Ya kör şiddete ya da çözüme…
Kürt sorununun yeni bir safhaya geçtiği çok açık...
Bu safhada şiddet var; hem de ağır ve yoğun bir şiddet.
Nedenlerini kendimizce tahmin edebilsek bile hâlâ Oslo’da masanın nasıl devrildiğini, PKK lideri ile görüşmelerin nasıl ve niçin kesildiğini tam olarak bilmiyoruz.
Taraflardan biri, hükümet, PKK’nin silahı masaya koyduğunu, Silvan eylemi ile de masayı devirdiğini söylerken; PKK de hükümetin görüşmelerde taktik davrandığını ve esas amacın kendilerini bitirmek olduğunu, hükümetin bu oyununa alet olmadıklarını söylüyor.
Nedeni ne olursa olsun, sonuçta o masa devrildi ve ortaya bugünkü tablo çıktı.
Önceki nedenleri yok saysak bile bir kez daha tespit etmekte yarar var: Bugünkü tablonun da temel nedeni PKK’yi dize getirmek için geliştirilen yeni konsepttir. Yani “güvenlik odaklı siyasettir.”
“Güvenlik odaklı siyasetin” gereği olarak bir yandan KCK adı altında binlerce insan tutuklanırken, sivil siyasetin önü kesilmeye çalışılırken sorunun çözümünde önemli ve belirleyici bir aktör olduğu çok açık olan Öcalan da İmralı’da tecrit altına alındı.
Çok kez yazdım, söyledim, yine tekrar edeyim.
“Güvenlik odaklı siyasetin” yeniden yaşama geçirilmesinde, sorunun yeniden şiddetle buluşmasında önemli etkenlerden birinin “Suriye” olduğuna inananlardanım.
Türkiye, Suriye’ye bir ömür biçmişti. Hükümet, Esad yönetiminin 3-5 ay gibi kısa bir sürede devrileceğini ve yerine kendileri ile “iyi geçinen” bir yönetimin geleceğini düşünüyordu.
Nedenleri uzun uzun irdelenebilir. Ama esasen Suriye’de Esad’ın iktidardan uzaklaştırılmasını PKK’nin yenilmesi olarak da değerlendiren Türkiye, masanın devrilmesinde, Kürt siyasetinin altını boşaltma amaçlı KCK tutuklamalarında, PKK’ye dönük ağır operasyonlarda, Öcalan’a dönük tecridi yaşama geçirmede bir beis görmedi.
Evdeki hesap çarşıya uymadı. Esad, sanıldığı gibi 3-5 ay içinde gitmedi. Üstüne üstlük PKK’nin şiddeti en üst boyuta taşıyacak kapasiteye sahip bir örgüt olduğu, değişecek dengeleri gözeterek politika üretebildiği ortaya çıktı.
Artık “Masa devrilmeseydi ne olurdu” argümanları ile tartışmanın anlamı yok.
Nasıl ki PKK silahlı mücadeleye başlamasaydı ne olurdu” sorusunun bugün için bir anlamı yoksa “Masa devrilmeseydi ne olurdu” argümanları ile tartışmanın da bir anlamı yok.
Masa devrildi, Suriye kadar olmasa da Türkiye ve Kuzey Kürdistan’da kan gölüne dönmeye başladı. Bu gidişle şiddetin daha da boyutlanacağı, hatta kör şiddetin gelişerek halklar arasında boğazlaşmaya bile varabileceğini söylemek mümkün.
Birileri Başbakanın Türkiye’yi içinden çıkılmaz şiddete sürükleyen politikalarını görmezden gelip ona methiyeler düzmeye, hatta De Clerk-Mandela, İzak Rabin-Arafat örneklemeleriyle Nobel Barış Ödülünü alabileceğini ima etmeye devam etsin...
Başbakanın İçişleri Bakanı “Gaziantep’te olay anını müteakip sıcak saatlerde, halkımızın bir tepkisi ortaya çıktı. Hatta bu tepki öfkeye dönüştü. Bunlar beklediğimiz, hatta doğru bulduğumuz tepkilerdir, duyarlılığın ifadesidir” diyor.
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ bir adım daha ileri giderek, “Son Gaziantep saldırısı uluslararası arenada Türkiye’nin elini çok güçlendirdi” açıklamasını yapıyor.
Bu sözler, halkları karşı karşıya getirecek eylemlerin faillerinin kimliğini ele vermekle kalmıyor şiddetin bu noktaya nasıl geldiğini, “görmek isteyenlere” de açık biçimde gösteriyor.
Hep dedik, bir kez daha diyelim: PKK neden değil, sonuçtur...
Eğer şiddeti tartışıp çözmeye dönük argümanlar geliştirilecekse, “sonuç” değil “neden” üzerinden yürümek gerekir...
Neden, Kürtlerin dile getirdikleri taleplerin çözümü için adım atılmaması, bu taleplerin yaşama geçirilmemesidir.
Talepler tartışmaya yer bırakmayacak şekilde açık ve nettir.
Kürt siyasi partilerinin, yani BDP, HAK-PAR, KADEP ve ÖSP’nin yanı sıra DTK, TDŞK ve TEVKURD gibi Kürt kimlikli hareketlerin altına imza attığı dört ana talep, “Kürt kimliğinin tanınması, ana dilde eğitim hakkı, Kürtlerin kendilerini yönetme hakkını da içeren siyasi statü ve özgürce örgütlenme hakkı” gibi talepler hiç konuşulmuyor bile...
Bu taleplerin PKK tarafından da desteklendiği birçok kez dile getirildi.
Şunu diyen çok: “Bu talepler için silahlı mücadele mi verilir?”
İyi de, silahlı mücadele bu talepler ile başlamamıştı ki!
PKK’nin kuruluş manifestosu olan “Kürdistan Devriminin Yolu”nda temel şiar “Bağımsız, Birleşik, Sosyalist Kürdistan”dı...
Ama bu noktaya gelmiş talepler bile hâlâ kırmızı çizgiler içinde görülüp bu taleplerin yaşama nasıl geçirileceği tartışılmıyor...
Dağa çıkmış binlerce insanın, PKK liderinin, her biri 60’lı yaşına merdiven dayamış silahlı hareketin üst düzey kadrolarının ne olacağı cesur bir biçimde konuşulmuyor...
PKK’ye tek yol olarak sadece “yüce Türk adaletinin şefkatli kolları” açılıyor...
Özcesi, Kürt sorununun çözümü için şiddet dışındaki yöntemleri öne çıkaran bir yol haritası hâlâ yok; olanlar da yırtıldı...
Görünen o, ikna edici ve samimi bir yol haritası olmadığı sürece de PKK silahlı mücadeleyi bırakmayacak.
Varlık nedeni silah olan ve bu nedenle ağır bedeller vermiş bir harekete, silahlı mücadeleyi bıraktıracak yol Ortadoğu labirentinde yürütülen ayak oyunlarıyla Kürtleri yeniden statüsüzlüğe itecek, savaşı halklar arasına yayacak söylem ve yöntemler değil, “Kürt kimliğinin tanınması, ana dilde eğitim hakkı, Kürtlerin kendilerini yönetme hakkını da içeren siyasi statü ve özgürce örgütlenme hakkıdır.”
EVRENSEL'İNMANŞETİ
![Kadın işçiler devlere karşı](https://staimg.evrensel.net/upload/dosya/284311.jpg)
Kadın işçiler devlere karşı
Chinatool grevi, ücretleri eriten Şimşek programının arkasında dizilenleri gözler önüne seriyor: Programın uygulayıcısı iktidar, programdan güç alıp %25 zam dayatan Chinatool ile Şimşek’in kapısını aşındırdığı Chinatool’un ortağı uluslararası finans tekeli HSBC... Küçük parçaların üretimi için küçük elleri kullanılan kadın işçiler, bu dev ittifaka sendikalarıyla kafa tutuyor.
![Darwin 216 yaşında: Yaşamı bugüne de ışık tutabilir mi?](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/173500.jpg)
Darwin 216 yaşında: Yaşamı bugüne de ışık tutabilir mi?
![Foçalılar taş ocakları için ayağa kalktı: Mahkeme kararlarını uygulayın](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284291.jpg)
Foçalılar taş ocakları için ayağa kalktı: Mahkeme kararlarını uygulayın
![“Türk futbolunda satılan tek şey, düşmanlık”](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284078.jpg)
“Türk futbolunda satılan tek şey, düşmanlık”
![Danıştay 4. Dairesi Kaz Dağı’ndaki doğa talanın yolunu açtı](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284249.jpg)
Evrensel'i Takip Et