Bin dört yüz elli üç
Geçen hafta herkesin dikkatini çektiğini düşündüğüm bir reklam filmi dönüp duruyor. Ali Ağaoğlu isimli inşaatçı başrolde, masanın üstündeki projeleri elinin tersi ile itiyor. ...Beyaz atının üstünde Fatih Sultan Mehmet’e gönderme yapıyor.
Ağaoğlu Maslak 1453,
Sterilleştirilmiş, yüksek güvenlikli modern yerleşim alanını pazarlıyor.
Sitesinde şöyle açıklıyor: Okuyoruz... “Gelişen alışveriş merkezleri ve çevreye kapalı yeni yerleşimler şehrin zenginliğini böldü. ( Vah vah ) İstanbul’a gelenler özlemini çektikleri büyükşehir yaşantısı yerine merkezden kopuk bir hayatla karşılaşıyor, devinimi uzaktan seyretmek zorunda kalıyorlar. (Bu devinim her neyse)
Ağaoğlu Maslak 1453 İstanbul işte tam da bu eksiği giderecek, bu özleme cevap verecek projedir. Şehir merkezi, ana cadde olgusunu bir çekim merkezi olarak hayata geçirecek, kültür, sanat, yeme içme, eğlence ve gece hayatını en başta kendi sakinleriyle hareketlendirecek bir yapıdır. Bu devinimin yanında çok önemli bir de konum avantajı da vardır. (Daha ne olsun)
Kuzeyden Fatih Ormanı’na komşudur ve kullanım haklarını elinde bulundurmaktadır. (Vay anasına be yok ettikleri yetmiyor kalanının da kullanım hakkını alıyorlar) İlginç ve eşine az rastlanır bir şekilde, hem büyükşehir özelliklerini, hem de sürdürülebilir kaynakları ve çevreye duyarlı (sevsinler doğa dostluğunuzu) yeşil bina sistemlerini bünyesinde barındıran ender bir yapıdır.”
Daha bitmiyor... devam ediyor;
“... Maslak’ta Fatih Ormanları ve Park Orman’ın bitişinde 325 dönümlük arazide yükselen Ağaoğlu Maslak 1453 projesi ... 4 bin 789’u konut olmak üzere işyerleri ile birlikte 5 bin 341 bağımsız bölümden oluşan proje, geniş meydanları, tiyatroları, uluslararası düzeyde modaya ev sahipliği yapabilecek 1453 metre uzunluğundaki caddesi, yanı başındaki orman alanı ve daha pek çok donatısıyla ...İnşaat sahasında 2.5 milyon metre kare hafriyat yapıldı. Projede en yükseği 55, en düşüğü ise 21 katlı olmak üzere 24 kule bulunuyor...”
Kendi sitelerinden devam ediyoruz:
“Projenin adına karar verirken Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethinden yola çıktıklarını belirten Ali Ağaoğlu, İstanbul’un fethi nasıl çağ açtıysa Ağaoğlu Maslak 1453 de sektörümüz ve ekonomimiz için yeni bir çağın başlangıcı olacak.Ağaoğlu Maslak 1453 daha ön satış aşamasında bile çok büyük ilgi gördü. Çok kısa bir sürede 1400 konutluk rekor satış gerçekleştirdik.
Mütekabiliyet Yasası sonrasında sadece yurtdışına 400 milyon Dolarlık satış gerçekleştirdik.
Geçtiğimiz yıl içerisinde Körfez ülkelerinden çok sayıda yatırımcı ve çeşitli sektörlerden işadamları ile görüştüklerini belirten Ağaoğlu Şirketler Grubu Genel Müdürü Hasan Rahvalı ise, Körfez ülkelerinin emlak sektörü için çok yüksek bir potansiyele sahip olduğunu söyledi. Rahvalı, “Mütekabiliyet Yasası çıkmadan bir yıl kadar önce yabancılara konut satışı için departman kurduk, Körfez ülkeleriyle bağlantılarımızı geliştirdik ve böylelikle bu ülkeler başta olmak üzere Rusya ve Kuzey ülkeleri satış ağımıza dahil oldu. Yasa sonrasında yabancılara 400 milyon Dolarlık satış gerçekleştirdik. Bununla yetinmeyip yeni işbirlikleri geliştirmeliyiz.” dedi.
“Küresel ekonomik kriz sonrası değişen yeni dünya düzeni ile birlikte Türkiye’nin ve özellikle de İstanbul’un her geçen gün uluslararası yatırımcıların ve finans dünyasının daha fazla ilgisini çektiğini belirten Rahvalı, Mütekabiliyet Yasasının yabancı yatırımcıların ve yurt dışından gelen misafirlerin Türkiye’de daha uzun kalmasını sağlayacağını, bunun da sadece gayrimenkul sektörünü değil turizm, gıda, moda ve perakende gibi birçok sektörü olumlu etkileyeceğini vurguladı...” (1)
Sonuç:
“... AKP iktidarında , 47.9 milyar dolarlık özelleştirme yapıldı. Buna karşılık dış borç stoku da 180 milyar dolar arttı. Hem malımızdan olduk , hem de borçlandık. Üstelik yabancıya sattığımız bu varlıkların kârı her sene yurt dışına çıkacak… Ayrıca da artan dış borçlarımız için de ilave faiz ödemekteyiz. ... 2002 yılında 129.6 milyar dolar olan dış borcumuz , 2011 üçüncü çeyrekte 309.6 milyar dolara yükseldi. Özel sektör dış borçları daha çok arttı. 2002‘ye göre özel sektör dış borçları beş kat arttı...” (2)
Diyecek çok şey var ama ben sözü Fatih Sultan Mehmet’e bırakayım:
Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u alıp Ayasofya’ya geldiğinde, bir keşiş İstanbul’un geleceği ile ilgili fal bakar.
“İstanbul, Türklerin elinden harp ve darp ile çıkmayacak. Lâkin öyle bir zaman gelecek ki, mülk ve arazileriniz satılacak, bu suretle İstanbul Türk malı olmaktan çıkacak.” Kehanetinde bulunur.
Fatih, bu sözler üzerine ellerini havaya kaldırarak şu bedduada bulunur:
“İstanbul’da fethettiğim yerleri yabancılara satanlar, Allah’ın gazabına uğrasınlar.”(3)
Bu gün Fatih’in İstanbul’un fethini milyon dolarlarla kutlayanların aynı zamanda İstanbul’u uluslararası sermayeye haraç mezat satanlar olmaları ne kadar ironik. Bunun için “ALLAHIN’ın gazabını beklemeden İstanbul’un kültürel zenginliğine ve mirasına sahip çıkarak sağlıklı ve adaletli gelişimi için örgütlenen seslere ses katmak gerekiyor...
Kaynakça;
1) http://www.maslak1453.com/?from=ao
2) http://www.esfenderkorkmaz.com/yenicag/varliklarimiz-azaldi-borclarimiz-artti.html
3) Prof. Süheyl Ünver, İstanbul
Risaleleri, İBŞB Yayınları 2. Cilt
EVRENSEL'İNMANŞETİ
Kadın işçiler devlere karşı
Chinatool grevi, ücretleri eriten Şimşek programının arkasında dizilenleri gözler önüne seriyor: Programın uygulayıcısı iktidar, programdan güç alıp %25 zam dayatan Chinatool ile Şimşek’in kapısını aşındırdığı Chinatool’un ortağı uluslararası finans tekeli HSBC... Küçük parçaların üretimi için küçük elleri kullanılan kadın işçiler, bu dev ittifaka sendikalarıyla kafa tutuyor.
Evrensel'i Takip Et