Evrensel için yeni bir dönem
12 Aralık 2012

Yedi sülalelerine yetecek bir leke!

Amerikan seçimlerinde Obama’nın yeniden seçilmesinden sonra, Suriye’ye yönelik müdahale girişimlerinin çok yönlü olarak arttığını görüyoruz.
Bir yandan Suriye’deki muhalefet içindeki şeriatçı-terörist grupları dışlayan girişimlerde bulunulurken öte yandan da müdahale biçimleri çeşitlendiriliyor.
Dün bizim gazetede de yer alan İndependent’in haberine göre; Londra’da yapılan bir gizli toplantıda, Suriye’nin işgali, bir senaryo olarak değil, askeri bir harekat olarak tartışılmış. Toplantıya ABD, Türkiye, İngiltere, Fransa, Ürdün Katar, BAE gibi ülkelerin temsilcileri katılmış.
Elbette sadece bu toplantı değil yeni olan. ABD seçimlerinin üstünden geçen bir ay içinde, Türkiye’ye patriot bataryalarının verilmesi, bu bataryaları kullanmak üzere en az bin ABD ve Alman askerinin de Türkiye’ye geleceği kesinleşmiştir. Yine Suriye muhalefetinin tanınması ve  “sürgünde bir Suriye Hükümeti” için adımlar hızlandırılmıştır.
Evet bir yandan müdahale için askeri ve diplomatik düzeyde girişimler artmıştır ama öte yandan Suriye muhalefetinin ağırlığının ve Özgür Suriye Ordusu (ÖSO)’nun marifetleri ortaya çıktıkça savaş ve şiddet yanlısı politikaların cephe gerisindeki desteği de hızla erimektedir. Batı basınında son aylarda bu konuda çıkan haberlerin çoğalmasının nedeni budur. Ve bu da emperyalist güçlerin işlerini çok zorlaştırmaktadır.
Bunu fark eden emperyalist güç odakları, ellerindeki en etkili kozlardan birini, hatta birincisini cepheye sürmüşlerdir.
Son birkaç gündür medyada yer alan, içinde (başında da diyebiliriz) Orhan Pamuk’un da yer aldığı bir grup yazarın Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’a mektup yazarak “İstifa et yoksa sonun Saddam ve Kaddafi gibi olacak” diyen iğrenç, bırakalım böyle ünlü yazarları, hiçbir dünya vatandaşına yakışmayacak bir mektup yazmaları da bölgeye her yönden müdahaleyi derinleştirmeyi amaçlayan emperyalist güç odaklarının hem müdahale kararlılığını hem de “ne kadar sıkışmış” olduklarını göstermektedir.
Çünkü emperyalist güç odakları herkesten iyi bilir ki, entelektüel güçler, cepheye en son sürecekleri bölükleridir. Elbette barış için, insan hakları için aydınlar, yazarlar, sanatçılar her zaman girişimlerde bulunurlar ama emperyalizmin çıkarlarının sözcüsü olarak aydınların, sanatçıların kendilerini ortaya atmaları ancak yeni bir saflaşmanın yaşandığı “kırılma” dönemlerinde olabilir. Bu yüzden de Orhan Pamuk ve Alman, İtalyan, İsrail ve Cezayirli tanınmış yazarların kendilerini, barış düşmanlarının safında açıkça yer alarak, barış ve insan hakları mücadelesinin safında yer alan güçlerin ayaklarının altına atmaları için çok çaresiz olmaları gerek.
Bu yazarların mektubunun sefil içeriği dün gazetemizde Aydın Çubukçu, Sennur Sezer, Adnan Özyalçıner, Bilgesu Erenus, Şükrü Erbaş ve Aydın Engin tarafından çeşitli yönleriyle eleştirildi. Onların da belirttiği gibi, Pamuk ve şürekasının alınlarına sürdükleri yedi sülalelerine yetecek bir lekedir. Bunu elbette kendileri de bilirler. Ve böyle bir riski göze almaları için de herhalde “ikna edilmiş” olmalılar!
Ve yine herhalde öyle bir mektubu yazanlar ve arkasındakiler, bu girişimlerin dünyanın aydınları ve yazarları içinde taraftar bulacağını, bunun bir eyleme dönüşeceğini ve Suriye’ye yönelik emperyalist saldırganlığın arkasında bir entelektüel güç birikeceğini ummaktadırlar!
Ancak emperyalist odakların bu hamlesi ayaklarına dolanacak bir hamledir. Çünkü dünya aydınlarının ve sanatçılarının çok büyük çoğunluğu, barışçı, insan hakları savunucusu bir gelenek üstünden hareket edeceklerdir. En başta da Türkiye için bu böyle olacaktır. Çünkü, ünü itibariyle mektupçuların başı Orhan Pamuk’tur ve ülkemizin aydınları, sanatçıları Pamuk’un (suç ortaklarının da) bu tutumunu lanetleyecek, onun Türkiye’nin aydınlarını asla temsil etmeyeceğini, Türkiye’nin aydınlarının, yazarlarının, sanatçılarının barış ve demokrasi çizgisinde, Suriye halkıyla dayanışma içinde  kararlılıkla mücadele edeceklerini göstereceklerdir.

evrensel.net

Evrensel'i Takip Et