Hep kadının çocuğun yanındaki ozan
İllyes’in bütün yazılarındaki dili, açık ve durudur. Gerek günlük yaşamla ilgili konuları, gerekse yaşlılık ve ölüm izleklerini işleyen şiirleri de, yalın söylemlerle örülmüştür. Şiirlerinde genellikle çok lirikti.
Gerçekten de çok şiir yazdı İllyes!. Ama genel olarak A. Jozsef gibi halkının acılarını dillendirmenin yanında,özellikle horlanan kadının ve çocukların yaşamı ve sorunlarına büyük bir önem veriyordu. Fransızca olarak yazdığı şiirlerin yanında, tiyatro oyunları ve gezdiği ülkelerle ilgili anı yazıları da var.
Dünyaca ünlü bu ozanımızdan çevirdiğim iki şiirini, bu pazar sizlerle paylaşmak istedim… İyi okumalar, diyorum...
GÖZYAŞLARIMDAKİ UMUT
Devrilecek mezarım üstüne dünya,
Notrdam Kilisesi’yle kentler ve dağlar tekmil ormanlarıyla,
üstelik o gök kubbe de çökecek üstüme,
yatarken ben. toprak altında.
Ne var ki dile gelmez bir kuşku yüreğimde,
bozuyor keyfimi habire...
Bilmem biraz anlayacak mısın beni...?
Benim kara gözlü yavrum,
yıkıntılar denizi üstündeki bu çölde,
adım adım sen yürüyorsun.
Ve sen yaşayacaksın benden sonra da,
sensin benim tedirgin sonsuzluğum..
Yaradılış’ın o ilk dönüşleri var ya,
çıkrığa sarılmış ipliğe benzer hani,
kaç kez koptu, kaç kez bağlandı kimbilir.
Ve o basit ipliği yaşamımın, kaç ana-baba arasında,
bilinmez kaç kez çözüldü, kaç kez dolandı ...
Ama o artık benim ipliğim değil yalnızca,
çünkü sen varsın yavrum, şimdi vardiyada.
Gevşeyecek mi o ip, yoksa kopacak mı gerilip daha da?
Bunlar da pek kaygım olmayacak benim...
Ama ağlıyor mu, yoksa gülüyor mu benim kızım, diye
hep seni düşüneceğim.
Titriyor mu kış bastırınca? Bunlar olacak benim kaygılarım..
Aç mıdır, tok mudur? Var mı acep bir kötülük eden ona?
Böyle böyle sürüp gidecek!. – Evet çok duyguluyum belki, ama yaşıyor senin içinde de böyle bir kaygı...
Sonra gelip çatınca yaşlılık, derken yalnızlık...
Nasıl katlanacaksın bunlara yavrum?
Sizlere diyorum, yaşayan ey siz kardeşlerime:
Acıyın n’olur o yavruma.
Nasıl acıdıysam sizlere iyi kötü zamanlarda,
hani hep ortak oldumdu acılarınıza.
Varsa biraz değerim, onu kızıma veriyorum işte
ve de onu doğuran anasına.
O yavrum olsun tek ölümsüzlüğüm ve tek dikili taşım.
Büyürken sen, yavrum, ben elveda diyorum dünyaya.
Kehribar gözlü kızım, beni göremeyeceksin hiç!. Ama bil ki,
ne varsa yarattığım, bir parçam oldu her biri.
duvarcı daha yüksekti ördüğü duvardan.
Bir kırk yıl var aramızda. Sezar’dan bugüne geçen çağ gibi!
Ve sen uçarken her gün biraz daha uzaklara,
tepeden tırnağa sen olan,
bir armağan kalıyor bana.
Tanımadığım sen de, ey dost, sağolasın bu armağan için,
hani o dile gelmez uzaklardan getirip verdiğin.
Kim güvenip vermişse sana da, sağolsun vermiş.
Sana borçluyum bu avuntuyu, seni sevindiren.
Cesaret püskürüyor gülüşlerinden ve bir coşku bakışlarından,
Bak beni de nasıl gülümsetiyorsun yürekten.
Ve umut püskürüyor artık, bu yaş dolu gözlerimden.
YÜRÜYOR SİSLER İÇİNDE BİR ALAY
Savuruyor rüzgâr. Sarhoş köylülerin düğün alayı gibi,
hani sallana sallana yürürler ya,
yada şarapla uyuşmuş bir matem alayı belki.
Hiç unutmam, görmüştüm bir kez öylesini…
İşte şu selviler var ya, iki sıra,
yürüyor onlar da öyle, ta tepeden aşağılara,
sisler içinde sonbaharda,
kol kola, sarmaş dolaş,
eğile doğrula yan yana
ve arada bir coşkuyla,
arkalarına dönüyorlar,
sen diyorlar, sen,
niye arkalardasın öyle?
Büyük yürüyüş zamanı şimdi,
seni bekliyor bizim alay, sen de gel hadi!
GÜNÜNYAZILARI
![Melih Şabanoğlu](https://staimg.evrensel.net/upload/yazar/cache/100x100/yazar_fcd053ad9337319a7d69dfb1b70ad59b3647f396.jpg)
![Ahmet Yaşaroğlu](https://staimg.evrensel.net/upload/yazar/cache/100x100/yazar_703e30a97e74ac280b271a5e46066b21f67351c1.jpg)
![Yücel Özdemir](https://staimg.evrensel.net/upload/yazar/cache/100x100/yazar_b15b8db0be3c5c349399f04bf94b1934ae698316.jpg)
![Adnan Gümüş](https://staimg.evrensel.net/upload/yazar/cache/100x100/yazar_4c28ba0343b2ebb8bb11fab9fb206854a8009f78.jpg)
![Yusuf Karadaş](https://staimg.evrensel.net/upload/yazar/cache/100x100/yazar_132e40090d710a9c66e87888ce89dc45341cf1e9.jpg)
Evrensel'i Takip Et