İki ozan iki hasret
Bu hafta sizlerle iki ayrı ozandan çevirdiğim, iki hasret şiirini paylaşmak istedim. Biri İspanyol Ozan Rafael Alberti... Kendisi ülkesinden uzaklardayken, can dostu Fransız Ozan Paul Eluard’ın öldüğünü duyunca, yanına çağırmış hemen onu!..
Diğeri Macar Ozanımız Endre Ady de, sürgün günlerini geçirdiği Paris’ten bir gel çağrısı alınca, büyük bir coşkuyla ona olan küllenmiş aşkını dillendirmiş...
Bu iki ozanı çok kısa olarak tanıtan birkaç satırdan sonra, sözü onlara bırakıyoruz...
RAFAEL ALBERTİ:
İspanyol Ozan Rafael Alberti (1902-1999), pek çok sanat dalında ürünler verdi. Şiirler, tiyatro oyunlar, anı, eleştiri kitapları yazdı… Ama ozan yanı hep ağır basıyordu. Devrimci kişiliğini yansıtan şiirlerindeki cana yakınlık, içtenlik ve insancıllık gibi özellikler, başlıca temalarıydı.. Lorca, Picasso, Eluard en yakın dostlarıydı...
PAUL ELUARD’ın DÖNÜŞÜ
Ta uzaklardan geliyorsun buralara,
Akdeniz kokan bu bahar akşamında,
hani günbegün nice emeklerle parlattığın
o tanıdık ışıklarla Eluard, alnın çepeçevre
ve ölümünle bir geliyorsun bu akşam yanıma.
Birazcık görmüştüm seni, bir ekim akşamıydı,
bir demet buğday başağıydın hani sen Fransa’nın
ve özgürlük dimdik ayaktaydı o zamanlar,
değildi yıkık bir dünyanın çöplüğünde,
ama senin o güzelim aşk kitaplarındaydı,
düşlerini saran o yalın sözler içinde.
Ve barış, tertemiz yüzünü daha
örtmemişti o yas giysileriyle.
Bugün bana geliyorsun Eluard, dimdik ayakta,
denizleri aşaraktan, ama senin bu ölüm akşamında.
Nasıl da isterdim şimdi,
nice şen şakrak ezgilerle yüklü,
üstelik bildiğin nedenler yüzünden,
hani sıcak ellerimizin bile bildiği
o güzelim dostluğun sürüp gitmesini öyle.
Gel, oturalım Eluard, sürgündeki şu mahzun bahçeme.
Bahçemdeki şu yıldızçiçeklerine bak,
yunankelebeklerine, güzelhatunçiçeklerine,
hani ha bire tırmanan,
ve göklere püsküren şu ağaçların altındaki,
duvara sırılsıklam aşık sarmaşıklara bak.
Çevremde dönen yeşil bir dosttur her biri,
yoldaşım oldular nice zamandan beri...
Tümünü Eluard, senin.ölümsüz yüreğine sunuyorum şimdi.
Ve hoşgeldin diyorum, hoşgeldin.
Bak yeniden başlıyor yaşamın.
Hadi konuş biraz, Eluard,
Konuşalım.
(Çev.; Y. Atan)
ENDRE ADY
Dünya edebiyatının da büyük ozanlarından sayılan Endre Ady (Endre Adi), 1877-1919 yılları arasında yaşadı.
Adını tersinden okuyup Leda dediği sevgilisi Adel, ozanlık sürecinde en yakın yoldaşı oldu...
Fransa’daki ve 1905 yılında Rusya’daki toplumsal olaylar, onu coşkulu bir devrimci duruş sergilemeye doğru yönlendirdi. Haliyle feodal düzenin yandaşlarınca çok ağır eleştirilere uğradı. Ne var ki kendine çok yakın bir ozan olarak Ady’yi bağrına basan Macar halkı, onun ölümüne çok ağladı.Meydanlarda, pullarda onun adını ölümsüzleştirmeye çalıştı.
SON KEZ PARİS YOLLARINDAYIM
Avutur gönlümü Paris, savar dertlerimi,
Aşktan da üstün hep dermanım olur.
Sağ olsun gene çağırmış beni…
Ben de hadi hazırlan, dedim bu yaşlı göçmene…
Paris’in vereceği o şölen bitince,
Uzun uzun yürürsün artık sokaklarında,
Kim bilir, belki de son defa…
Paris hafif bir zincir oldu hep boynumda…
Çok şükür, ateşli yüreğim öyle ödlek değildir.
Yumruğum da sert, gözüm keskindir.
Eh, gemi de hazırlandı buyruğumla
Takım taklavat kondu yerli yerine,
Artık merhaba diyorum yepyeni enginlere!
Ey gidi Paris’im, hatırımda dün gibi!
Bir fayton hafiften süzülür geçerdi hani,
Çıngıraklı atıyla tıngır tıngır son hızla...
Bak gene kapayınca gözlerimi,
Issız ürkünç bir kış ortasında…
Bir kızak sürükleyip götürüyor beni…
Akşamüstü yürürken ormanlarında.
Bir büyü yapışınca aniden yakama,
Canhıraş koşaraktan atılıyorum kollarına!
Bu en iyi koşumdu, en ateşli…
Ben bende değilim artık ta o zamandan beri.
Nasıl öksüzüm, nasıl o ormanlarında,
O üzgün, o yorgun ve yaşlı dağlarında…
Ama yüreğimdeki o ağır büyüden,
Gene de bana olan o aşkın,
Çekip çıkardı beni, artık derimi bile yeniledim.
Kentten kaçıp kaçıp da sığındığım,.
Hüzünlü, çıplak ormanlar, yaşlı dağlar,
Haydi eyvallah - deyin diyeceğinizi ardımdan,
Artık ben kentlerin en Kralına gidiyorum.
Paris’im, gülümse biraz, bu yaşlı göçmene,
İste beni var gücünle, çağır sokaklarına…
Ve bir daha anımsat geldiğimde yanına:
Yıldızlı gecelerinde ettiğim yeminler vardı,
Anımsat onları, hani hep aşk yanığı kokardı.
Son bir kez daha Paris’im,
Kutsuyorum seni, bütün dinginliğiyle yüreğimin,
Hep vardın ve hep varolasın diye,
Hem herkes için hem benim için…
Geri dönsem mi artık diyorum yaşlı yüreğime,
Hani gençliğimin o ölümsüz Bekçisine...
(Ah, Paris beni yanından hiç ayırmasa!)
(Çev.; Y. Atan)
GÜNÜNYAZILARI
![Melih Şabanoğlu](https://staimg.evrensel.net/upload/yazar/cache/100x100/yazar_fcd053ad9337319a7d69dfb1b70ad59b3647f396.jpg)
![Ahmet Yaşaroğlu](https://staimg.evrensel.net/upload/yazar/cache/100x100/yazar_703e30a97e74ac280b271a5e46066b21f67351c1.jpg)
![Yücel Özdemir](https://staimg.evrensel.net/upload/yazar/cache/100x100/yazar_b15b8db0be3c5c349399f04bf94b1934ae698316.jpg)
![Adnan Gümüş](https://staimg.evrensel.net/upload/yazar/cache/100x100/yazar_4c28ba0343b2ebb8bb11fab9fb206854a8009f78.jpg)
![Yusuf Karadaş](https://staimg.evrensel.net/upload/yazar/cache/100x100/yazar_132e40090d710a9c66e87888ce89dc45341cf1e9.jpg)
Evrensel'i Takip Et