Kapitalizm ve planlama
Planlama sosyalist ekonominin bir kategorisidir. Sosyalist ekonominin, özellikle kapitalist ekonomilerin 1929 bunalımının pençesine düştüğü sırada gösterdiği büyük başarı, planlamanın kapitalist ekonomilerde de zaman zaman bazı ülkelerde ve belirli alanlara yönelik kullanılmasını beraberinde getirdi. Ancak sosyalist planlama ile kapitalizmin planlaması arasında temel bir farklılık bulunuyordu. O temel farklılık şuydu, sosyalizmde üretim araçları özel mülkiyet olmaktan çıkarılmış, tüm toplumun malı haline getirilmişti. Ülkenin geneline ve tüm alanlara yönelik planlar yapmak, bu planların merkezine de insanların, ülkenin ihtiyaçlarını koymak olanaklıydı.
Sosyalizme yönelik burjuva ideologlarının temel eleştirilerinden birisi genel bir planlamanın olanaksız olduğunu kanıtlamak, ortaya çıkmış bazı aksaklıkları dillerine dolamak oldu. Sosyalizmin kuruluş yıllarında bilgisayar teknolojisi bilinmiyordu. Buna rağmen başarılı planlamalar yapılıyor, hedefler gerçekleştiriliyordu. Bugün bilgisayar ve iletişim teknolojisi olağanüstü bir gelişme gösterdi. Artık sadece sektörlerin genel olarak üretimlerinin ve ihtiyaçlarının hesaplarını yapmak olanaklı hale gelmedi, aynı zamanda toplumda yaşayan tüm insanların en küçük ihtiyaçlarını dahi tespit etmek olanaklı. Bütün bunlar için hazırlanmış programlarda birkaç tuşa basmak yeterlidir. Kuşkusuz bugün sosyalist bir ülke yok. Ancak herhangi bir ülke sosyalist devrimi yapmayı başardığında, Sovyet işçilerinin içinde bulundukları olanakların çok daha ilerisinde, çok daha elverişli koşullarda sosyalizmi kurma işine girişecekler, onların karşılaştıkları sorunların çok daha azıyla boğuşacaklardır.
Kapitalizmin sosyalizmden aşırdığı planlama ise oldukça farklı karakterdedir ve koşulları değişiktir. Bir kere üretim araçları özel mülkiyettedir. Fabrikalar, büyük topraklar, ya bir kapitalistin, kapitalist birliklerin ya da büyük toprak sahiplerinin ellerindedir. Enerji kaynakları dev tekellerin ellerindedir. Bu durum kapitalizmde genel bir planlama yapılamayacağı anlamına gelir. Bazı kapitalist hükümetler belirli alanlara yönelik üç yıllık, beş yıllık hedefler açıklamaktadırlar. Ancak açıklanan bu hedefler toplumun ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik değil, kapitalist üretimin ihtiyaçlarına, ya da ihracat ithalat dengelerini sağlamaya vb. yöneliktir. Ya da kamu yatırımları biçiminde rant dağıtma araçları olarak kullanılmaktadır. Bu planlamanın kapitalizm tarafından bozulmuş ve içi boşaltılmış halidir. Hedefleri gerçekleştirmek için kullandığı araçlar da farklıdır. Sınırlı programlar, açıklanan hedefler, teşvik sistemleri, vergi indirimleri, primler vb. ile belirli alanlara yatırım yapılması hedeflenir.
AKP Hükümeti’nin son olarak açıkladığı ve bölgelere bölünmüş olarak, farklı teşvikler verdiği son teşvik sistemi buna bir örnektir. Patronlara işçileri daha fazla sömürmesinin yerleri ve koşulları sunulmakta, ihracat ve ithalat arasındaki dengesizlik bir oranda, ama emek yağması üzerinden gerçekleştirilmeye çalışılmaktadır. Bu da kapitalizm ve sömürü koşullarında gerçekleştirilen bir çeşit planlamadır. Ancak merkezinde kapitalistlerin azami karı gerçekleştirmesi bulunduğundan işçi ve emekçi halkın çıkarlarının tam karşısında yer almaktadır. Örneğin Gaziantep ihracat rekorları kırmakta, ama sanayi bölgelerinde çalışan işçiler, aşırı sömürü koşullarına karşı mücadele etmek için ayağa kalkmaktadırlar. Kapitalizmin insan ve insan ihtiyaçlarını hiçe saydığının, insanları daha fazla kar elde etmenin basit araçları saydığının açık bir kanıtıdır bu.
Dev kapitalist birlikler, yani tekeller giderek yayılmakta, bütün üretimi ve tüketimi, enerji kaynaklarını denetimlerine almaktadırlar. Bugün artık neredeyse tüm dünyanın üretimini ve tüketimini hesaplamak, gelecek beş, on yılda neye ne kadar ihtiyaç duyulacağını kestirmek olanaklıdır. Bu durum sosyalizmin maddi koşullarının son derece olgunlaştığını açıkça ortaya koymaktadır. Ancak kapitalist hükümetler tüm bu olanakları işçi ve emekçileri daha fazla sömürmek ve soymak, rakip tekelleri ve ülkeleri denetim altına almak, bağımlı ülkeleri soymak için kullanmaktadırlar. Kapitalist üretim her geçen gün daha fazla toplumsallaşıyor, ancak işçi ve emekçilerin ortaklaşa ürettikleri mallar, üretim araçlarının sahipleri oldukları için dev kapitalist birliklerin özel malı oluyor. Bu aykırılık derin ve temel bir çelişkiye işaret ediyor. Bu temel çelişki çözülmeden bunalımlardan, savaşlardan, aşırı sömürüden, insani yıkımlardan kurtulmanın bir yolu bulunmuyor. İnsanlığın önünü yeniden açmak, yeni bir uygarlık kurmak için üretim araçlarının özel mülkiyetini ortadan kaldırmak dışında başka bir yol görünmüyor.
EVRENSEL'İNMANŞETİ
![Marmaris Turgut Koyu’nu kurtaran mahkeme kararı: “ÇED gerekli değildir” kararı iptal](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284338.jpg)
Marmaris Turgut Koyu’nu kurtaran mahkeme kararı: “ÇED gerekli değildir” kararı iptal
![Kaynak sağlığa, eğitime değil sanayiye aktı](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/254547.jpg)
İletişim Başkanlığı deprem raporu: Kaynak sağlığa, eğitime değil sanayiye aktı
![Çayırhan işçilerinin özelleştirmeye karşı yürüyüşü devam ediyor:](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284233.jpg)
Özelleştirme karşıtı yürüyüş sürüyor: Eylemler üretimi de etkilemeli
![Diyarbakırlı işçiler sürece ilişkin temkinli, iktidardan umutsuz](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/280807.jpg)
Evrensel'i Takip Et