Pazar günü biri İstanbul’da, biri Kars’ta iki yürüyüş vardı. Nicelik bakımından birbiriyle kıyaslanamayacak iki yürüyüş.
İstanbul’da Emek Partisi’nin çağrısıyla toplanan 500 kişi, “Savaşa, patriotlara, yabancı askerlere, Nato üslerine hayır, içeride dışarıda barış” dedi. Ortadoğu’daki bütün halklar için eşitlik ve özgürlük istedi.
Kars’taki yürüyüşe ise 10 bin kişi katıldı. Bir devlet organizasyonu, büyük bir kampanyaydı. İçişleri Bakanlığı, Spor ve Gençlik Bakanlığı, Kızılay, Çaykur “sponsorluğunda” sahneleniyordu. Bol bol “şehit”, “savaş”, “düşman” edebiyatı yapıldı. Milliyetçilik ve militarizmde arşa varıldı.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, son yıllarda icat olunan bu etkinliklerin baş aktörü olma rolünü bu kez Suat Kılıç ve İdris Naim Şahin’e bırakmıştı.
Basit bir milliyetçinin, Türk-İslamcı’nın Chicago ekolüne batırılmış halinden fazlası olmamasına karşın bizim “özgürlükçü”, “liberal” AKP’lilerin has adamı olan Ahmet Davutoğlu’nun adına mal edilen dış politika; yani “Amerikan atına binerek Osmanlı kılıcı sallama” ihtirası, Enver Paşa zihniyetinin bugün AKP’yle yaşıyor olduğunun bir göstergesi.
Zaten her fırsatta İttihatçılara verip veriştiren AKP’nin Sarıkamış ve Ermeni Soykırımı’nda takındığı tavrın gerçek pozisyonunu gözler önüne serme konusunda üstüne yoktur ya, bu parantezi burada açıp kapatalım.
Kars’ta “Gençlik şühedanın izinde” ve “Türkiye şehitlerine yürüyor” başlıklarıyla gerçekleştirilen yürüyüşün arka planına dair Evrensel’de hem ben hem de Dağhan Irak birer yazı yazdık.
AKP’nin Sarıkamış’ı yüceltmesini, gençliği seferber ederek bunu adeta bir ritüele çevirmek istemesini, onun emperyalizmin güdümündeki rolünü koruyarak Bölge’deki hakimiyetini gerekirse ‘zor’la artırmayı hedefleyen güncel ve gelecekte evrilmesi muhtemel politikasıyla açıkladık.
Erdoğan Bayraktar ne kadar “Çevre Bakanı” olabilirse o kadar Gençlik ve Spor Bakanı olabilecek olan Suat Kılıç, Sarıkamış yürüyüşünde “Şühedanın ayak izini takip ettik. Kahraman ecdadımızın yerine, onlara vekaleten 10 bin gencimizle şehadetlerini getirdik” dedi. Utanmadan, sıkılmadan gençliğe Sarıkamış’ı örnek gösterirken aslında onları en az Sarıkamış kadar karanlık bir geleceğe, savaşa hazırladıklarını da itiraf etti.
AKP şühedanın ayak izini takip ededursun Tîroj dergisinin Ocak-Şubat kapağında da ayak izleri var. Onlar da kar üstünde ama onlar emperyalist savaşa, kana ve başka halklar üzerinde tahakküm kurma çabasına değil. Vedat İlbeyoğlu’nun da dediği gibi “Bütün adımlar, bütün izler barışa ve eşitliğe.”
Evet Pazar günü bu ülkede 2 yürüyüş vardı. Birine 500 birine 10 bin kişi katıldı. Biri gençliği, emekçileri barış, eşitlik ve özgürlük için mücadeleye çağırdı. Diğeriyse onları kof milliyetçilik ve hamasetle yedeklemeyi amaçladı.
Yakın geleceğimizde gençliğin geniş kesimlerinin bu 2 eğilimden hangisinden yana olacakları önemli rol oynayacak.

evrensel.net

Evrensel'i Takip Et