18 Şubat 2011
DİĞER YAZILARI
Hadi yine iyiyiz 6 Şubat 2025
Sorun modelde 30 Ocak 2025
Tan ile Bulu 23 Ocak 2025
İkinci çocuk 16 Ocak 2025
Pislik 9 Ocak 2025
Benim adamımdan hoca 2 Ocak 2025
Ne çabuk unutuyoruz 26 Aralık 2024
Yeter ulan 19 Aralık 2024
Esaaad 12 Aralık 2024
Zekai Çıngıllıoğlu 5 Aralık 2024
YAZI ARŞİVİ



Ali Nesin.
Aziz Nesin’in oğlu. Matematik profesörü.
Denklem dünyasında kaybolup, gerçek yaşamla bağını en aza indirmiş, sayıların arasına boğulup gitmiş akademisyenlerden değil. En önemli organın beyin olduğunu biliyor. İnsanın insanlaşma mücadelesindeki baş düşmanının da ne olduğunun farkında. Bu nedenle çocukları, gençleri hedeflemiş. Onlara matematik öğretiyor, matematiği sevdiriyor. Sevdiriyor ki, düşünen, sorgulayan, yorumlayan “daha insan” insan sayısı artsın.
Oysa bir devlet üniversitesinde bir koltuk kapsa bu koltuğu büyütmek, ısıtmak için ona buna gerdan kırsa, matematik bilgisini “padişahım çok yaşa” kelimesinin matematiksel gerekçelerini açılamak ve doğrulamak için harcasa ve tepedekini “Evet efendim, sepet efendim” deyip yandaş bilimadamı olsaydı şimdi çektiği sıkıntıları çekmez, gül gibi geçinir giderdi.
Şimdi çektiği sıkıntıları aslında şimdi değil doğduğundan beri çekiyordur mutlaka. Bir kere düşünüyor. Hem de matematiğin diyalektiği ile sebep sonuç ilişkilerini doğru yorumlayarak ve birilerini ürkütecek sonuçlar üretecek kadar düşünüyor. Bu kadar düşünmesi bile büyük sorun. Oysa, girse bir cemaate, akşamları soba yanı hoş, sohbet, bir kaç damla göz yaşından sonra altı kızarmış kadayıfın en ortasını mideye indirse, gel keyfim yaşayıp gitse.
Yapamaz mı?
Yapamaz.
Yapsa Ali Nesin olamaz.
O okul açacak, kurs açacak, çocukların matematik öğrenmesi ama daha önemlisi düşünmesi, düşünebilmesi, yorumlayabilmesi ve daha kıvrımlı beyinleriyle düşünebilmesi için koşturacak, didinecek.
Biz de onun bu çabasına beynimizle, vucudumuzla destek olacağız. Düşünenlerden korkanlar yıkacak, insanlaşma mücadelesinin savaşçıları yapacak.
Düşünenler kazanacak.
Kazanmasalardı, hala kadınlar cadı diye ateşte yakılıyor olurdu. Kazanmasalar dı  dünya tepsi gibi duruyor ve güneşte bizim etrafımızda dönüyor olurdu. Kazanmasalardı bu gün Newton’u, Ali Kuşçu’yu, Galileo’yu, İbn-i Sina’yı, Sokrates’ı değil onları öldürenleri, yargılayanları tanıyor olurduk.   

evrensel.net

Evrensel'i Takip Et