Uçak B Planı için mi gönderildi?
Bir haftadır dünya kamuoyunun en önemli gündemi olan Türkiye-Suriye gerilimine geniş perspektiften bakıldığında, Malatya’dan kalkan “keşif uçağı”nın “bir yanlışlık sonucu” Suriye hava sahasını ihlal ettiğine inanmak için epey saf olmak gerekiyor. Çünkü her iki ülke arasında son aylarda tırmanan gerilimin tırmanma eğiliminde olduğu ve bunun çatışmaya doğru ilerlediği sır değildi. Tarih, arkasında devasa çıkar çatışmalarının olduğu benzer gerilimlerin, bir provokasyonla büyük savaşlara dönüştüğünü gösteren nice olayla doludur. Sovyetler’e savaş açmak isteyen, bunun yolunun Polonya’yı işgal etmekten geçtiğini bilen Adolf Hitler öncülüğündeki Almanya, 1 Eylül 1939’da sınırda yaptığı bir provokasyonla İkinci Dünya Savaşı’nı başlatmamış mıydı? Keza Birinci Dünya Savaşı da, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu Veliahtı Franz Ferdinand’ın 28 Haziran 1914’de Saraybosna’yı ziyareti sırasında bir Sırp milliyetçisi tarafından öldürülmesiyle başlamıştı.
OLAYLAR KÜÇÜK NEDENLERİ BÜYÜK
Halbuki, Avrupa’yı kan gölüne çeviren bu iki büyük savaşın asıl nedenleri, ne Polonya askerlerinin Alman sınırını geçmesi, ne de Sırp milliyetçisinin velihatı öldürmesidir. Asıl neden, Avrupa’nın emperyalist devletler arasında paylaşılmasının getirdiği büyük çıkar çatışmasıdır. Provokasyonlar bu büyük çıkar çatışmanın sadece ilk küçük kıvılcımlarından başka bir şey değildir. Her ne kadar Suriye tarafından Türkiye’ye ait “keşif uçağı”nın düşürülmesi şimdilik bir büyük savaşa nedeni olmadıysa da, Batı emperyalizmi ile Rusya arasında bir süredir süregelen gerilim bakımından önemli bir dönemeci ifade ediyor. Uluslararası ilişkiler satrancından bakıldığında, Türkiye-Suriye geriliminin, dünyanın yeniden paylaşımı açısından önemli bir kırılma noktasını ifade ettiği bugünden anlaşılıyor.
A PLANI ÖLDÜ, B PLANI DEVREDE
Açıktır ki uçağın düşürülmesi, Suriye’nin işgal edilmesi, rejimin düşürülmesi için içeriden ve dışarıdan yapılan baskıların sonuç vermemesi üzerine yeni bir planın devreye konulduğu anlamına geliyor. Başka bir deyişle, batılı emperyalistlerin ve onların en önemli savaş örgütü olan NATO’nun Türkiye üzerinden Esad rejimini devirmek için yaptığı bütün girişimleri içeren büyük fotoğraftan bakıldığında, Türkiye uçağının düşürülmesi aslında, Suriye’nin işgal edilmesi ya da Libya’da olduğu gibi işbirlikçilerin işbaşına getirilmesi için “B Planı”nın devreye konulmasından başka bir şey değildir. “A Planı” diye adlandırabileceğimiz “Annan’ın Suriye Planı”nda kısa bir süre içerisinde Suriye’de, tıpkı Libya’da olduğu gibi Çin ve Rusya’nın desteği ya da tarafsızlığıyla değişim öngörülüyordu. Yani; daha önceki işgalleri onaylayan ya da çekimser kalarak onlara destek veren Rusya ve Çin, bu gidişle işgal sırasının bir gün kendilerine geleceğini nihayet fark etmiş olacaklar ki Suriye’de batılı emperyalistlere kırmızı çizgileri göstermek zorunda kaldılar. Böylece; BM’nin ve Arap Birliği’nin temsilcisi olarak Kofi Annan’ın Esad rejimini devirmek için hazırladığı “A Planı” iflas etti. Yapılan bunca katliama, baskıya, izolasyona rağmen rejim çözülememiş, üst kademelerden yöneticiler, bakanlar karşı saflara geçmemiş ve geniş kitleler üzerindeki Baas rejiminin etkisi kırılamamıştır. Tam tersine Libya’nın, Irak’ın, Afganistan’ın başına gelenlerin Suriye’nin de başına gelmemesi için daha fazla kenetlenmeye yol açmıştır. Muhtemel o dur ki; Türkiye’nin bu provokasyonu kenetlenmeyi daha da pekiştirecek, içerideki işbirlikçilere, muhaliflere yönelik baskıları artıracaktır. A Planı’nın iflas etmesinde BM Güvenlik Konseyi’nde askeri müdahaleye karşı çıkan Rusya ve Çin’in aldığı tutumun da önemli bir rolü var. Belirtmek gerekiyor ki, Rusya, olanaklarının ve gücünün sınırlılığının farkında olduğu için Esad’ın bir plan dahilinde görevini bırakması, kendisinin etkisinin kaybolmayacağı bir değişimin gerçekleşmesi konuda Esad’ı ikna etmeye hazırdı. Bu temelde kimi girişimler ve görüşmeler olmasına rağmen, batılı güçler reformlara rağmen Suriye’de Rusya’nın etkisinin devam etmesine yanaşmadılar ve bu yüzden “ya hep ya hiç” dediler.
KEŞİF UÇAĞINI NATO MU GÖNDERTTİ?
İşte; fotoğrafın tamamına bakıldığında Türkiye-Suriye gerilimi, bu “ya hep ya hiç” politikasının devamından başka bir şey değildir. “Keşif uçağı”nın Türkiye’den çok NATO tarafından Suriye semalarına gönderildiğine dair de güçlü iddialar bulunuyor. Rusya’da yayınlanan Komsomolskaja Prawda gazetesi tarafından ortaya atılan ve Russia Today televizyonun da yayınladığı iddiaya göre, keşif uçağı, NATO’nun hazırlamış olduğu dost ve düşman uçaklarını tanımak üzere hazırlanan yeni sistemi denemek üzere görevlendirildi ve uçuşu da bu amaçla yaptı. Eğer iddia doğru ise NATO’nun Suriye’ye karşı bir askeri hazırlık içerisinde olduğu, bunun merkez üssünün de Türkiye’de kurulduğu anlaşılıyor. Arka arkaya cereyan eden olaylar alt alta dizildiğinde bunun hiç de yabana atılır bir iddia olmadığı görülüyor. Olaydan sonra Türkiye’nin hemen NATO’yu göreve çağırması bunun bir işareti olarak sayılabilir. Keza, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton da kısa bir süre önce BM onayı alınmadan Suriye’ye askeri müdahalenin yapılabileceğini açıklamıştı. Ancak bunun olabilmesi için koşulların hazırlanması gerekiyor. Suriye’nin bir NATO üyesi ülkeye (yani Türkiye’ye) saldırması durumunda, BM’nin onayının alınmadan saldırıya geçilmesi... En azından masa başındaki senaryo bu yönde hazırlandı. Açık olan şu ki; “Annan Planı” iflas etti, batılı emperyalistler planlarından vazgeçmiş değil. Ne olursa olsun Esad’ı devirmek, Suriye’yi Rusya’nın etkisi altından çıkarmak isteyen ülkeler, ki bunların başında bölgenin liderliğine oynayan Türkiye geliyor, Esad rejimini köşeye sıkıştırmak, başta NATO olmak üzere uluslararası güçlerin açık hedefi haline getirmek için bir provokasyonla düğmeye basmış bulunuyor. Bu da Suriye üzerinde önümüzdeki dönemde beklenenden de büyük bir çatışmanın olacağı anlamına geliyor.
ASIL ÇATIŞMA BATI VE RUSYA ARASINDA
Bir haftadır olup bitenlere baktığımızda, uzunca sayılabilecek bir süredir Rusya-Çin ekseniyle Batı (ABD ve aralarında çeşitli farklı yaklaşımlar olmakla birlikte Avrupa’daki emperyalist devletler) arasında yaşanan gerilim gelip Suriye’de düğümlenmişe benziyor. Dolayısıyla, Türkiye-Suriye geriliminin asıl olarak bu düğümün batı lehine çözülmesine hizmet amacıyla tırmandırıldığı anlaşılıyor. Burada asıl belirleyici olan Rusya’nın tavrıdır. Kendi etki alanı içinde olan bir ülkenin daha Batı tarafından kuşatılarak ele geçirilmesine seyirci mi kalacak yoksa direnecek mi? Konuyla ilgili RIA Novosti adlı haber sitesinde yayınlanan “Russia in Global Affaires”“ Dergisi Genel Yaynın Yönetmeni Fjodor Lukjanow’un analizi dikkat çekici. Lukjanow şöyle yazıyor: “Rusya zor bir tercih ile karşı karşıya. Anan Planı tutmadığı taktirde hiç kimse bir diyalog ve barış misyonundan söz etmeyecek. Çünkü bu artık inandırıcı olmayacaktır. Ama alternatif de yok. Rusya hiç bir şekilde Suriye’de, Libya’da yaptığı gibi askeri müdahaleye izin vermeyecektir.” İzin verdiği taktirde bir dahaki, ya da ondan sonraki hedefin kendisi olacağını biliyor. Çünkü, Batı emperyalizminin Rusya’yı sahip olduğu dev enerji kaynakları, stratejik önem ve en önemlisi de güçlü bir rakip olması nedeniyle işgal etmek, teslim almak için uzunca bir süredir değişik stratejiler üzerinde çalıştığı biliniyor. Her seçim öncesinde ve sonrasında Rusya’daki Batı yanlısı “muhaliflerin” harekete geçirilmesi, seçimlerde yolsuzluk yapıldığı iddiaları ve değişik gösteriler de bu planın parçalarından. Büyük fotoğraftaki Batı emperyalizmi ile Rusya-Çin arasındaki gerilimin gelip dayandığı Suriye’de, Türkiye’ye verilen, AKP Hükümetinin de seve seve üstlendiği rol elbette tehlikelidir. Olup bitenleri alt alta dizdiğimizde emperyalistlerin bölgeyi kan gölüne çevirerek kendi emellerine ulaşmakta kararlı oldukları görülüyor. Bunu engellemek ise ancak Türkiye ve Suriye halklarının alacağı tutuma bağlıdır.
GÜNÜNYAZILARI
![Bülent Falakaoğlu](https://staimg.evrensel.net/upload/yazar/cache/100x100/yazar_308260d9c54f1b236b13279a5fc250ba978d54ae.jpg)
![Sultan Özer](https://staimg.evrensel.net/upload/yazar/cache/100x100/yazar_f685b53d3fb0f090dcc28c7cf9f06122833a502b.jpg)
![İsmail Gökhan Bayram](https://staimg.evrensel.net/upload/yazar/cache/100x100/yazar_a0f7f418e24adafc415b6f895350865c42832b11.jpg)
![Ayşen Şahin](https://staimg.evrensel.net/upload/yazar/cache/100x100/yazar_f9de7e2abb44da1d4c0ca89a291177eba33381b9.jpg)
![T. Gül Köksal](https://staimg.evrensel.net/upload/yazar/cache/100x100/yazar_1384ad34d5da8d56a3f4e98928b7f7d2075efae1.jpg)
![Pınar Öğünç](https://staimg.evrensel.net/upload/yazar/cache/100x100/yazar_fcec331c534426eaa0b5fe86a01d84771d5438b5.jpg)
Evrensel'i Takip Et