Kapitalizm nasıl bir şey?
Bilim Dünyası Medya Merkezi’nin Sözcüsü Eric Karran, “Kapitalizm böyle bir şey. Yapabileceğimiz hiçbir şey yok. Ancak toplumda buna büyük bir ihtiyaç var” diyor. Toplumda buna ihtiyaç var ama fazla masraflı olduğu için araştırmalardan vazgeçiliyor! Burada dile getirilen mesele şu: İlaç üreticileri Alzheimer ilaçlarıyla ilgili araştırmaların çok zor ve maliyetli olduğunu belirterek çalışmaların sona erdirileceğini açıklıyorlar. Bu durum sağlık gibi temel bir alanda kapitalist piyasanın nasıl işlediğini gösteren son örneklerden birisi. Kapitalist ekonomilerde diğer pek çok alan gibi sağlık da bütünüyle dev şirketlere emanet edilmiş durumda ve onların kurdukları tekeller planlamalarını bütünüyle kasalarına indirecekleri karlara göre yapıyorlar. Çünkü kapitalizmde çarklar başka türlü dönmüyor.
Toplumun ihtiyacı olduğu halde araştırmanın, üretimin olmadığı, çarkların dönmediği tek örnek bu mu? Bu bir ekmek fabrikası, un ya da şeker üreten bir fabrika, ya da insanların ihtiyaçlarını karşılayan bir giysi firması vb. olabilirdi. Sonuç kesinlikle değişmezdi. Bu şirketlerin yönetimlerinden şöyle bir açıklama yapılırdı: “İşletmemiz son zamanlarda zarar etmeye başlamıştır, bu koşullarda üretimimize devam etmemiz olanaksızdır. vb.” Bu bir toplumun, o toplumda yaşayan insanların ekmeğe, şekere, una, giysiye ihtiyaçları olmadığı anlamına mı gelirdi? Kuşkusuz hiç kimse böyle bir şeyi iddia edemez. Ancak kapitalizmde üretim insanların, toplumun ihtiyaçlarına göre değil, kâr amacıyla yapılır.
Kapitalizmde üretim araçları sermayedir. Sermaye ise harekete geçtiğinde, üretime girdiğinde artı-değer sömürüsü gerçekleştirmeli, bu sömürü sahibine kâr olarak yansımalıdır. Bu sermayenin sahibi tek bir patron olduğu gibi bir patronlar grubu, ya da o alanda üretim yapan bir devlet kuruluşu da olabilir. Bu durumda da sonuç hiç değişmez. Oysa yapılan üretim işçilerin ortak çalışmasının ürünüdür. Bir ürün ortaya çıktığında tek tek hiç bir işçi bu ürünü tek başıma ben ürettim diyemez. Ürün işçilerin ortak çalışması sonucu üretilmiştir. Yani üretim kolektiftir. Ama bu kolektif üretimin ürünlerine sermaye sahibi, patron el koyar! Çünkü üretim araçları üzerinde özel mülkiyet vardır ve patron mülk sahibi olarak tüm üretime sahip olur. İşte bu kapitalizmdir!
Kriz dönemlerinde kapitalizmin, toplumun, o toplumda yaşayan insanların en doğal çıkarlarına, ihtiyaçlarına aykırı bir sistem olduğu açık bir biçimde ortaya çıkar. Mağazalar tıka basa ürünle doludur. İnsanların giysiye, yiyeceğe, ısınmaya, sağlık hizmetlerine ihtiyaçları vardır. Ancak bu ihtiyaçlarını karşılamak için sahip olmaları gereken yeterince paraya sahip değildirler. İnsanlar bir tarafta ihtiyaçlarını karşılayamadan yaşamaya çalışmakta, ürünler diğer tarafta istiflenmiş beklemektedir. Kriz olmadığı koşullarda da insanların ancak bazıları ihtiyaçlarını karşılayabilir, diğerleri bunları karşılamaktan uzaktır ve onların ihtiyaçları olduğu halde sahip olamadıkları ürünler rafları, depoları doldurmaya başlarlar. Sonuç yine krizidir! İhtiyacı olanlarla, bunları üretenler bir türlü ortak çıkarlarda buluşamazlar. İşte bu kapitalizmin doğasıdır.
Oysa kolektif üreticiler olan işçilerin, toplumsal olarak ürettikleri, harekete geçirdikleri ve üretim yaptıkları üretim araçlarına, yani makinelere, fabrikalara toplum sahip olsaydı, yani üretimin kolektif karakteri ile, mülk edinmenin özel biçimi arasındaki çelişki ortadan kaldırılmış olsaydı yukarıdaki örneklerin hiç biri yaşanmayacaktı. Üretim toplumun ihtiyaçlarına göre yapılacak, bilimsel araştırma ve geliştirme çalışmalarına toplumsal fonlar ayrılacak, insanlar ihtiyaç duydukları halde sahip olamadıkları ürünlere, hizmetler kolayca ulaşacaklar, insanoğlu kendi tarihini kendisi bilinçle yapmaya başlayacaktı. İşte buna sosyalizm deniliyor. Sistem iyiymiş ama benim sosyalizme alerjim var diyorsanız, ona kendinizin beğendiği bir isim de takabilirsiniz. O durumda da içerik değişmezdi. Çünkü eğer insan soyuna yaraşır bir toplumsal sistem varsa, işte o böyle bir sistemdir.
Yani yoksula sadaka yok, hükümetlere, zenginlere el açmak yok, yoksul, insana yaraşır olmayan evlerde makarna ve kömür yardımı beklemek yok, kısacası sömürü yok, sınıfsal eşitsizlik yok! Peki bütün bunlara yan gelip yatmanın karşılığı olarak mı sahip olunacak? Sağlıklı her insan insana yaraşır koşullarda çalışabilir ve bu çalışmanın karşılığı olarak hem kendi ihtiyaçlarını karşılayabilir, hem de örneğin alzheimer gibi hastalıkların ortadan kaldırılması için, toplumun ilerleyebilmesi için ihtiyaç duyduğu toplumsal fonlar için katkıda bulunabilir.
Bugünün kapitalizminin alzheimer hastaları için araştırmaları kârsız ve gereksiz bulmasına bakıp, bütün araştırma ve geliştirmeleri boş verdiği gibi bir sonuca ulaşmamak gerekiyor. Silah geliştirme harcamaları kâr getirmese de işçi ve emekçilerin sırtlarından edinilen kârlarla, vergilerle geliştirilebilir, insan öldürmenin bin yolu varsa bin birincisi için gerekli kaynaklar aktarılır. Kanser ilaçları pahalı ilaçlardır ve onların geliştirilmesi için kaynaklar aktarılır, karşılığında büyük kârlar elde edilebilir, çünkü çok kârlı bir alandır. Hepsi satılmasa, depoya üretim yapılabilir, çünkü bu üretilenlerde kâr beklentisi yüksektir vb. vb. İnsan soyunun bu aykırı sistemden kendisini kurtarması gerekiyor. Ama kurtuluş kendiliğinden gelmiyor. Onu istemek yetmiyor. Onun için mücadele etmek, çaba göstermek, birleşmek, örgütlenmek gerekiyor. Bugünün uygarlığına bakılınca, pek çok sonucu kendisine karşı kullanılsa da insan soyunun yaratıcılığına hayranlık duymamak olanaksızdır. Bu uygarlığı yaratan insan soyu kuşkusuz kendi geleceğini de parlak bir biçimde kurmayı başaracaktır. Bakmayın siz bazı insanların alzheimer hastalığına yakalandığına ve onlardan umut kesildiğine, umutsuz bir hastalığa düşen kapitalizmdir ve hiç bir araştırma geliştirme çabası da onun bu derdine derman olmayacaktır.
GÜNÜNYAZILARI
![Melih Şabanoğlu](https://www.evrensel.net/upload/yazar/cache/100x100/yazar_fcd053ad9337319a7d69dfb1b70ad59b3647f396.jpg)
![Kansu Yıldırım](https://www.evrensel.net/upload/yazar/cache/100x100/yazar_5231b28fecd4e81edaf7ad4677e9216a4e85d9db.jpg)
![Bülent Falakaoğlu](https://www.evrensel.net/upload/yazar/cache/100x100/yazar_308260d9c54f1b236b13279a5fc250ba978d54ae.jpg)
![Yücel Özdemir](https://www.evrensel.net/upload/yazar/cache/100x100/yazar_b15b8db0be3c5c349399f04bf94b1934ae698316.jpg)
![Ahmet Yaşaroğlu](https://www.evrensel.net/upload/yazar/cache/100x100/yazar_703e30a97e74ac280b271a5e46066b21f67351c1.jpg)
![Adnan Gümüş](https://www.evrensel.net/upload/yazar/cache/100x100/yazar_4c28ba0343b2ebb8bb11fab9fb206854a8009f78.jpg)
Evrensel'i Takip Et