Kadınları değil sistemi yargılamak
Bianet’in haberine göre sadece geçen ay memlekette 16 kadın, erkekler tarafından öldürülmüş, çoğunun katili kocası. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ise, sadece yılın ilk yarısında katledilen kadın sayısının 92 olduğunu açıklamıştı. Geriye Kalan’ın prömiyerini yaptığı geçen ekim ayındaki kadın temasını işleyen 48. Altın Portakal Film Festivali sırasında hayattaydılar. Sinemalarda gösterime girdiği bugün, yoklar.
Cinayetler işin en görünür yanı belki. Şiddet, kadınları ezen sistemin bir parçası sadece. Hatta ailenin ve mülkiyetin kutsallaştırılması adına kadına biçilen rolün hayata geçirilmesinin acı bir sonucu, aslında bütün o ilişkiler toplamı gibi. Geçen yıldan bu yana kadın meselesini işleyen bir film olarak tartışılan ve şimdi bunu izleyiciyle de karşılıklı olarak yapmaya başlayacak Geriye Kalan, kadınların bu işleyişe ayak uydurmak zorunda olmalarına gözünü çeviriyor. Üst ve orta sınıf ailenin kadınlarının, ekonomik iktidarı elinde tutan erkeğin karşısında verdikleri mücadeleden geriye ne kaldığını soruyor. Çiğdem Vitrinel’in ilk filmi, tutturduğu estetik düzey ve atmosfer kadar meramını derli toplu anlatmasıyla kadının ezilmişliği sorunu tartışmasında yer hak eden bir film, her şeyden önce.
KADIN KADINA KARŞI
Film yatakta, duygusuz bir sevişme sahnesiyle başlıyor. Çiftin halinin vaktinin yerinde olduğu ilk planlarda anlaşıldıktan sonra, adamın evine ve eşine karşı özensizliğiyle kadının sadece evin düzenine kafayı takacak yabancılaşmışlığı çabuk göze çarpıyor. Doktor Cezmi Bey kalkıp işine gidince, sekiz yıllık eşi Sevda yine ev işlerine gömülüyor. Aynı hastanede çalıştıkları Zuhal’le Cezmi arasındaki yakınlaşma, olayların başlangıcı oluyor. Sevda’nın bir şeylerden şüphelenmesi ve giderek Cezmi’yi takip etmesiyle aldatıldığını öğrenmesi, harekete geçip bir şeyler yapma dürtüsünü bir türlü kontrol edememesine neden oluyor. Annesi kendisine “akıllı” olmasını, sabretmesini, çocuğunu düşünmesini öğütleyip kocanın nasıl olsa evine döneceğine güvence verdiği halde.
Geriye Kalan’ın belki seyircinin daha önce aklına gelmeyen sorular varsa getirmesi, herhalde Sevda’nın durumundan başlayabilir. Çocuğunu, evini, mutluluğunu düşünmesi falan öne sürülse de, aslında ortada duran, çaresizliği. Sadece adı öyle konmuyor. Çünkü ekonomik bağımsızlığı olmadığı sürece, eşit bir ilişkileri olmadığı kocasıyla bu meseleyi oturup konuşması bile mümkün değil. Öyle olunca öfkenin öteki kadına yönelişini Geriye Kalan’ın her karesinde adım adım görmek mümkün. Oysa Zuhal’in de bir başına çocuk büyütmeye çalışan bir kadın olarak yargılanmadan yansıtılması seyirci tarafından görmezden gelinmeyecek olmalı.
Kadının düşman olarak öteki kadını bellemesi, ezilenlerin kılıçlarını birbirine karşı çektiği bilinçsiz sınıflı toplum yapısının bildik sorununun, aile versiyonu gibi.
ALIŞILMADIK ‘ÖTEKİ KADIN’ HİKAYESİ
Bir evlilik ve araya giren kadın gibi çok anlatılmış bir hikayeyi, bizim sinemamızın çok alışık olmadığı bir şekilde anlattığı muhakkak. Kimse kimseye kazık atmıyor, yanlış anlamalar araya girmiyor, öteki kadın adamın parasını falan yemeye, evli kadınsa müthiş bir intikam planıyla kocanın aklını başına getirmeye çalışmıyor. Herkesin bir konumu var ve özellikle Sevda’nın bunu korumak istemesi, hepsinin üstünde. Zuhal yolunu bulmaya çalışıyor, Cezmi’yse zaten o kadar rahat ki olan biteni anlayacak kafada değil.
Bu şaşırtmaca, özellikle karakterler üstünden birtakım tartışmalar açtı. Devin Özgür Çınar’ın hem öz güvenli hem zayıf halini başarıyla yansıttığı Zuhal, bunlardan biri. Onu belki daha “masum”, daha mağdur olarak görmek gibi Yeşilçam beklentileri vardı. Üstelik Zuhal, Cezmi’den hoşlanırken, onu “baştan çıkarırken” ne kadar sahiciyse, ondan bir şeyler koparmaya çalışmaz, ihtiyacı olduğunda kendi yanında olmasını beklerken de o kadar öyle. Yönetmen Çiğdem Vitrinel’in böylesi bir soruya verdiği yanıt yeterince açıklayıcı; “Şiddet görmememiz, tecavüze uğramamamız için iyi kadınlar olmamıza gerek yok. İnsan olmamız yetmeli.” Erkek karakter Cezmi’nin öyküdeki varlığı iktidarı temsil etmesiyle sınırlıyken, Erkan Bektaş’ın karakterinin iki kadına da benzer bir duyarsızlıkla yaklaşmayı “hak edişini” güzelce belli etmesi dikkate değer. Sevda’nın saplantılı hali, özellikle finalde yaptığı seyircide karışık duygular uyandırabilirse, Şebnem Hassanisoughi’nin ilk sinema başrolünde etkileyici bir oyunculuk sergilemesinin bunda payı büyük.
Final, filmin en tartışılan yerlerinden biri olabilir. Oysa, en sonda bize bütün olan bitenin ne uğruna yaşandığını, neyin geriye kalan olduğunu gösterebilmek için beklenmedik olabilecek bir şeylerin yaşanması aslında epey anlamlı bir tercih. Belki eleştiri, mevzunun oraya varışına giden yolla, olayların inandırıcılığıyla ilgili olabilir. Yoksa elbette ne filmdeki karakterler birer stereotip gibi davranmak zorunda, ne de hayatta kimsenin yapmayacağı abartılı hareketler yapıyorlar. Tersine sahici birer insanlar, başından beri.
Zaten Geriye Kalan, etkileyiciliğini, sorunun sınıfsal iktidar ilişkilerine bağlı olduğunu bilen derinliği ile bu karakterlerinin ezberle sınırlanmayan insaniliğinden alıyor. Yargılanacaksa, demeye getiriyor, bu insanlar değil, o ilişkileri var eden sistem yargılanmalı.
[email protected]
Geriye Kalan
Yönetmen: Çiğdem Vitrinel
Senaryo: Çiğdem Vitrinel, Şebnem Vitrinel
Oyuncular: Devin Özgür Çınar, Erkan Bektaş, Şebnem Hassanisoughi, Burak Tamdoğan
GÜNÜNYAZILARI
![Melih Şabanoğlu](https://staimg.evrensel.net/upload/yazar/cache/100x100/yazar_fcd053ad9337319a7d69dfb1b70ad59b3647f396.jpg)
![Ahmet Yaşaroğlu](https://staimg.evrensel.net/upload/yazar/cache/100x100/yazar_703e30a97e74ac280b271a5e46066b21f67351c1.jpg)
![Yücel Özdemir](https://staimg.evrensel.net/upload/yazar/cache/100x100/yazar_b15b8db0be3c5c349399f04bf94b1934ae698316.jpg)
![Adnan Gümüş](https://staimg.evrensel.net/upload/yazar/cache/100x100/yazar_4c28ba0343b2ebb8bb11fab9fb206854a8009f78.jpg)
![Yusuf Karadaş](https://staimg.evrensel.net/upload/yazar/cache/100x100/yazar_132e40090d710a9c66e87888ce89dc45341cf1e9.jpg)
Evrensel'i Takip Et