Ares, su içirmezdi çeşmesinden
BAŞTANRI, GÜZEL EVROPA’YI KAÇIRDI...
Zeus bir gün, Olimpos’taki sarayının penceresinden Kıbrıs taraflarına bakarken, arkadaşlarıyla çiçek toplayan Evropa’nın dile gelmez güzelliği karşısında mıhlanıp kalmıştı. Hemen ak bir boğaya dönüşüp Evropa’nın yanına inmişti bulutların üstündeki Olimpos’tan!. Kendini sevdirip okşattıktan sonra da, onu sırtına aldığı gibi, doğruca Girit adasına kaçırmıştı!. Güzel Evropa da artık töreler gereği baba evine dönemedi. Babası zalim kral Agenor da, oğlu Kadmos’u kız kardeşini arayıp bulmakla görevlendirdi. “Onu bulmadan sakın yanıma dönme!” dedi. Kadmos, bazı yoldaşlarıyla birlikte yollara düştü... Dünyamızda aramadığı yer bırakmadı. Sonunda bir biliciye başvurdu. Ünlü bilici, umarsız Kadmos’a hep yol almasını ve önüne çıkacak bir buzağıyı izlemesini, buzağının yorulup yattığı yerin çevresinde de, insanlığa örnek olacak bir kent kurmasını önerdi... Artık zalim baba evini unutması gerekiyordu... Yeniden yollara düştü Kadmos ve yoldaşları. Önlerine boz bir buzağı çıkınca da, onu izlemeye başladılar... Buzağı, ardı sıra izlenilmekten yorulunca, çimenli bir tarlaya çöküp uzanıverdi... Kadmos da yeni bir kent kurmak için kollarını sıvadı! Ama ilk iş olarak arkadaşlarını su bulmaları için seferber etti.
ÇEŞMESİNDEN SU İÇİRMİYORDU
Arkadaşları uzun süre dönmeyince de haliyle onları aramaya çıktı!... “Ares Pınarı” denen yere vardığında, arkadaşlarının kan revan içinde yerlerde serili olduklarını gördü dehşetle!.. Çeşmenin başında da bir ejder vardı! Savaş tanrısı Ares; kimseler suyumdan içmesin diye çeşmesinin başına bile ölüm saçan bir canavar yerleştirmişti!.. Ama Kadmos, bir şekilde canavarı öldürdü. Ne var ki bu uçsuz bucaksız topraklarda artık yapayalnız kalmıştı! Oysa Kadmos öyle bir ülke kuracaktı ki, oradaki bütün insanlar barış içinde yaşayacaklar, el ele ürettiklerini de kardeşçe bölüşeceklerdi! Bu ülkede haliyle savaş, kölelik gibi insanlığın yüzkarası şeyler olmayacaktı. Üstelik bu ülkede Ares gibi savaşçı ve kardeşkıran tanrıların yeri ve tapınakları da olmayacaktı... “Ama şu anda yapayalnızım,” diye dile gelmez bir umarsızlık içinde kıvranırken, tanrıça Atena çıkageldi yanına... Bir ev genişliğindeki toprağı hemen karıştırmasını ve çeşme başında öldürdüğü canavar yılanın dişlerini de oraya ekmesini öğütledi. Kadmos da savaş tanrısı Ares’in çocuğu olan canavar yılanın dişlerini toprağa gömdü hemen. Bu dişler toprakla buluşup döllenince, tepeden tırnağa silahlarla donanmış azman adamlar çıkıverdi ortalığa! Savaş tanrısının kanını taşıyan bu adamlar, hemen birbirleriyle vuruşmaya başladılar! Sonunda topu topu beş kişi sağ kalabildi! Onlar da Kadmos’a artık vuruşmaktan bıktıklarını, bundan böyle bu güzel topraklarda barış içinde, adam gibi yaşamak istediklerini söylediler. Ve ona ne yapmaları gerektiğini sordular..
ÖRNEK BİR BARIŞ ÜLKESİ KURACAKLARDI
Kadmos, insanlarla, dünyamızla ilgili bilgiler vermeye başladı bu yeni dostlarına. Işıkla, suyla, toprakla tanıştırdı onları.. Onlar da dünyanın ve yaşamın dile gelmez güzellikleriyle içselleştiler. Kadmos, burada yeni bir kent kurmayı önerdi onlara. Bu yeni dostlar sevinçle benimsediler öneriyi...”Toprağa ekilip topraktan var olan” anlamında “Spartoi” denilen bu güçlü adamlar; el birliğiyle gerçekleştirdiklerinin nimetlerini de, yorgunluğunu da artık birlikte bölüşmeye başladılar... Yeni kurdukları bu ülkeye Tebai adını verdiler. Kadmos’u da bu mutlu ülkenin öncüsü seçtiler... Bir süre sonra da Kadmos, Zeus’un kızlarından tanrıça güzel Harmoniya ile evlendi... Savaş tanrısı dışında bütün tanrıları çağırdılar düğünlerine. Ve dünyamızda ilk kez tanrıların ve halkın katılımıyla gerçekleşen bir düğün şöleni düzenlediler! Çok geçmeden bu mutlu çiftin dört kızla bir oğlan çocukları oldu... Ne var ki savaşsız ve herkesin mutlu olduğu bir ülke oluşturmaya kalkan ve kendisinden iğrenen Kadmos’u, bir kaşık suda boğmak için fırsat kollamaya başladı savaş tanrısı Ares... Çünkü Ares, savaşsız bir dünyada saltanat süremezdi...
SAVAŞ TANRISI ÖCÜNÜ HALKTAN ALMAK İSTİYORDU
Kadmos, savaş tanrısının yakında başına belalar yağdıracağını, Tebai halkını da kırıp geçireceğini anladı. Çünkü insanlara çeşmesinden su bile içirmeyen Ares, öcünü acımasızca almaya kalkacaktı!. Hem halkının hem de çocuklarının başına birşey gelmemesi için gerekirse bir yılana dönüşmek istediğini söyledi tanrılara bağıra bağıra Kadmos. ... Bunu söyler söylemez de, kayınbabası Baştanrı Zeus, Kadmos’u hemen bir yılana dönüştürüverdi... Ama Zeus’un kızı Harmoniya da, yoldaşı ve kocası Kadmos gibi yılana dönüşmek istedi... İnsanların artık Altınçağ’larını yaşayacakları o güzelim dünyanın oluşumu için, çekilmesi gereken o çileyi, kocasıyla birlikte çekmek istiyordu... Birer yılana dönüştürdüğü damadı Kadmos’a ve “en güzel uyum” anlamına gelen kızı Harmoniya’ya, biraz daha sabırlı olmalarını öğütledi Baştanrı Zeus... Çünkü Baştanrı Zeus; işine gelmese de, ürettiklerini kardeşçe bölüşmekten gayrı tasaları olmayan insanların Altınçağ’ının artık yakın olduğunu çok iyi biliyordu...
GÜNÜNYAZILARI
![Melih Şabanoğlu](https://staimg.evrensel.net/upload/yazar/cache/100x100/yazar_fcd053ad9337319a7d69dfb1b70ad59b3647f396.jpg)
![Ahmet Yaşaroğlu](https://staimg.evrensel.net/upload/yazar/cache/100x100/yazar_703e30a97e74ac280b271a5e46066b21f67351c1.jpg)
![Yücel Özdemir](https://staimg.evrensel.net/upload/yazar/cache/100x100/yazar_b15b8db0be3c5c349399f04bf94b1934ae698316.jpg)
![Adnan Gümüş](https://staimg.evrensel.net/upload/yazar/cache/100x100/yazar_4c28ba0343b2ebb8bb11fab9fb206854a8009f78.jpg)
![Yusuf Karadaş](https://staimg.evrensel.net/upload/yazar/cache/100x100/yazar_132e40090d710a9c66e87888ce89dc45341cf1e9.jpg)
Evrensel'i Takip Et