Evrensel için yeni bir dönem
12 Aralık 2012

Kurban katili görmüş!

Gülşah öğretmenin acı haberi 6 Aralık 2012 günü, “Van’da öğretmenlik yapan Gülşah Aktürk, eski erkek arkadaşı Hakan Başar tarafından Konya’da vurularak öldürüldü” diye geldi.
Katilin gerekçesi pek çok kadın cinayetinde olduğu gibi, Gülşah öğretmenin, bir süre arkadaşlık ettikten sonra kendisinden ayrılması ve dahası evlenmeyi reddetmesiydi!
İlk bakışta Gülşah Aktürk cinayeti, son aylarda yeniden azgınlaşan kadın cinayetlerine bir yenisinin eklenmesiydi. Ama biraz yakından bakınca, “Evet, bir kadın cinayeti daha”ydı, ama bundan da fazlası vardı. Çünkü Gülşah öğretmen katledilmesini önlemek için büyük bir çaba harcamış, mahkemeye, Valiliğe, Milli Eğitim’e başvurmuş, birtakım kararlar da aldırmış ama ne kendine bir koruma verilmiş ne de katilini cinayetten caydıracak önemler alınmış!
Ve nihayet Gülşah öğretmen mahkemeye müdahil olmak için Van 4. Asliye Ceza Mahkemesi’ne verdiği dilekçede hem olacakları yazmış hem de bu cinayetin teşvikçilerini işaret etmiş.
Aktürk mahkemeye verdiği 26 Kasım 2012 tarihli dilekçesinde, konuyu görüştüğü Mili Eğitim’den sorumlu Van Vali Yardımcısı Zafer Coşkun’la görüşmesini (ailesiyle birlikte görüşüyor) anlatırken şunlara vurgu yapıyor: ”Durumu anlattık  o da bana, ‘en kötü ihtimal öleceğimi, ölümün hak olduğunu kaçış olmadığını, hiç olmadı istifa edebileceğimi yanımda biber gazı ile gezmem gerektiği’ gibi hiç de duyarlı olmayan, bizi daha da demoralize eden tavsiyelerde bulundu. Hatta ‘Böyle abuk sabuk insanlarla arkadaş olan kızlarımızda hata’ diyerek kısmen beni suçladı ve bizi gönderdi!...”
Öğretmen Gülşah Aktürk, dilekçesinde tehdit ve şantajlardan bunaldığını da gündeme getirip, ölümü halinde sorumluların cezalandırılmasını istediği bölümde de şunları ekliyor: “.... güvenliğim sağlanamaz, görev yerim ailemin yanına sevk edilmezse ve başıma gelecek en ufak olaydan sorumlu olarak Van Valisi, Milli Eğitimden sorumlu Vali Yardımcı Zafer Coşkun, hakkında suç duyurusunda bulunacağımı, ölümüm halinde bu kurum ve şahıslara ailem tarafından maddi manevi tazminat davası açılmasını da belirtmek istiyorum!...”
Başka ne desin ki Gülşah öğretmen!
Film ve tiyatro gibi görsel sanatlarda etkiyi artırmak için (elbette hayatta da cinayeti tasarlayan, bütün dikkatiyle cinayeti gerçekleştirir. Ama kurban ölmeden hemen önce kanıyla katilin adını katledildiği duvara yazar! ...) Cinayeti soruşturan emniyet, savcı, mahkeme,... tüm diğer konuya taraf olanlar da (seyirci de) bu duvara kanla yazılmış gerçeği tartışmasız kabul ederler. Çünkü “ölen insanın son sözüdür ve son gördüğü de katilidir” bu!
Gülşah öğretmenin dilekçisi böyle kanla yazılmış bir dilekçedir ve okuyan herkes de gerçeğin böyle olduğunu bilir.
Onun içindir ki, Gülşah öğretmenin katli; eğitim sendikalarından, kadın örgütlerinden, insan hakları çevreleri ile çeşitli siyasi partiden tepki almış, Vali Yardımcısı Coşkun’un derhal istifası, olayda sorumluluğu olan tüm görevlilerin yargılanması istenmiştir.
Gerçi Coşkun; “Ben böyle şeyler söylemedim. Ben onu rahatlatacak, insani şeyler söyledim “ diyor ama onun bu söylediklerine karşın, katili ve sorumluları açıklayan kurbanın kanıyla yazdığı bir dilekçe var ortada.
Dahası bürokrasinin zihniyetini biliyoruz ve sayısız kadın cinayetinde valilerin, emniyetin, hatta savcıların ve mahkemelerin, söz birliği etmişçesine, önleme almak yerine öğütle geçiştirdikleri için kadınların kolayca katledildiğini çok gördük.

evrensel.net

Evrensel'i Takip Et