Şimşek programının arkasında dizilenleri gözler önüne seriyor: Programın uygulayıcısı iktidar, programdan güç alıp %25 zam dayatan Chinatool ile Şimşek’in kapısını aşındırdığı Chinatool’un ortağı uluslararası finans tekeli HSBC... Küçük parçaların üretimi için küçük elleri kullanılan kadın işçiler, bu dev ittifaka sendikalarıyla kafa tutuyor.
![Darwin 216 yaşında: Yaşamı bugüne de ışık tutabilir mi?](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/173500.jpg)
Darwin 216 yaşında: Yaşamı bugüne de ışık tutabilir mi?
![Foçalılar taş ocakları için ayağa kalktı: Mahkeme kararlarını uygulayın](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284291.jpg)
Foçalılar taş ocakları için ayağa kalktı: Mahkeme kararlarını uygulayın
![“Türk futbolunda satılan tek şey, düşmanlık”](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284078.jpg)
“Türk futbolunda satılan tek şey, düşmanlık”
![Danıştay 4. Dairesi Kaz Dağı’ndaki doğa talanın yolunu açtı](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284249.jpg)
Evrensel'i Takip Et