Ya şimdi, ya az sonra!..

Aptal kutusu dediğimiz; hem de vazgeçilmezimiz yaptığımız  iletişim organı yaşamımıza girdiğinden bu yana insan ilişkilerinde ve davranışlarında önemli sapmalar olduğu bir gerçek. Alışkanlıklar, öncelikler değişti. Konuşma ve dil bozuldu. Üstüne bir de cep telefonu gelince konuşma dilinin yanı sıra yazı dili de değişime uğradı. Sesli harfler düştü, yok oldu. Neyse ki aptal kutusu akcamın dilinde duruyor onlar şimdilik. Ama sözlerin, sözcüklerin anlamı değişti, içi boşaldı geri gelmemecesine.

Akcamın armağanı içi boşaltılmış sözlerin başında da “az sonra”  geliyor. Her şey az sonra olacaktır çünkü orada. Haberlerde, haberlerin içindeki haberde, izlencelerde her bir şey az sonradır.  O olmadan hiçbir şey sunulamaz olmuştur. Az sonra denilen; ama belirlenemeyen  bir süre kesinlikle sokulacaktır izleyenle izlenilen arasına. İzleyenin de izletenin de insan olduğu düşünülürse, “akrep etmez insanın insana ettiğini” çıkarması hiç de yanlış olmaz. 

Olağan koşullarda o “az sonra” lık süreçin en çok beş dakika olacağını düşünülür de yarım saat sonrası us dışı olur. Hani “sonra”  denilse en azından bir zaman sınırı olmayacağından belirsizliğe katlanabilir insan da “az”  sözcüğü eklenince sözün öncesine belirsizlik de bir ölçüde kalkmış ya da kısaltılmış oluyor. Çünkü az sonra ile sonra arasında ne olduğu bilinemeyen azımsanmayacak bir süre vardır. Onun için olsa gerek sonra yerine az sonra kullanılır ve yaklaşık beş dakika da bir de yinelenerek süre alabildiğine uzatılır. Beş dakika olarak ölçümlediğiniz o süre otuz, kırk, elli dakikaları çok kolay bulabilir.

“Az sonra” nın üstüne, daha yakın bir geleceği göstereceği düşünüldüğünden  olsa gerek“şimdi “  sözcüğü kullanıma sunuldu bir de. Düşünce böyle olsa da uygulamada şimdi sözcüğü de az sonra sözü gibi uzun, upuzun ; hem de belirsiz bir süre için sündürülür oldu. Oysa hemen olacak, olması gereken bir olguyu tanımlar şimdi sözcüğü.

Bunu sürekli yapan da, spor kanalına ek olarak hemen her kanalında; hem de salt ayaktopu konusunda pek çok yorumcu ve sunucu görevlendiren TRT’ dir. Bir gece, üşenmedim saat tuttum ve şimdi  dedikten on beş dakika sonrasında bile olacak olan olmayınca kendime acıdım ve bıraktım işin sonunu. Ersin Düzen’ in “ciddi bir ezici üstünlüğü var”  demesi gibi bu durum insanlar; hele de benim üzerimde ciddi bir ezici baskı oluşturur; sinirlerde ciddi kıpraşma ötesinde ezici oynaşmalar yaratır oldu. Az sonra olacakları kestiremediğimden şimdi… diyerek izlemeyi sonlandırıyorum. Çünkü sonrası da var bu girişin. Yani kötünün de kötüsü. 

Ersin Düzen aralıksız düzerken sözleri, ekranda geriye doğru çalışan bir sayaç da az sonra’ nın ya da şimdi’  nin bitmesine ne kaldığını gösterir kimi zaman. Örneğin sekiz dakikadan başlar ve bittiğinde görüntü girecek diye umulur. Ama yine gelmez, yine olmaz, yine boştur her şey.  Yine bir şimdi… başlar. Geri saymayı tamamlamış sayaç ileriye doğrun sarmaya başlar zamanı. Düzen, umursamaz bir duruşla söz düzmeyi sürdürürken, izleyenler de başka sözlerin düzenlemeye yönelir ister istemez ya da biklerek ve isteyerek.

Oysa, “yasal düzenlemeler…”, “ yayıncı kuruluş…”  gibi artık inandırıcı değil bıktırıcı gerekçelere sığınmadan görüntünün girileceği saat tam olarak verilse, en azından izleyene saygı duyulmuş olunacak; ama yolunacak kaza da kim saygı duyar ki!.. Sık sık değindiğim gibi elektrik bedellerinin belli bir oranı TRT’ ye başka bir biçimde döndüğüne göre bu tüketimin körüklemesi, sömürü düzeninin de sürdürülmesi gerekmektedir. Hem kaçak kullanıcıların parası ödenecektir özelleştirmenin güzelleştirilmiş kurumlara; hem de TRT’ nin kasası doldurulacaktır. Kolay değildir bu da.

Bu uzatmalar, o bilmiş adamların söylemiyle  “oyun gereği olmayan duraklamaların” oynatılması”  gibi bir süre uzatımı da değildir. Bu doğrudan doğruya soygun oyununun uzatılmasına yönelik bir uygulamadır. İstenmeden alınan paradır, zamandır ve yasa dilinde hırsızlıktır. 

Her kanalda ayaktopuna ilişkin söylemlerle beyinler uyuşturulurken paralar keseden, zaman heybeden haybeye akıtılmaktadır TRT’ ye. Eskiler vakit nakittir  dese de, eskiye düşkünlükleri bilinenler nakit vakittir derdindeler anlaşılan.