Yıldırım Türker
“Radikal’de yazılarını büyük bir keyifle okuduğum Yıldırım Türker ile dün editoryal anlamda yaşadığımız anlaşmazlık ve bu anlaşmazlığı karşılıklı olarak çözememek yüzünden yollarımızı ayırdık. Kendisine Radikal’e yaptığı cesur katkılardan dolayı çok teşekkür ediyor, yeni yazı serüveninde başarılar diliyorum.”
Radikal Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Eyüp Can, dün köşesinin altına bu dip notu koymuştu. Bir gün önce de, Yıldırım Türker Evrensel’e yaptığı açıklamada şunları söylemişti: “Dün akşam Genel Yayın Yönetmeni Eyüp Can ile bugün yayınlanacak yazım üzerine konuştuk. Genel Yayın Yönetmeni yazımı yayınlayamayacağını söyledi. Bende bu koşullar altında çalışmayacağımı belirttim.”
Yıldırım Türker, Radikal gazetesinin önemli köşe taşlarından biriydi. Radikal ile Yıldırım Türker’in yollarının ayrılmasına yol açan bu ilişkinin zaman içinde olgunlaştığını söylemek mümkün. Eyüp Can isminin ortaya çıkışı ile Tayyip Erdoğan’ın yükselişi neredeyse kesişti. Eyüp Can’ın Doğan Grubu’na geçmesi zaten medya ortamının Erdoğan iktidarı lehine yeniden düzenlenmesi politikasının dolaysız bir sonucuydu.
Radikal ilk ortaya çıkışında da merkez medyanın içinde doğdu ancak, Eyüp Can dönemi ile birlikte merkezin de merkezine doğru kaymaya başladı. Yıldırım Türker ve gazetenin genç yazarları Pınar Öğünç ile Ezgi Başaran bu ‘merkezin merkezine kayma’ gidişine karşı, gazetede aklın ve vicdanın yazarları olarak durmaya özen gösterdiler.
Gelinen aşamada Eyüp Can’lı Radikal aynı zamanda Yıldırım Türker’li Radikal olamayacağı bir noktaya gelip dayandı. Başbakan Erdoğan’ın kendisine ya da partisinin politikalarına eleştirel tutum alan gazeteleri doğrudan hedef almasıyla birlikte merkez medyada birçok önemli gazetecinin işinden, yerinden olduğu biliniyor. Yıldırım Türker, medyada iktidar lehine oluşan bu alan daraltmanın son kurbanı oldu.
Sevgili dostum Ahmet Tulgar, Twitter’da “Zengin konaklarında bu kadar olur” derken, aslında bir yanıyla medyadaki hem bu iktidar yoğunlaşmasına dikkat çekerken, hem de daha genel olarak merkez medyada gazeteciliğin bir sınıfın lehine ne kadar zapturapt altına alındığına vurgu yapıyordu. Türker’in bugün yollarını ayırdığı grupta uzun yıllar çok önemli gazetecilik işlerine imza atmış olan Ahmet Tulgar’ın bu saptaması kuşkusuz orada hala mesleki değerlerlere, aklın ve vicdanın gereklerine uygun durmakta ısrar eden meslektaşlarımızı, arkadaşlarımızı değil, onların bu duruşlarını dinamitlemeye çalışan ilişkiler bütününü hedef alıyor.
Dünkü köşesini Yıldırım Türker ile Radikal’in yollarının ayrılmasına ayıran Ezgi Başaran, şu önemli saptamayı yapıyordu: “Sonra birgün uyanıyorsunuz, Orwellian bir dünyada cirit atan, istikrarlı ekonominin boş bakan neferleri olmuşsunuz. Böyle bir mutluluk halinde, Yıldırım’ı zaten istemezsiniz. Mutlu olmadığınızı hatırlatsın, gözünüze soksun, kuruyup çöpe dönmekte olduğunuzu göstersin. Kim ister. Di mi.
Biz gazeteciler için çember giderek daralıyor. Herhalde bunu fark ettiniz. (Umarım fark ettiniz.)
Ben bu bina üstüme çökene kadar dayanmaya karar verdim.
Biraz inadımdan, biraz gazeteciliğe saygımdan, biraz da öfkemden.”
Son 2-3 yıldır işlerine son verilen, köşeleri ellerinden alınan, programları iptal edilen gazeteci gerçeği bize bir gerçeği daha hatırlatıyor; örgütlülüğün önemini. Başta sendikal örgütlenme olmak üzere, basın meslek örgütlerinin güçlü olması, editoryal bağımsızlığın ve genel olarak basın özgürlüğünün en temel güvencesidir.
Onlarca gazetecinin cezaevine doldurulduğu, medya ortamında sendikal örgütlenmenin neredeyse yok edildiği bir süreçte böylesi tasfiyeler de daha kolay oluyor.
Orwellian dünyanın ‘big brother’larıyla başetmek, örgütlüyken kuşkusuz çok daha kolay olacaktır.
EVRENSEL'İNMANŞETİ
![Marmaris Turgut Koyu’nu kurtaran mahkeme kararı: “ÇED gerekli değildir” kararı iptal](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284338.jpg)
Marmaris Turgut Koyu’nu kurtaran mahkeme kararı: “ÇED gerekli değildir” kararı iptal
![Kaynak sağlığa, eğitime değil sanayiye aktı](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/254547.jpg)
İletişim Başkanlığı deprem raporu: Kaynak sağlığa, eğitime değil sanayiye aktı
![Çayırhan işçilerinin özelleştirmeye karşı yürüyüşü devam ediyor:](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284233.jpg)
Özelleştirme karşıtı yürüyüş sürüyor: Eylemler üretimi de etkilemeli
![Diyarbakırlı işçiler sürece ilişkin temkinli, iktidardan umutsuz](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/280807.jpg)
Evrensel'i Takip Et