2 Ekim 2012

Farklı düşünen bir adım öne çıksın...

AKP kongresi öncesi “Kürtler”, yine gündemin en önemli argümanlarından biriydi. “Kürtlerle” ilgili bu gündemin, “çözüm” amaçlı adımlar atılmadıkça kongre sonrası da, hatta daha uzun bir dönem devam edeceği görülüyor.
Erdoğan’ın kongrede konuşurken bir manifesto sunacağı söyleniyordu. Manifestonun önemli bir kısmını ise Kürt sorununun çözümüne ayıracağı, hatta yeni bir yol haritası sunacağı, diyalog ve müzakerenin koşullarını ilan edeceği özellikle “yandaş” ve “candaşlar” tarafından kamuoyuna pompalanıyordu.
Beklenen konuşma yapıldı.
Kongre konuşması çokça işlendiği, tartışıldığı için uzun uzadıya yazmaya gerek yok. Ama şurası net: Konuşma, bir manifestodan öte “minifesto”, hatta kocaman bir “mani‘fos’to” çıktı.
Buraya kadar normal...
Buraya kadar olanını yaşadık, gördük, yorumladık...
Ama Allah aşkına, Erdoğan’ın söylediklerinde yeni bir şey yok da diğerlerinin söylediklerinin mi altı dolu?
Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana...
Tek dil, tek millet, tek devlet politikası ile insanların inim inim inledikleri, yok sayıldıkları, katledildikleri ilk günlerden bu yana...
İktidarıyla, ana muhalefetiyle, yavru muhalefetiyle, her on yılda bir tekrar eden darbeleriyle, Özel Harp Dairesiyle, JİTEM’iyle, Ergenekon’uyla, Balyoz’uyla, Sarıkız’ıyla, Ayışığı’yla...
Velhasıl-ı kelam egemen cenahın tüm unsurlarıyla, tüm kurumlarıyla, tüm lider ve şahsiyetleriyle günümüze kadar bir tek farklı düşünen çıktı mı?
Ya da gerçekten farklı düşünen var da biz mi görmüyoruz?
Barzani’nin varlığına tahammülsüzlük gösterip en önemli müttefikinin kongresine bile katılmayı içine sindiremeyen, Kürt sözcüğüne bile düşman MHP’den vazgeçtik...
Hadi ana muhalefet CHP’nin her biri uluslararası mahkemelerde yargılanması gereken insanlık dışı suçlarının sorumlusu olan “eskisinden” de vazgeçtik...
Peki, tam bugünlerde, yani bunca yıllık birikim ve deneyimden sonra, “yeni” ana muhalefet başta olmak üzere, iktidara alternatif olduklarını söyleyen, ülkeyi yönetmeye talip olduklarını bangır bangır bağıran diğerleri ne düşünüyor?
Hükümeti Oslo belgeleri üzerinden vurmaya çalışan bir “yeni CHP”, bu devasa problemin çözümüne ne kadar katkı sağlar?
Ya da iktidar olduğunda çözümünü ne kadar gerçekleştirebilir?
Kürt’e gece gündüz küfreden, Kürt’ün değerlerine tahammül etmeyip onları aşağılayan diğer milliyetçi zihniyetlerden çözüm ne kadar beklenebilir?
“Sol” adına yola çıktıklarını iddia edip Ergenekon’u allayıp pullayarak halklara yutturmaya çalışanlardan kim ne medet umabilir?
İyi ya da kötü, cumhuriyetten günümüze gelen mevcut egemen yapılar, iktidarlar içinde Kürt sorunu konusunda diğerlerinden farklı düşünen, hatta diğerlerine nazaran en cesur adımları atanın AKP olduğu belli...
Kürtlerin uzun erimli, ağır bedellere mal olan mücadelesi sonucu olsun; bizzat AKP’nin politik olarak köşeye sıkışması nedeniyle yaşansın ya da gerçekten çözüme inandığı için bunları yapsın...
Hiç fark etmez!
Sonuçta hangi bakış ile olursa olsun cumhuriyetin bekçilerinden daha cesur davranıp 1923’ten günümüze en ileri adımları atan AKP’nin sınırları bile artık net...
AKP de dahil hiçbir egemen yapının literatüründe sorunun köklü çözümü yok; oyalama var, biat isteği var, kırıntı haklarla kandırıp statüsüzlüğe mahkum etme var...
AKP’nin 63 maddesine tek tek bakın...
Özellikle toplumsal sorunlarda ‘manifesto’ olarak sunulan her bir maddede ele alınanlar bugün gündemi kilitleyen, diğer bir deyimle toplumsal sorunlarda hükümetin adım atamaz, karar veremez duruma gelmesini sağlayan sorunlar değil mi?
Mahkemeler tıkanmış, yargılama yapamıyor!
Çünkü ‘yargılananlar’ Kürtçe savunmada sonuna kadar kararlı davranıyorlar.
Kamu alanında özellikle Kürdistan’daki yerel yönetimler çok dilli belediyeciliği, bedelini ödeye ödeye, takır takır yürütüyorlar.
Ana dilde eğitim talebinin karşılığı olabilecek bir ‘vaadin’ 63 maddelik manifestoda A’sı bile yok...
Halkın taleplerinin çok gerisindeki vaatlerle Kürtleri ikna etmeye kalkmak ne kadar gerçekçi?
Hadi ödenen bedeli hiçe sayıyorsunuz...
Peki, ödediğiniz bedelde mi sizi ilgilendirmiyor?
Bunca genç insanın yaşamını yitirmesi de mi sizi ilgilendirmiyor?
Bunca ekonomik kayıp da mı umurunuzda değil?
Çözümün adı belli...
Kürtler statüsüzlüğü kabul etmiyor.
Şu anda yürütülen mücadele de bir statü mücadelesidir...
Statünün adı konulacak, anayasası oluşturulacak...
Bunun için de kimlerle diyalog geliştirilmesi gerekiyor ise onlarla diyalog geliştirilecek; kimlerle müzakere edilmesi gerekiyor ise onlarla da müzakere edilecek...

evrensel.net

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Kadın işçiler devlere karşı

Kadın işçiler devlere karşı

Chinatool grevi, ücretleri eriten Şimşek programının arkasında dizilenleri gözler önüne seriyor: Programın uygulayıcısı iktidar, programdan güç alıp %25 zam dayatan Chinatool ile Şimşek’in kapısını aşındırdığı Chinatool’un ortağı uluslararası finans tekeli HSBC... Küçük parçaların üretimi için küçük elleri kullanılan kadın işçiler, bu dev ittifaka sendikalarıyla kafa tutuyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
İmamoğlu’ndan belediye operasyonlarına tepki: Sandık gelecek, bir kişi gidecek, her şey değişecek.

Evrensel'i Takip Et