18. yaş kutlamasına komplo!
Bu hafta Evrensel’in 18. yaşını kutlamayı düşünüyordum.
Bir haftalık da olsa, ağır siyasetin gergin girdapları yerine Evrensel’in geride bıraktığı yıllarını, özellikle de Evrensel’e adım atışın mihenk taşlarından biri olan Gerçek dergisinin Diyarbakır’da katledilen temsilcisi sevgili Namık Tarancı’nın, Diyarbakır’ın yakışıklı devrimcisinin kısa tanışıklığımızda bende bıraktığı izlerini; bununla beraber, belki de 12 Eylül öncesinden gelen “düşmanlığımızdan” köşe yazarlığına geçişin serüvenini yazmayı istiyordum...
Bu sayfalara en son katılan biri olarak Evrensel’i en son yazması gereken her ne kadar ben olsam da yazmak istediklerim vardı çünkü...
Kürtlerde gelenektir, bilirsiniz. Büyüklerin olduğu cemaatlerde küçüklere, konuşmak hele ahkâm kesmek hiç düşmez. Küçükler sözlerini söylerken ahkâm kesmeden, akıl vermeden, üslubunca konuşmaya özen gösterirler.
Yazarlar arasına en son katılan biri olarak ben de bu geleneğe uygun üslubunca yazacak; yaşıyla olmasa da katılım sırası itibariyle küçük kardeş olmanın avantajını kullanıp belki biraz da ahkâm kesecektim...
Olmadı; bu kez bir emniyet müdürü yazımı provoke etti.
Çıkıp durduk yerde, “Dağda ölen teröriste ağlayamıyorsanız insan değilsiniz” dedi.
Evet, Diyarbakır Emniyet Müdürü Recep Güven’den söz ediyorum...
Hani şu, Siverekli “Kürt Şehit Aileleri Derneği”nin hakkında suç duyurusunda bulunduğu Emniyet Müdürü var ya ondan söz ediyorum...
Belki de bu Emniyet Müdürü duymuş Evrensel’in 18. yaşı ile ilgili bir kutlama yazısı yazacağımı, engellemek için özel komplo geliştirmiş.
Benim aklım bu komployu çözmeye yetmedi.
Acaba şu polisin ruhunu iyi bilen köşe yazarlarına mı başvursam?
Belki televizyonların kadrolu analistleri de halime acıyıp komplonun nedenlerini bir programda irdelerler.
Tabii, şu Kürt olup Emniyet Müdürünü yere göğe sığdıramayan analistlerimize de iş düşüyor. Onlar da bu komplonun neden ve sonuç ilişkilerini irdeleyebilirler.
Yararlanacağımdan emin olabilirler...
Yeri gelmişken, Emniyet Müdürünün beni provoke eden yönünü bir kısa fıkrayla da aktarmaya çalışayım.
Umarım bu fıkrayla en azından konuyla ilgili fikirlerini korkunç merak ettiğim yazarlara, analistlere de yardımcı olabilirim.
Bilirsiniz, bizim Kürt köylerden birinde kahramanlığı ile nam salmış adamı, köye dadanan ayıyı öldürmek üzere dağa yollarlar. Adam dağa gider gitmesine de başına gelmedik kalmaz. Ayıyı öldüreyim derken olmadık garabetlerle karşılaşır. Ayı adamı ayaklarının dibinde pestile çevirir. Köylüler imdada yetişip adamı kurtarırlar ama bu arada ayıdan yediği pençeler nedeniyle adamımızın kulak zarları patlamış, iki kulağı da işitmez olmuştur.
Artık adamın dünyasında varsa yoksa ‘ayı’ vardır.
Biraz da duymaz ya katıldığı her cemaatte ilgili ilgisiz ortaya atılıp, “Çi, we go hirç? / Ne, ayı mı dediniz?” diye sorar...
Benim gibi “Aman şu Kürt meselesi bitmesin de bize malzeme çıksın” diye yazan “Kürtçüler de” aynen böyle olmuşuz.
Kim ne derse desin, hemen ortaya atılıp, “Çi, we go hirç?” diye soruyoruz; başlıyoruz kitabına uydurup Kürt meselesi üzerinden torbamızdakileri boşaltmaya…
Şimdi haliyle sormak zorundayım.
Diyarbakır Emniyet Müdürü Recep Güven’in konuşmasından sonra bazı analistler, parlamenter eskileri, parlamenter yenileri, eski polisiyle, yeni polisiyle gazeteciler bu sözlere mal bulmuş Mağribi gibi saldırıp “İşte bakın hükümetimiz...” sözleriyle nutuklarını renklendirdiler.
İyi de ne zamandan beri bir ülkenin ya da bir hükümetin “Terörle Mücadele Konseptini” emniyet müdürleri belirlemeye başladılar?
Böyle bir yasa çıktı da biz mi bilmiyoruz?
Hadi biz bilmiyoruz da, adamcağızı yerden yere vuran, dediklerine pişman eden Kılıçdaroğlu ve Bahçeli de mi bilmiyor?
Vah vah!
Herkes kör, ayının tokadını yiyen bizler ise hem kör, hem sağır.
Ne hikmetse her şeyi sadece hükümete candaş olup toz kondurmayanlar biliyor.
Neyse, uzun yazınca okuyanlar da tepki veriyor. “Destan mı yazıyorsun kardeşim; kısa kes sadede gel,” deyiveriyorlar hemen.
Ama vallahi uzun kısa, şunu da yazmasam patlarım.
Kardeşim iyi güzel de, bürokrat hükümetin memuru değil mi?
Şu hükümet vekilleri, hükümeti destekleyenler bunu bildikleri halde niye hükümeti bir bürokratın sözleri üzerinden savunmaya kalkarlar ki?
Şu son bir iki yılın konseptinin en müstesna temsilcisi, yani Emniyet Müdürü Recep Güven’in en yetkili amiri olan İdris Naim Şahin olduğu yerde duruyor. Hükümeti savunacaksanız, hakkını verin, insan gibi İdris Naim Şahin üzerinden savunun.
Ondan daha iyisini mi bulacaksınız?
EVRENSEL'İNMANŞETİ
![Kadın işçiler devlere karşı](https://staimg.evrensel.net/upload/dosya/284311.jpg)
Kadın işçiler devlere karşı
Chinatool grevi, ücretleri eriten Şimşek programının arkasında dizilenleri gözler önüne seriyor: Programın uygulayıcısı iktidar, programdan güç alıp %25 zam dayatan Chinatool ile Şimşek’in kapısını aşındırdığı Chinatool’un ortağı uluslararası finans tekeli HSBC... Küçük parçaların üretimi için küçük elleri kullanılan kadın işçiler, bu dev ittifaka sendikalarıyla kafa tutuyor.
![Darwin 216 yaşında: Yaşamı bugüne de ışık tutabilir mi?](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/173500.jpg)
Darwin 216 yaşında: Yaşamı bugüne de ışık tutabilir mi?
![Foçalılar taş ocakları için ayağa kalktı: Mahkeme kararlarını uygulayın](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284291.jpg)
Foçalılar taş ocakları için ayağa kalktı: Mahkeme kararlarını uygulayın
![“Türk futbolunda satılan tek şey, düşmanlık”](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284078.jpg)
“Türk futbolunda satılan tek şey, düşmanlık”
![Danıştay 4. Dairesi Kaz Dağı’ndaki doğa talanın yolunu açtı](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284249.jpg)
Evrensel'i Takip Et